Bu adama yine döneceğiz ama bu durum hakkında da konuşalım. | TED | وهكذا، سوف نعود إلى هذا الشخص، ولكن دعونا نتحدث عن الفوضى. |
Ama eğer gerçekten yapmak istiyorsanız Pazartesi günü beni arayın ve konuşalım. | Open Subtitles | لكن إذا كنت حقا مهتما بهذا حادثنى يوم الأثنين و سوف نتحدث |
Bırak babamla bir konuşalım. Meseleyi büyütmenin anlamı yok ki. | Open Subtitles | لم لا تدعنا نتحدث إلى والدنا حتى لا تتدهور الأمور؟ |
Her sene misyon gezisine çıkıyoruz, bu konuyu bir konuşalım. | Open Subtitles | حسناً, نحن نقوم برحلة تبشيرية كل سنة. علينا التحدث معاً |
Hanımefendi, sizin gibi güzel kültürel şeylerin değerlerinden konuşalım biraz, ne dersiniz? | Open Subtitles | سيدتي دعينا نتكلم عن القيمة الثقافية للاشياء الجميلة، إنها مثلك تماماً، هه؟ |
Belli ki ikimiz de silahlarımızı bırakmayacağız... - ...o hâlde biraz konuşalım. | Open Subtitles | من الواضح أنه لن يضع أياً منا سلاحه، لذا لنتكلم حول الأمر |
İkna olmadım. Bir ay sonra tekrar konuşalım olur mu? | Open Subtitles | أنا لستُ مقتنعاً سنتحدث مجدداً خلال شهر أو حوالي ذلك؟ |
Orası sadece iki saatlik yol. En azından gidip onunla konuşalım. | Open Subtitles | هذا على بعد ساعتين ينبغي أن نذهب ونتحدث إليه على الأقل |
Danny aydınlatma sahnelerini konuşalım ve baba ve oğul arasındaki dramatik gerilimi yükseltmek için nasıl ışıklandırma kullandığından konuşalım. | Open Subtitles | داني , دعنا نتحدث عن الإضاءة التي استخدمتها وكيف استخدمت الضوء لتركز على الحدث الدرامي بين الأب و الولد |
Eh, madem buradayız bir yere de gitmiyoruz konuşalım o zaman. | Open Subtitles | حسناً نحن هنا الأن ولن نذهب لأى مكان لذا دعينا نتحدث |
Gelecek hakkında konuşalım hizmetlerle bağı olan ailesi olan insanlar tarafından verilen hizmetler. | Open Subtitles | لكن دعونا نتحدث عن المستقبل الذى يتعلق بالوظائف التى يشغلها أناس ذو عائلات |
Bu boktan stajyerleri yetiştirirken ne kadar özensiz davrandığınızdan konuşalım mı ne dersin? | Open Subtitles | مارأيك أن نتحدث عن العمل القذر الذي تقومون به بتعليم أولئك المتدربين المخيفين؟ |
Madem gövde gösterisi yapmak istiyorsun senin ifadenle ilgili konuşalım. | Open Subtitles | لو كنت ترغبين عرض بعض الشجاعة، دعينا نتحدث عن شهادتك |
Pekala, İsveçler aşırı geç kaldıklarına göre hediye hakkında konuşalım. | Open Subtitles | حسنا، منذ السويديين تأخرت بوقاحة، دعونا نتحدث هدية الذكرى السنوية. |
Hep birlikte gidip görevli biriyle konuşalım ve onlara bizi burada tutamayacaklarını anlatalım. | Open Subtitles | يجب أن نذهب بشكل جماعي ونطلب التحدث مع المسؤول ونجعلهم يفخمون بإنهم لا يجب عليهم الإحتفاظ بنا هنا |
Hayır, herkesin önünde şimdi konuşalım! Benim saklayacak bir şeyim yok, senin? | Open Subtitles | لا, دعينا نتكلم الآن أمام الجميع فليس لدي شيء لأخفيه, ألديك أنت؟ |
Artık dijital teknolojinin, hayallerimizdeki teknolojinin bu hayatı nasıl sevdiğimiz hayata dönüştüreceğini konuşalım. | TED | لنتكلم عن كيف يمكننا استعمال التكنولوجيا الرقمية، تكنولوجيا أحلامنا، لنجعل هذه الحياة الحياة التي يمكن أن نحب. |
Çözün beni ve bu konuda mantıklı insanlar gibi konuşalım. | Open Subtitles | أزيلو القيود ثم بعد ذلك سنتحدث بعدها مثل الناس الراشدين |
Ne söylemeye çalıştığını anlıyorum. Hadi şurada bir nefes çekerken konuşalım. | Open Subtitles | افهم ما تحاول قوله، لنذهب الآن ونتحدث هناك بينما ادخن سيجارة |
5 milyon dolarımı nasıl ve ne zaman alacağımı konuşalım istersen. Konuşacağız. | Open Subtitles | ربما علينا أن نتحدّث عن كيف ومتى سأحصل على مالي. وسنفعل ذلك. |
Dur bir dakika. Gidip, şu kızla konuşalım. Tamam mı? | Open Subtitles | انتظر لحظة دعنا نذهب للتحدث مع هذه الفتاة, صحيح ؟ |
Hey ahbap, müsaade et de arkadaşımla oturup biraz iş konuşalım. | Open Subtitles | دع الكرسي حتى يتسنّى لي أنا مع صديقي تبادل أطراف الحديث |
Belli ki bana bir şey hakkında çok kızgınsın o yüzden konuşalım. | Open Subtitles | أنتِ من الواضح غاضبةٌُ مني بشأن أمرٍ ما لذا فلنتحدث في الأمر |
Banyoya giriyorum. Beni yarın ara, bu meseleyi konuşalım, tamam mı? | Open Subtitles | سأدخل لآخذ حماماً، وأنت ستهاتفني غداً لكي نناقش هذا الأمر، حسناً؟ |
Biliyorum. Sonuçta şu an buradayım. Konuşmamız gerekiyormuş, o zaman konuşalım. | Open Subtitles | أعلم، المهم هو أنني هنا الآن يفترض بنا التحدّث، لذا لنتحدّث |
Şimdilik bunu kenara koyup bu girişimin doğruluğunu konuşalım. | TED | دعونا ننحيّ هذا جانباً الآن ونتكلم عن دقة هذه المحاولة. |
Bir konuşalım. Bakalım tavrı ne olacak. Sonra ona göre davranırız. | Open Subtitles | سنتكلم معها أولاً ونشاهد أين تقف ونأخذها من هناك |
Pekala, bayan Dubois, bu küstahlık konusunu konuşalım. | Open Subtitles | حسنا مس ديبوا لنناقش مفهوم التعجرف للحظة |