| Biraz sarsıldı ama konuşmaya hazır. | Open Subtitles | إنه متوتر قليلاً لكني أظن إنه مستعد للتحدث |
| Şimdi de, hafif bir boğaz temizleme ile onlara konuşmaya hazır olduğumu göstereyim. | Open Subtitles | والآن, تهيئة الحنجرة المحترمة لأعلمهم أني مستعد للتحدث |
| Şu anahtarlar hakkında konuşmaya hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت مستعداً للتحدث بشأن تلك المفاتيح؟ |
| 30 yıl sonra, nihayet konuşmaya hazır mısın? | Open Subtitles | بعد 30 سنة , أنت ِ وأخيرا مستعدة للتحدث ؟ |
| konuşmaya hazır olana dek beklerdim. | Open Subtitles | أنا سأنتظر حتى إلى أن أكون مستعدة للحديث |
| konuşmaya hazır olduğunda, dinlerim. | Open Subtitles | عندما تكون مستعد للحديث , كلي آذان صاغية |
| Anlaşılan bu konuda konuşmaya hazır değilsin. | Open Subtitles | حسناً، أفهم أنك لست مستعد للتحدث عن ذلك. |
| Üç yaşlı bayan iyi ama ben hâlâ o yavru ördek hakkında konuşmaya hazır değilim. | Open Subtitles | حسنا الثلاثة السيدات بخير لكني مازلت غير مستعد للتحدث عن البطة الصغيرة |
| Felçli olmak hakkında konuşmaya hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت مستعد للتحدث عن كونك تعاني من شلل الأطفال؟ |
| Benimle konuşmaya hazır olduğunda inzibata haber verirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تعلم الشرطة العسكرية عندما تكون مستعداً للتحدث معي. |
| Henüz seninle konuşmaya hazır değilim. | Open Subtitles | أنا لست مستعداً للتحدث معك بعد |
| Bunu konuşmaya hazır olduğumda, konuşacağım. | Open Subtitles | عندما أكون مستعداً للتحدث عن هذا، سأفعل |
| Kocası onu terk ettiğine ve yeni erkek arkadaşını öldürdüğüne göre sizinle olan ilişkisi hakkında konuşmaya hazır. | Open Subtitles | الآن زوجها يتركها وأنت قتلت صديقها الجديد مستعدة للتحدث عن علاقتك |
| Bir şeyler bulacağım. Artık konuşmaya hazır mısın? | Open Subtitles | سأعثر على شيء ما هل أنتِ مستعدة للتحدث الأن؟ |
| Şimdi konuşmaya hazır mısın, Bayan? | Open Subtitles | هل انتي مستعدة للحديث الان .. يا انسة ؟ |
| konuşmaya hazır olduğunda söyleyin. | Open Subtitles | اخبرني عندما تكون مستعدة للحديث |
| Orada yaşananlar hakkında konuşmaya hazır mısın? | Open Subtitles | اذا هل انت مستعد للحديث عن ماذا حدث هناك |
| Evet, tabii. Şişkin kürk. Ama ne zaman konuşmaya hazır olursan, ben buradayım. | Open Subtitles | حسنا، يا ذا الشعر الكثيف عندما تكون مستعدا للكلام أنا هنا |
| Konuşmak mı istemiyorsun, konuşmaya hazır olanaa kadar sessiz oturacaksın. | Open Subtitles | لاتريدُ بأن تتحدث، سوفَ تجلسُ بصمت حتّى تكونَ مستعدًا للحديث. |
| Biraz iş konuşmaya hazır mısınız? | Open Subtitles | هل أنت جاهز للحديث عن العمل؟ |
| konuşmaya hazır olduğunda ara beni. | Open Subtitles | اتصلي بي عندما تكونين جاهزة للكلام |
| Ama kendini bunun hakkında konuşmaya hazır hissettiği zaman, gelip konuşacaktır. | Open Subtitles | لكن عندما يكون مستعد للكلام معي في الموضوع سوف يأتي و يكلمني عن الموضوع |
| Patronunuz konuşmaya hazır olduğunda beni bu numaradan arasın. | Open Subtitles | هذا هو رقم هاتفي لأجل رئيسك عندما يكون مستعدا للحديث |
| Sloane, konuşmaya hazır olup olmadığını soruyor. | Open Subtitles | سلونى يريد معرفة اذا أنتى مستعدة للكلام معه. |
| Şimdi benimle konuşmaya hazır mısın? | Open Subtitles | إذا هل أنت مستعده للتحدث الأن ؟ |
| Christos konuşmaya hazır değilse, saygı duymalıyız. | Open Subtitles | اذا كريستوس ليس مستعداً للتكلم يجب ان نحترم هذا |