| fikirlerimizin çalışmasını kontrol etmeye başlayacağız hafızamızı , metabolizmamızı, kişiliğimiz yada çocuklarımız | Open Subtitles | أصبح بمقدورنا السيطرة على طرق عمل عقولنا وذكرياتنا، وعملياتنا الأيضية وشخصياتنا وأطفالنا |
| Yine de seni kontrol etmeye, nasılsın diye bakmaya geldim. | Open Subtitles | لكن أتيت لتفقد أمرك على أي حال، لأرى كيف حالك. |
| Her şeyi kontrol etmeye çalışmaktan vazgeç ve bırak. Bırak! | Open Subtitles | توقف عن محاولة التحكم في كل شئ وأتركها تمضي فحسب |
| Buraya tıbbi ekibini kontrol etmeye gelmedin. | Open Subtitles | لم تأتِ إلى هنا للإطمئنان على فريقك الطبي |
| Hey, geniş bir gübre yığınını kontrol etmeye mi gidiyorsunuz? | Open Subtitles | يا رفاق ، هل ستهبون للتحقق من كومة سماد كبيرة؟ |
| Sadece dağınızı kontrol etmeye gelmiştim. Hepsi bu. | Open Subtitles | جئت لهنا لأتفقد الجبال هذا كل ما في الأمر |
| kontrol etmeye gittiğimde arka taraftan çıktıklarını gördüm. Bir adam. | Open Subtitles | ذهبت لأطمئن عليهم فرأيتهم يخرجون من الخلف |
| Onları kontrol etmeye geleceğim, lekesiz olsalar iyi olur, tamam mı? | Open Subtitles | سأعود لفحص هذه ومن المفضل أن تكون خالية من البقع حسناً |
| Onu kontrol etmeye gidiyoruz. | Open Subtitles | أجل، من الأفضل أن نذهب للاطمئنان عليها فلتتبعاني |
| Bu vasiyetin son halini kontrol etmeye uygun olduğunu düşünüyor musunuz gerçekten? | Open Subtitles | هل حقا تعتقد بأنها قادرة على السيطرة على التصرف النهائي في الوصية؟ |
| Devlet hayatımızı neredeyse her yönden kontrol etmeye çalışıyor sadece uyuşturucu kullanımını değil. | Open Subtitles | ان الدولة تحاول السيطرة على كل جوانب حياتنا تقريبا. وليس فقط تعاطي المخدرات |
| İnsanları, yerleri ve bir şey yapamayacağın şeyleri kontrol etmeye çalışmak. | Open Subtitles | تحاولين السيطرة على الناس والأمور لا يمكنك فعل شئ بشأن هذا |
| Buraya sadece kör adamı kontrol etmeye gelmedin değil mi? | Open Subtitles | أنتي لم تقطعي كل هذه المسافة لتفقد شخصاً أعمى |
| - Aramam gerekirdi. E-posta' mı kontrol etmeye geldim. | Open Subtitles | كان يجب أن أتصل، لقد جئتُ فقط لتفقد البريد. |
| Öfke kontrolü eğitimi alıyorum ve öfkemi kontrol etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | انا احضر بعض صفوف التحكم بالغضب وأحاول التحكم في عصبيتي |
| Topu birden kontrol etmeye ve hissetmeye başladı çünkü vücudu, önceden sekiz yaşından beri sahip olduğu, o, orijinal şekli hatırladı. | TED | أصبح فجأة قادرًا على التحكم بالكرة والشعور بها، لأن جسده تذكر الشكل الأصلي الذي كان يمتلكه حتى ثمان سنوات مضت. |
| Arada bir sizi kontrol etmeye bir adam gelecek tamam mı? | Open Subtitles | سأرسل شخصًا للإطمئنان عليكم من حينٍ لآخر، حسنًا؟ |
| Davayı kontrol etmeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا فقط للتحقق من القضية، سمعت أن هنالك |
| Bazı kişiler dosyalarımı kontrol etmeye gittim ve onlar sınıflandırılmışlardı. | Open Subtitles | عدت لأتفقد ملفاتي الشخصية و وجدتها مصنفه |
| Tam yatıyordum ki kafama takıldı ve paltomu giyip sizi kontrol etmeye geldim. | Open Subtitles | ذهبت إلى السرير ولكن حدسي قال لي أن أخلع معطفي ، وأصعد لأطمئن عليك. |
| Kasaba sınırındaki birkaç çiftliği kontrol etmeye gitmek üzereydik. | Open Subtitles | نحن فى طريقنا لفحص مزرعتين على حدود المدينة |
| Dün sabah erken saatlerde ahırı kontrol etmeye gittim, birkaç akbaba görmüştüm. | Open Subtitles | صباح الأمس، ذهبت للاطمئنان على الماشية لقد رأيت بعض الصقور |
| O Rita Repulsa, evreni kontrol etmeye çalışan galaksilerarası bir büyücü. | Open Subtitles | هذه ريتا ريبولسا ساحرة من بين المجرات ولديها نزعة كبيرة للسيطرة على الكون |
| iyi ki sizi kontrol etmeye gelmişim. | Open Subtitles | شىء جيد إني مررت لأتحقق منكن. |
| Seni kontrol etmeye gelmiştim ama sen gitmiştin. | Open Subtitles | ذهبت لأتفقدك ذلك وكُنت أنت قد ذهبت |
| - Scott seni kontrol etmeye gelecek. - Tamam. | Open Subtitles | سكوت) سوف يأتي لفحصكِ) - حسنا ً - |
| Bizi kontrol etmeye mi geldiniz Scythe? | Open Subtitles | هل حضرت فقط لتطمئن علينا سيدي ؟ |
| Buraya seni kontrol etmeye gelmişler. | Open Subtitles | إنهم هنا ليطمئنوا عليك |