Üzgünüm, Clara. kocama söyler misin lütfen konuklarımıza servis yapıldığından emin olsun. | Open Subtitles | هلَا طلبت من زوجي أن يتأكد من أن الضيوف لديهم ما يشربونه؟ |
kocama sizden bahsettim ve sizi sarayda bu akşam yemeğe davet ediyoruz. | Open Subtitles | لقد تحدثتُ إلى زوجي وأرغب في أن تتعشى معنا في القلعة الليلة |
Kendisi ile tanışmadan önce kocama bir bebek doğurduğumu hiç söylemedim. | Open Subtitles | انا لم اخبر زوجي أبداً, أنني أنجبت طفلاً قبل أن نتقابل. |
kocama bunun neden olduğunu açıklamak zorunda kalmamayım bir de. | Open Subtitles | وآخر ما أحتاجه هو أن أشرح لزوجي سبب حدوث ذلك. |
Bana güvenen kocama yaptığım iğrenç şey yüzünden karma da bana yaptı yapacağını. | Open Subtitles | تعلم، والتي كانت كالعاقبة لهذا الشئ الفظيع الذي فعلته لزوجي والذي وثق بي |
kocama ve Walt Cummings'e söylemeyi denedim ama o konuşmayı kafamdan uydurduğumu düşünüyorlar. | Open Subtitles | لقد حاولت إخبـــار زوجى و و الت كامينجز ولكنّهم يعتقدون أننى أتخيل المحادثة |
Kızımın karate hocasıyla ilişkim yok. Ayrıca kocama da herpes falan bulaştırmadım. | Open Subtitles | لا أقيم علاقة مع مدرب ابنتي للكاراتيه و لم أصب زوجي بالقوباء |
Sonra da ayrıldık çünkü kocama doğum günü hediyesi alacaktım. | Open Subtitles | ومن ثم افترقنا لأنني اضطررت لشراء هدية لعيد ميلاد زوجي |
Sana yıllardır yapmadığım, bir şey yapacağım. kocama bundan nefret ettiğimi söylemiştim. | Open Subtitles | سأقوم بفعل شئ لم أفعله منذ سنوات وأخبرتي زوجي أنني لا أحبه |
Bunu kocama söylemek aklımın ucundan geçmezdi ama sen de benimle geliyorsun. | Open Subtitles | لم أعتقد قط أنني قد اطلب هذا من زوجي لكنك ستأتي معي |
On dakika sonra kocama veda edeceğim ve çocuklarım babalarını son kez görecekler. | Open Subtitles | ١٠ دقائق، قبل أن أودع زوجي للمرة الأخيرة، قبل أن يودع أولادي والدهم؟ |
Lütfen kocama bir şey söylemeyin. Öğrenirse gidip onları öldürür. | Open Subtitles | أرجـوك , لا تـُخبر زوجي إن علِـم بذلك سوف يـقتلهم |
İtibarıma; kocama, kalbimi verdiğim adama güvenebileceğime dair olan inancıma mal oldu. | Open Subtitles | لسمعتى ،ولأيمانى من ناحية آخري فى زوجي ، الرجل الذى أعطيتة قلبي. |
Başkalarına yardım etmek için ölmek, kocama göre bir davranış değildir. | Open Subtitles | الموت في الخدمة الآخرين ليست نهاية هذا ليس غريباً على زوجي |
kocama, parmağımda değilken daha çok yardımı olur. | Open Subtitles | ربما يساعد زوجي أكثر مما لو كان في إصبعي |
kocama 2008'de iki düzine farklı ucu olan bir matkap almıştım. | Open Subtitles | اشتريت لزوجي مثقابًا كهربائيًّا مع دزّينتي مسامير حفر في عام 2008 |
Ama bayan Mars, Larry, kocama bunu nasıl izah edeceğim? | Open Subtitles | لكن, سيدة مارس ماذا يجب لي أن أقول لزوجي لاري؟ |
Ne yaparsan yap, kocama ve çocuklarıma olan sevgimi elimden alamazsın. | Open Subtitles | لا شيء ستفعله سيغير حقيقة مدى حبي لزوجي. مدى حبي لأطفالي. |
Sen Andre'nin kocama kendisini öldürmesinde yardım ettiğini söylemek istediğinde itiraz etmiştim. | Open Subtitles | لقد اعترضت عليك عندما قلت ان اندريه ساعد زوجى فى الأنتحار . |
Eğer bu evliliği sürdürürsem kocama bir daha asla güvenemeyeceğim. | TED | إذا بقيت في هذا الزواج، لن أكون قادرة على أن أثق بزوجي أبدا. |
kocama ne olduğunun bu evdeki ölümlerle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | الذى حدث لزوجى ليس له علاقه بحالات الموت فى هذا المنزل إذن فهذا حقيقه |
Barna gittigimizde bana da, kocama da çok iyi davranrd. | Open Subtitles | ؟ كان لطيفَ جدا ًمعي انا و زوجِي عندما كُنّا نذهب الى حانتِه. |
O yıl sona ermeden, doktorlar bana ve kocama ona uygulayabildikleri maksimum kemoterapi ve radyasyon tedavisine rağmen tümörün yinelediğini söyledi. | TED | وقبل نهاية العام، جلسنا أنا وزوجي مع الأطباء وأخبرونا أن الورم تجدّد، بالرغم من العلاج الكيماوي والإشعاعي المكثف. |
Mesajlaşma her anımı, iş arkadaşlarıma ve sevgili kocama ne kadar duyarlı bir insan olduğumu gösterme şansına çevirmişti veya en azından Pinterest'teki sayfam için diğer mükemmel koltuğu bulma şansı elimdeydi. | TED | أو أنشغل بإرسال رسائل نصية في كل لحظة فراغ لأثبت لزملائي في العمل ولزوجي العزيز أني شخص متجاوب، أو على الأقل أبحث عن أريكة جميلة أخرى لأصورها وأضعها على صفحتي في Pinterest |