Yanına feneri tutmak için hizmetkâr almadan. Yalnız başına gitmek konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | وبدون خدم لحمل الفوانيس يصر على الذهاب وحيداً |
...zaten kullanılan Kadim teknolojisinden yararlanarak yapılacak bir uyarlamanın arayüzü mükemmelleştireceği konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | يصر على أن لدينا فرصة أكبر لإتقان الوصلة إذا عكسنا هندستها بواسطة تقنية القدماء وهذا بالفعل ما سيتم عمله |
"Ama kendisi yazabilmek için huzuru ve sessizliği korumak konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | لأنه يصر على الهدوء الذي يحتاجه اثماء الكتابة |
Mezunlar toplantısının bu ay olması konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | يصرّ على أن يحدث لمّ الشمل خلال هذا الشهر |
Hemen bugün şerifi gönderip sizi bunu yapmaya zorlayabilirim ama müvekkilim velayet değişimini sessiz sedasız halletmemiz konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | يمكنني إرسال نقيب الشرطة إليك اليوم ليجبرك على ذلك، لكنّ موكّلي يصرّ على... أن نقوم بعمليّة نقل الوصاية بهدوء |
Evden çıkmama izin vermiyor ve iyileştikten sonra Paris'ten ayrılmam konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | هو يرفض السماح لي بالخروج من البيت وهو يصر على أن أغادر باريس فوراً |
- Amatör olduğu konusunda ısrar ediyor. Dünya ne hale geliyor? | Open Subtitles | يصر على أنه لاعب هاوي ماذا دهى العالم؟ |
Suçun ciddiyeti yüzünden, ...çavuş Elkins sivil destek alma konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | نظراً لخطورة التهم الموجهة لللظابطة (اليكنز) يصر على دعم المدنيين |
Akşam yemeğini özel olarak yemek konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | يصر على تناول عشائه لوحده |
Don öğrencilerinin onu adıyla çağırması konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | (دون) يصرّ على طلابه أن يدعوهباسمهالأول. |