ويكيبيديا

    "konteynırın" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الحاوية
        
    • حاوية
        
    Mısır'ın egemenliğinde olan, milletlerarası olarak tanımlanmış, bu Amerikan Yargı Alanın ve konteynırın içine getirildin. Open Subtitles و اصبحت بعيداً عن صلاحيات القضاء الامريكي داخل هذه الحاوية المعترف دولياً بأنها خاضعة للسيادة المصرية
    Gümrük bildirgesinde, Çin'den gelen konteynırın 50 sterlinlik mal taşıdığını fark etmişti. Open Subtitles فقد لاحظ في القائمة أن الحاوية القادمة من الصين كانت تزن 50 رطلاً زائداً
    10. konteynırın kamyona yüklenmesi gerekiyor. Open Subtitles إسمع ، علينا أن نحمل الحاوية رقم 10 بداخل الشاحنة
    Ben intörnken yük rampasından çelik takviye çubuklarının bulunduğu konteynırın üstüne düşen bir adam getirmişlerdi. Open Subtitles عندما كنت متدرباً أحضروا لي رجلاً قد سقط من مرسى شحن إلى حاوية قضبان فولاذ مسلح
    Hayır, yakalamak için yardım lazım bir konteynırın içine tıkıp, bazı cevaplar almak için. Open Subtitles لا , نحتاج مساعدة لجرها إلينا ورميها في حاوية تخزين والحصول على بعض الاجوبة منها
    konteynırın içinde kimyasal silahtan yüksek patlayıcılara kadar her şey olabilir. Open Subtitles من الممكن أن تحتوي الحاوية على أي شئ إبتدءاً من المتفجرات ذات الطراز العالي وإنتهاءاً بالأسلحة الكيميائية
    Gizemli konteynırın çalındı, içindeki öyle bir şey ki biri uğruna adam öldürdü. Open Subtitles الحاوية الغامضة التي تمت سرقتها هُناك شخصاً ما كان ينوي قتل أحدهم مُقابل الحصول عليها
    On dakika sonra konteynırın arkasında buluşalım. Open Subtitles قابلاني خلف الحاوية خلال عشر دقائق
    konteynırın yerini belirlemek için onları görmem gerek. Sakin ol, Carl. Open Subtitles -أحتاج لرؤيتها حتى أقوم بتحديد موقع الحاوية
    O konteynırın içinde ne olduğunu öğrenmemiz gerekiyor. Open Subtitles يجب أن نلقي نظرة على تلك الحاوية
    konteynırın içine göz atmamız gerekiyor. Open Subtitles نريد أن نلقي نظرة داخل الحاوية
    konteynırın dışında bekleyen insanlar var. Open Subtitles كان هُنالك أُناسٌ خارج هذه الحاوية.
    Anlarsın, geçen gece John çöpü dışarı çıkarıyordu... ve sürekli konteynırın dışına bir şeyler döküyordu.. Open Subtitles في تلك الليلة (جون) كان يُخرج القمامة وكان يُسقِط الأشياء من الحاوية
    konteynırın üstünde! Open Subtitles إرمه إلى الحاوية.
    konteynırın üstünde. Durun. Open Subtitles إنه خلف الحاوية توقف
    Kuzenim Ingo konteynırın numarasını söylüyor. Open Subtitles (ابن عمّي (إنغو أخبرني لتوّه برقم الحاوية
    Bay Dragovic, konteynırın içindekilerinden habersizdi. Open Subtitles لم يكن السيد (دراغوفيتش) على علم بمحتويات الحاوية
    Bir keş vardı, siz gittikten sonra konteynırın arkasından bir şey aldı. Open Subtitles أتذكر أن مدمن مخدرات أخذ شيئاً... من خلف حاوية القمامة بعدما غادرتِ
    Bir kadının konteynırın içinden geçtiğini söylüyorsun. Open Subtitles أنت قلتي ان امراءة مرت بشكل مباشر من خلال حاوية الشحن
    Süvarinin başını sakladığımız hücredeki konteynırın içinde duruyor. Open Subtitles أنه مخبئ في حجرة ماسونية في حاوية أستخدمناها لأجل "رأس "فارس الموت
    konteynırın 10/11, 11 Ekimde geldiğini sandık ama aptal Avrupalılar tarihleri ters yazıyorlar. Open Subtitles كنا نظن الشحن وجاء حاوية في 11 تشرين الأول/أكتوبر، 10/11، ولكن الأوروبيين غبية كتابة التواريخ إلى الوراء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد