- Phil ve ben düşündük de... - Pony konuşacakmış. | Open Subtitles | إذاً من منكما سيتحدث الكلب ام الفرس القزم؟ |
Temsilci Moon'un dediğine göre yeni filmi ve programı hakkında konuşacakmış. | Open Subtitles | لقد سمعت من ممثلة الشركة أنه سيتحدث عن فيلمه القادم |
Kruse bu geceki panelde Birgitte'ten önce konuşacakmış diye duydum. | Open Subtitles | سيتحدث كروس في الحلقة النقاشية الليلة مع بيرغيت |
Kalbini kırmayacağıma söz verdirtti, yoksa beni çıplak elleriyle parçalayacak veya ağır konuşacakmış. | Open Subtitles | جعلني أقسم أن لا أكسر قلبك ابدا والا سيمزّقني إربا إربا أمّا بأيديه العارية أو بكلماته |
Seninle önemli bir şey konuşacakmış. | Open Subtitles | أراد التحدث إليك وقال إن الأمر مهم |
Şu eşofmanlı elemanlarla konuşacakmış ama sesi pek de coşkulu gelmiyordu. | Open Subtitles | هو سيتحدث مع الرجال الذين يرتدون ملابس سباق السيارات لكنه لم يبدو لديه دافع أقول أننا نقيم هنا |
- Bir yönetim kurulu toplantısında konuşacakmış gibi giyinmiş. | Open Subtitles | كان يبدو وكأنه سيتحدث إلى مجلس ادارة |
Yönetim kurulu toplantısında konuşacakmış gibi giyinen kim? | Open Subtitles | من يبدو وكأنه سيتحدث إلى مجلس ادارة؟ |
Konuşmaya niyetli, ama sadece "işinden anlayan biriyle" konuşacakmış. | Open Subtitles | انه سيتحدث,ولكنه الشخص الوحيد الذى يفهم الـ... |
Seninle daha sonra konuşacakmış. | Open Subtitles | قال انه سيتحدث معك لاحقاً، حسناً؟ |
Interpol'den bir yetkili var burada ve diyor ki, Becca'yla ilgili sadece seninle konuşacakmış. | Open Subtitles | -سنرى وصل ضابط من الإنتربول يقول أنه سيتحدث إليك بشأنها |
...senle konuşacakmış. | Open Subtitles | قال إنه سيتحدث معكِ فقط |
Yarın alkolikler toplantısında konuşacakmış. | Open Subtitles | سيتحدث غداً في اجتماع المصحة .... |
Lance dedi ki annemle konuşacakmış. | Open Subtitles | لانس قال بأنه سيتحدث لأمي. |
Sadece sizinle konuşacakmış. | Open Subtitles | سيتحدث إليك فقط |
Seninle önemli bir şey konuşacakmış. | Open Subtitles | أراد التحدث إليك وقال إن الأمر مهم |