| Işıklar kapalıyken uyudum ve hiç korkmadım. | Open Subtitles | لقد نجحت، لقد نمت والأضواء مطفأة ولم أخف |
| Hiçbir zaman görevdeyken zarar görmekten ya da ölmekten korkmadım çünkü işim buydu ve işimi seviyorum. | Open Subtitles | أننى لم أخف أبداً من الإصابة أو الموت أثناء تأدية عملى. هذه مهام الوظيفة وانا أحب وظيفتى. |
| Çatışmalarda çok koktuğum oldu, ancak orada bulunduğum zamanın çoğunda korkmadım. | TED | لقد كنت خائف جدا أثناء القتال، لكن أغلب الوقت وعندما أكون خارجًا، لم أكن خائفا. |
| - Annemle babama söylemekten korkmadım bile. Sadece sana söylemekten korktum. | Open Subtitles | أنا لست خائفا حتى أن أقول أمي وأبي . كنت خائفة من أقول لك. |
| Tuzağa düştüm, yakalandım ama asla korkmadım. | Open Subtitles | لقد نصب كمين للقبض علي و لكنني لم أكن خائفاً |
| Şunu bilmeni istiyorum ki, hiç de korkmadım. | Open Subtitles | حسناً, أريدك فقط أن تعلمي أنني لستُ خائفاً على الإطلاق |
| Kasabamın huzurunu kaçıran birisinin karşısında durmaktan asla korkmadım. | Open Subtitles | لكنّي لم أخف يومًا من أن أتصدى لأحد ممن هددوا أمن بلدتي |
| Hayatımda, hiçbir zaman, asla atlardan korkmadım, ama o birlikte olduğu o atlar... | Open Subtitles | أنا أبدأ , ... . لم أخف من الخيول فى حياتى كلها . |
| Yüzleştiğim onca şeyde ölmekten korkmadım. | Open Subtitles | كل الاشياء التي واجهتها... لم أخف أبداً من الموت |
| Evet. Pamuk Prenses'e gittim ve cadıdan korkmadım çünkü... numara yapıyordu. | Open Subtitles | ( لقد لعبت على ( سنو وايت ولم أخف من الساحرة |
| - Hayatımda hiç bu kadar korkmadım. | Open Subtitles | لم أخف على الإطلاق في حياتي لهذه الدرجة |
| Demek istediğim, senin için korkuyordum, ama sonra senin korkmadığını düşündüm ve daha da korkmadım. | Open Subtitles | أقصد، كنت خائفا من أجلك، لكن فكرت بشأنك بأنك لن تذعر وحينها لم أشعر بالذعر بعد ذلك أبدا. |
| Zor işlerden ve acılardan hiç korkmadım. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن كنت خائفا من العمل الشاق والألم |
| korkmadım... tam tersine daha da cesaretlendim. | Open Subtitles | لم يكن خائفا... على العكس من ذلك ، لقد نشأت أكثر جرأة. |
| Ben yeterince korkmadım! | Open Subtitles | ولكني لست خائفا بما فيه الكفاية |
| - Seninle gurur duyuyorum. - Ben korkmadım. Biliyorum. | Open Subtitles | لم أكن خائفاً - أعرف ، يمكنني أن ألحظ هذا - |
| Ben kutuda saklı kaldım. korkmadım. | Open Subtitles | "لقد ظللتُ مخفيّاً في الصندوق، ولم أكن خائفاً." |
| Ben hiçbir şeyden başarısızlıktan daha çok korkmadım. | Open Subtitles | طالما كنت خائفاً من الفشل من أى شيئ آخر |
| Ölümden hiçbir zaman korkmadım ama acı içinde ölmekten korkuyorum. | Open Subtitles | لم يسبق أنّ كنتُ خائفًا من الموت. لكنّي خائف أنّ أموت في العرق. |
| Ben yakalanmaktan korkmadım abi. Mal gitmesin diye. | Open Subtitles | لم أخشى على نفسي من الإعتقال كنت أخشى على البضاعة |
| Bir gece benimle çok yumuşak bir biçimde konuşunca senin eve gelmen için izin istemekten korkmadım. | Open Subtitles | كلّمني بمنتهى الرقة ذات ليلة ولم أخش سؤاله عن إمكانية عودتك إلى المنزل |
| Kimseye söylemediğim şeyleri sana söylemekten korkmadım. | Open Subtitles | ولم أكن أخشى أن أخبره بشيئ لم أخبر الأخرين به |
| Hiç korkmadım. Muhtemelen sahtedir zaten. | Open Subtitles | انا لست خائف ، من المحتمل ان يكون مزيف على كل الاحوال |
| korkmadım, değil mi? Aynaya baktığımda yansıman yoktu. | Open Subtitles | أنا لم أكن خائفة عندما نظرت للمرآة و لم أجدك |
| Ve kendimi savunmaktan korkmadım ve bu cesareti gösterir. | Open Subtitles | ولم اكن خائفة من ان ادافع عن نفسي وهذا يظهر الشجاعة |