Herhangi bir biyoloji, kimya ya da mühendislik alt yapım yok, üstüme çok gelmeyin, çünkü biomedikal mühendisliği hakkında konuşacağım. | TED | ليس لدي أي خلفية في الأحياء الكيمياء أو الهندسة بالتأكيد، لذا تحملوا معي لأنني سأتحدث اليوم عن الهندسة الطبية الحيوية. |
Bugün yapay zekâ ve insanoğlunun nasıl birlikte var olabileceğinden konuşacağım ama öncelikle insani değerlerimiz hakkında yeniden düşünmeliyiz. | TED | سأتحدث حول كيف يمكن أن يتعايش الذكاء الاصطناعي والجنس البشري، ولكن أولاً، يجب علينا إعادة التفكير في قيمنا الإنسانية. |
Yani zaman perspektifi nedir? Bu konu hakkında konuşacağım bugün. | TED | إذاً ماهو منظور الزمن؟ هذا ما سوف أتحدث عنه اليوم. |
Yüreğimle konuşacağım. Bunu burada yapmama müsaade etmezseniz başka bir yerde yaparım. | Open Subtitles | سأتكلم من قلبي إن لم تسمح لي هنا، سأتكلم من مكانٍ آخر |
Gidip adamla konuşacağım ve sana daha iyi bir oda bulabilir miyiz, soracağım. | Open Subtitles | سأذهب للتحدث مع الرجل. وسأرى إن كنا نستطيع أن نجد لك غرفة ألطف. |
Bay Dedektif Ted ile konuşacağım. Hayır, ben kendim konuşurum. | Open Subtitles | سأتحدث الى السيد تيد المحقق لا,لا, انا سأتحدث اليه بنفسى |
Sana İsveç'te bir iş bulacağıma söz veriyorum. Andrei ile konuşacağım. | Open Subtitles | أعدك بأن أجد لك عمل في السويد ، سأتحدث الى أندري |
Onunla konuşacağım. Eminim bize yardım eder. Numarası var mı bizde? | Open Subtitles | سأتحدث معه, متأكد أنه سوف يساعدنا هل لدينا رقم هاتفه ؟ |
Tamam, onunla konuşacağım ama bunu senin için yapıyorum yani hiç bir şey için söz vermiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً ، سأتحدث إليه ، ولكنني أفعل هذا الأمر من أجلك ، لذا لا أوعَد بأي شئ ، حسناً؟ |
Kariyerim boyunca kilo artışı ve obezite hakkında konuşacağım aklıma hiç gelmezdi. | Open Subtitles | لم تكن لدي فكرة أنني سأتحدث عن زيادة الوزن والبدانة طوال مهنتي |
iş ile ilgili konuşacağım, özellikle neden insanlar iş yerinde iş yapmak istemiyor, ki bu hepimizde olan bir problem. | TED | سأتحدث عن العمل بالتحديد : لماذا لا يستطيع الناس إنجاز العمل , في مكان العمل مشكله نعاني منها جميعا |
Ayrıca bu konuda sizinle ne şimdi ne de daha sonra konuşacağım. | Open Subtitles | ولا أريد أن أتحدث عن الأمر معكما الآن أو في أي وقت |
İlk kez bu hafta çocuklarla konuşacağım. Ya problemleri tuhaf ve zorlu olursa? | Open Subtitles | إنه أول أسبوع لي أتحدث إلي الأطفال ماذا لو أن مشاكلهم غريبة ومخادعة |
Niyetlerimizi belirtmek için Başbakan Oshiro ile direkt olarak konuşacağım. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث مع رئيس الوزراء أوشيرو و أوضح نوايانا. |
Pek çok şey hakkında hiç konuşmadım o yüzden şimdi konuşacağım. | Open Subtitles | انا لم اتكلم بشأن العديد من الاشياء لذا , سأتكلم الان |
Ve, gündemimizde çok şey olduğunu akılda tutarak, biraz bu konu hakkında konuşacağım. | TED | ولذلك سأتكلم قليللا عن ذلك.. مراعيا بأن هنالك الكثير الذي يجب أن يغطى في البرنامج. |
Hemen onunla konuşacağım ve sorun kalmayacak. | Open Subtitles | إنه ملكة اللحم المعلب سوف أذهب للتحدث إليها الآن وسوف تسير الأمور بشكل جيد |
Bugün gündelik hayatın hazları hakkında konuşacağım. | TED | أريد أن اتحدث اليوم عن السرور والسعادة في حياتنا اليومية.. |
Bugün, daha fazla tasarruf yapmak hakkında konuşacağım, ancak bugün değil, yarın. | TED | سأتحدّث اليوم عن ادخار المزيد، لكن ليس اليوم بل غدًا. |
İlgili bir bakış açısı hakkında konuşmak için buradayım, fosil yakıt yakmaktan oluşan sera gazı emisyonlarının yiyeceklerimizin besin kalitesini nasıl azalttığı hakkında konuşacağım. | TED | أنا هنا لأتحدث عن أحد الجوانب المتعلقة بذلك؛ عن كيف أن انبعاثات الغازات الدفيئة الناجمة عن حرق الوقود الأحفوري تقلل من القيمة الغذائية لطعامنا. |
Isabella ile konuşacağım, bakalım birşeyler bulabilir mi. | Open Subtitles | سأتكلّم مع إيزابيلا، سأرى إذا كان يمكنها أن تعلّق .شيء |
Yeter artistliğin! Gidip konuşacağım kadınla. | Open Subtitles | كف عن التمثيل سوف أذهب وأتحدث إلي السيدة. |
- Sakin ol. Annemle konuşacağım. Beni kandırmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | حسنٌ، سأرافقكِ للتحدّث مع أمي ولستِ مُضطرّة لخداعي مُجدداً، حسنٌ؟ |
Biraz strateji ve onun teknoloji ile ilişkisi hakkında konuşacağım. | TED | سوف أتحدّث قليلًا عن الاستراتيجية وعلاقتها بالتكنولوجيا |
Kızımla birlikte gidip onunla konuşacağım. Hoşuna gidecek. | Open Subtitles | سأصحب ابنتى ونذهب للحديث معه, سوف تحبينه |
Evet ben de halüsinasyonlar hakkında konuşacağım. Ve hastalarım arasında gördüğüm bir çeşit görsel halüsinasyondan bahsedeceğim. | TED | لذلك ساتحدث عن الهلوسة و نوع محدد من الهلوسة البصرية وهو نوع أراه بين مرضاي |
Sabah ilk iş Yüzbaşı'yla konuşacağım. | Open Subtitles | أنا سَأَتكلّمُ فيه مع القائدِ أوَّلُ شَيءٍ في الصَّبَاحِ |