ويكيبيديا

    "koltuğunda" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المقعد
        
    • مقعد
        
    • كرسي
        
    • مقعده
        
    • كرسيه
        
    • أريكة
        
    • الأريكة
        
    • بمقعد
        
    • المقعدِ
        
    • مقعدك
        
    • بالمقعد
        
    • كرسيك
        
    • أريكتك
        
    • مقاعدهم
        
    • كرسى
        
    Oradaydı, gün gibi açık, orada otomobilinin ön koltuğunda oturuyordu. Open Subtitles كان مفاجأة بحجم الحياة يجلس في المقعد الأمامي من سيارتك
    Hayatım boyunca seni gözümde uzun bir arabanın ön koltuğunda oturup, Open Subtitles طوال حياتى وأنا أتصورك تجلس في المقعد الأمامي للعديد من السيارات
    Sırtım ağrıyor ve tek yiyebildiğim araba koltuğunda cips oldu. Open Subtitles والشيء الوحيد الذي تناولته كان بعض الحبوب على مقعد السيارة
    Yani Çin küresel çapta çevremizin geleceği için sürücü koltuğunda oturuyor. TED فالصين في مقعد السائق الآن وتحدد مستقبلنا البيئي العالمي.
    George, Gus'ın korkuları vardır. Dişçi koltuğunda yalnız kalmak da onlardan biri. Open Subtitles جورج وجوس عِنْدَهُما خوف مرضي بأن يكونا لوحدهم في كرسي طبيبِ الأسنان
    Görevli memur, yolcu koltuğunda kızıl saçlı bir kız olduğunu söyledi. Open Subtitles يقول بأنه شاهد فتاة شعرها أحمر اللون تجلس في المقعد الآخر
    Akşam yemeğine gittik ve arabanın arka koltuğunda birden üstüme atladı ve dilini boğazıma soktu. TED وفي المقعد الخلفي للسيارة قفز فوقي فجأة ولصق لسانه اسفل رقبتي
    Arka koltuğunda, battaniyenin... altında uyuyan bir çocuk varmış. Open Subtitles .. و هناك طفل نائم و عليه غطاء في المقعد الخلفي
    Savaşı arabanın arka koltuğunda ölmek için kaybetmedim. Open Subtitles لم أخسر الحرب لأموت في المقعد الخلفي لسيارة
    Dün O'Neill'in arabasının arka koltuğunda porno filmleri bulduk. Open Subtitles بالامس وجدنا مجموعه من افلام الجنس فى المقعد الخلفى لسياره اونيل
    Altı yaşındaki manken de bir oto koltuğunda, ve ve berbat görünse de bu harika. 400 civarında, tamam? TED في مقعد السيارة, ولكنه يظهر نتائج مفجعة , لكن جيدة نسبيا 400 نقطة
    Ama bu gece, değişiklik olsun diye dizginler senin elinde olacak ve sürücü koltuğunda oturacaksın. Open Subtitles ولكن الليلى للتغيير سوف نعالج تلك الأزمة أجلس فى مقعد السائق أيضاً
    Artık Sir lsaac Newton pilot koltuğunda oturuyor. Open Subtitles لقد وضعنا جاذبية اسحاق نيوتين في مقعد القيادة
    Isıtılan şoför koltuğunda arkama yaslanmışken sirenleri duydum. Open Subtitles كنت مستلقياً على مقعد السائق، عندما سمعت صفارات الإنذار
    Seni ilgilendirmez ama bilgin olsun diye söyleyeyim, onun evine geçtik hava kazaları belgeseli izledik ve onun büyük koltuğunda uyuyakaldım. Open Subtitles ومن ليس من شأنك، ولكن ل السجل، عادت إلى مكانها، شاهد تحقيقات الكوارث الجوية، ثم سقطت نائما في بلدها كرسي كبير.
    Asistanımın münasebetsiz koltuğunda oturmasını isterim eğer bu kadar çok sevmiyor olsaydı. Open Subtitles كنت لأجعل مساعدي لا يبارح مقعده الخبيث، لو أنه لا يعشق ذلك
    Öyle mi? Şok oldum şimdi çünkü onun ofisinde dikiliyorum, sen de onun koltuğunda oturuyorsun. Open Subtitles أنا مصدوم لأنني أقف في مكتبه و أنت تجلس في كرسيه
    Çünkü senin yüzünden ben de Jules'in koltuğunda şarap içemiyorum. Open Subtitles بسببك، لا أستطيع أن أشرب النبيذ على أريكة جولز أيضا
    Zor bir günün ardından rahatlama evresine girdiğinizde ofis koltuğunda müzik sizi rahatlatır. TED فعندما تخلد للإسترخاء في نهاية يوم صعب، على الأريكة في مكتبك، سوف تتناغم الموسيقى معك.
    Mezuniyet gecesi babamın arabasının arka koltuğunda... Open Subtitles رائحة أنفاسه كريهة يجعل حفلة التخرّج الراقصة التي قضيتها بمقعد سيارة والدي الكاديلاك
    Hemen sonra da devriye arabasının arka koltuğunda çırılçıplak vaziyette yakalanacaksın. Open Subtitles وبعد بأَنْك سَتَمْسكُ عاري مَع ها في المقعدِ الخلفيِ لسيارةِ فرقتِكَ.
    Basınç artışı. O güç seni koltuğunda geriye ittiriyor. Open Subtitles وارتفاع الضغط الذى يدفعك للخلف فى مقعدك.
    Karım bir defasında arabanın arka koltuğunda bir kuş bulmuştu. Open Subtitles لقد وجدت زوجتي طائرا بالمقعد الخلفي للسياره
    Çünkü hiç evde olmazdın, ve olduğunda da, koltuğunda oturup hiçbir şeyle ilgilenmezdin. Open Subtitles لأنك غير متواجد بالمنزل، و عندما تتكون هنا تجلس في كرسيك و تعيرها أي إنتباه
    Geçen sefer seninle iyi anlaştığımızı düşündüğüm için koltuğunda yatabilirim dedim. Open Subtitles و فكرت انه بما اننا بدا علينا الإنسجام جيّدا جدا آخر مرّة هل يمكنني أن أنام على أريكتك
    Herkes evinin koltuğunda seyrediyor. Open Subtitles العالم كلّه مترقّبٌ على أطراف مقاعدهم
    Ama anlaşılan Teğmen atlamıştı ve Cylonlar onu bulana kadar kaçış koltuğunda yeterince hayatta kalmıştı. Open Subtitles ولكن يبدو أن الملازم قد أطلق كرسى الطائرة .. ونجي بطريقة ما فى كرسيه القاذف لفترة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد