Şarapnel parçalarına bakılırsa kurban vurulduğunda koşuyormuş. | Open Subtitles | بالحكم على أثار الشظايا أقول إن ضحيتنا كان يركض عندما أصيب |
Tüm hızıyla koşuyormuş ve kim takip ediyorsa arkasından bakmış. | Open Subtitles | كان يركض بكل سرعته وكان ينظر خلفه على من كان يطارده |
- Parkta. - İnanmazsın, koşuyormuş. | Open Subtitles | فى المنتزه لقد كان يركض هل تصدق؟ |
Çamurda koşuyormuş gibisin, evlat. | Open Subtitles | تبدو مثل الذى يركض في الطين، إبن! هل أنت تسخر مني؟ |
Hızlı koşuyormuş. | Open Subtitles | عجباً . إنه عدّاء سريع |
At resmen topuklarcasına koşuyormuş. | Open Subtitles | . هذا الحصان عدّاء لعين |
- Epey hızlı koşuyormuş, değil mi? | Open Subtitles | انه "من المؤكد" انه يركض بسرعه , أليس كذلك ؟ |
Mulder koşuyormuş. | Open Subtitles | مولدر كان يركض. |
-Baban, vurulmadan önce koşuyormuş. | Open Subtitles | -أبوك. كان يركض قبل تعرّضه للطلق الناري . |
Maraton koşuyormuş. | Open Subtitles | يركض في المارثونات. |
Dirk, donmuş bir göletin karşı tarafına doğru olanca hızıyla koşuyormuş ta ki, birdenbire, bir çatırtı ve kırılma sesi duyana dek ve tam o anda da kırılan buzun altındaki dondurucu sulara gömülen gardiyanı görmek için arkasını dönmüş. | Open Subtitles | لذا (ديرك) كان يركض بأسرع ما يمكنه عبر المستنقع المتجمد... حتى, فجأةً، سمع تكسراً وتصدعاً... والتفت حوله في تلك اللحظة ليرى الحارس... |