Sanırım bunu sana söylemenin kolay bir yolu yok ama, gezegenindeki uygarlık tamamen yok edilmiş. | Open Subtitles | أفترض أنه ليس هناك طريقة سهلة لنخبرك ذلك لكن الحضارة على كوكبك مدمرة |
Üzgünüm, bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | أنا آسف ليس هناك طريقة سهلة لاقول لكم هذا |
Sadece çıkıp söylemek vereceksiniz bana bu yüzden bu kırmak için kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | لا توجد طريقة سهلة لاخبارك بهذا لذا سأقوله مباشرة |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. Öylece söylüyorum o yüzden: | Open Subtitles | لا توجد طريقة سهلة لقول هذا , لذا فقط سأقوله |
Bakın, bunu söylemenin kolay bir yolu yok ama bir kenara birazcık para koymuştum, kendime harcamak için. | Open Subtitles | ليس من السهل قول ذلك لكنني أبقيت القليل لأنفقه |
Tamam, bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | حسنٌ، لا يوجد طريقة سهلة لقول هذا |
Bunu söylemenin gerçekten daha kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | هذا .. ما من طريقة سهلة لقول هذا |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok o yüzden direk söylemek zorundayım. | Open Subtitles | حسناً ، ليس هناك طريقة سهلة لقول هذا لذا سأقوله مباشرة |
Bak bunu söylemenin kolay bir yolu yok ama buna bir son vermeliyiz. | Open Subtitles | انظري ليس هناك طريقة سهلة لقول هذا، لكن يجب علينا أن نتوقف |
D'Artagnan, sana bunun söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | ارتاجنان ليس هناك طريقة سهلة لاقول لك هذا |
Pekâlâ, bunu senden istemenin kolay bir yolu yok... | Open Subtitles | حسنا، .. ليس هناك طريقة سهلة أن أسألك هذا، لذلك. |
Detektif, bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | أيّها المُحقق، لا توجد طريقة سهلة لقول هذا. |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | لا توجد طريقة سهلة لإخبارك ذلك |
- Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | لا توجد طريقة سهلة ل أقول هذا. عانيت |
Bak, bunu söylemenin kolay bir yolu yok ama başka birine aşığım ve buraya boşanmak istediğimi söylemeye geldim. | Open Subtitles | حسناً , إننى اعرف بأنه ليس من السهل أن أقول هذا ... إننى أحب واحده أخرى . وأنا هنا أطلب بالطلاق |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok, bu durumda... | Open Subtitles | ليس من السهل اخبارك هذا , لذا |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok ama... | Open Subtitles | لا يوجد طريقة سهلة لقول هذا لكن |
Açıklamanın kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | ما من طريقة سهلة لتفسير ذلك. إنّني... |
Bu haberi vermenin kolay bir yolu yok, canım. | Open Subtitles | ليس هنالك طريقة لطيفة لأخبرك بهذا ياعزيزتي |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | ليندا ليس هناك طريقة سهله لقول هذا |
Bunu söyleyemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | وليس هناك طريقة سهلة لما سنقوله |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok fakat evliliğimiz artık mahkemede yürütülüyor. | Open Subtitles | ليست هناك طريقة سهلة لقول هذا لكن زواجنا شارف على الإنتهاء |
Bunu sormanın kolay bir yolu yok, üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف، لا توجد طريقة أسهل للسؤال عن هذا |