Ah, o bizim şeref konuğumuz, bir tabak çorbada boğulsaydı, çok ayıp olurdu. | Open Subtitles | أوه، سيكون من العار أن يكون ضيفنا الشرف يغرق في طبق من الحساء |
Eğer öyle kalmak niyetindeysen... bizim konuğumuz olarak burada kalmanı şiddetle tavsiye ederim. | Open Subtitles | إذا أردت أن تبقى كذلك فيجب علي أن أنصحك بشدة بأن تبقى هنا و تكون ضيفنا |
Uruguay'daki bir ev sahibiyle kalan bir konuğumuz vardı ve kalp krizi yaşadı. | TED | كان لدينا ضيف أقام مع مضيف في أوروغواي، وقال أنه تعرض لنوبة قلبية. |
Bu akşamın onur konuğumuz ancak bizim hayallerimizde olabilecek bir dünyadan. | Open Subtitles | ضيف الشّرف لهذه الليلة ينحدر من عالمٍ بوسعنا أن نتخيله فحسب |
Özel onur konuğumuz, Bayan Lalitha Lajmi son kararı verdi.. | Open Subtitles | ضيفتنا المميزة ، السيدة لاليثا لاجامي كانت في حيرة شديدة |
Affedersiniz, bayanlar ve baylar, yeni konuğumuz geldi. | Open Subtitles | فلتنتبهوا لي أيها السيدات والسادة، لقد وصل ضيفنا الجديد. |
Şimdi bir sonraki konuğumuzu takdim etmenin zamanı. Bu konuğumuz Bay | Open Subtitles | والآن, ننتقل الى ضيفنا التالى, وضيفنا التالى سيكون مفاجأة |
- Bence genç konuğumuz için tam zamanı. | Open Subtitles | وأعتقد أنه حان الوقت ضيفنا الشباب وأصبحت تعرف أنا. |
Bu akşamki ilk konuğumuz... Frankie Avalon. | Open Subtitles | ضيفنا الأول في هذا المساء هو فرانكي آفالون |
Bir hafta boyunca bizimle birlikte olacak konuğumuz; efsane Lakers takımından Bay James Worthy. | Open Subtitles | ضيفنا هذا الأسبوع السيد جيمس وورثي من الفريق البطل كريد ليكر |
Çok özel bir konuğumuz, şimdi içeriye girdi. | Open Subtitles | عِنْدَنا ضيف خاصّ جداً الذي سَاقِط بالإستوديو. |
Şimdi, sayın konuğumuz Senatör Ernest Harrison. | Open Subtitles | والأن, ضيف الشرف, النائب إيرنيست هاريسون. |
Bu akşam için özel bir konuğumuz var. Dünyanın en korkusuzu. | Open Subtitles | الآن لدينا ضيف مفاجئ، أعظم مُخاطر بالعالم |
Ama önce özel bir konuğumuz var, kınanması gereken McBain filmlerinin yıldızı Rainier Wolfcastle. | Open Subtitles | لكن أولاً لدينا ضيف خاص راينر وولفكاستل نجم أفلام مكبين المكروهة |
Bugün özel bir konuğumuz var. Guguk kuşunun yuvasından yeni kaçmış. | Open Subtitles | الآن لدينا ضيف مميز ، جائتنا للتو من المصحة العقلية |
Bir süreliğine konuğumuz olacakmışsın gibi geliyor, Delia. | Open Subtitles | يبدو أنك كنت ستكونى ضيفتنا لفتره يا دليا |
Harase Kyoko, bugünkü konuğumuz. | Open Subtitles | هناك واحدة منها فقط لا غير وهي هاريس كيوكو ضيفتنا لليوم |
Yeni konuğumuz için evde yapacak çok işimiz var. | Open Subtitles | علينا أنّ نجلب العديد من الاشيــاء لنجعـل المنزل جـــاهزاً من أجل الضيف الجديــد |
Ve bugünkü konuğumuz olduğun için sana bunu veriyoruz. | Open Subtitles | و لكونك ضيفاً للبرنامج اليوم نريد أن تحصل على هذا |
Klorel ve Skaara bizim konuğumuz olduğu sürece aygıt çıkarılamaz. | Open Subtitles | الجهاز لا يمكن إزالتها طالما كوريل و سكارا هم ضيوفنا |
Tekrar hoşgeldiniz. Şu anda stüdyomuzda çok özel iki konuğumuz var, | Open Subtitles | مرحباً بعودتكم لدينا ضيفان خاصان بالاستديو |
Oldukça özel bir konuğumuz olduğu için bugünkü dersimiz ertelendi. | Open Subtitles | اليوم تمّ تأجيل المُناقشة لأن لدينا ضيفٌ خاصٌ جداً |
Bu gece dört muhteşem konuğumuz olduğu için çok şanslıyız. | Open Subtitles | يا لبختنا أن نستضيف أربعة ضيوف لا نظراء لهم في هذه الأمسية |
Bir konuğumuz var gibi. | Open Subtitles | يبدو أن لدينا زائراً زائر جائع |
Çocuklar, konuğumuz var. | Open Subtitles | يا رجال ، لدينا صحبة أنا سأتولى الباب |
Bu geceki özel konuğumuz adına kadeh kaldırarak başlamak istiyorum. | Open Subtitles | اود ان ابدأ بالقيام بنخب لضيف خاص جدا |
Şu yemeğe çağırdığın konuğumuz tatlı için falan dönerse diye elimde onunla uyuyacağım. - Kızdın sen. | Open Subtitles | و سأنامُ معهُ في حالة قرر ضيفُ عشائكِ اللعين العودة من أجل الحلوى أو شيءٌ من هذا القبيل |
Onu onur konuğumuz olarak karşılamalıyız belki de. | Open Subtitles | ربما ينبغي لنا ان يقبلوه كضيف كريم |