ويكيبيديا

    "korku içinde" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في خوف
        
    • من الخوف
        
    • فى خوف
        
    • في ذعر
        
    • في رعب
        
    • في الخوف
        
    • في الخوفِ
        
    • بخوف
        
    • في حالة من الهلع
        
    Ama baban yüzünden bir insan tüm hayatını korku içinde geçirdi. Open Subtitles لكن احدهم كان عليه أن يعيش حياته في خوف بسبب والدك
    hayatlarının son anlarında dehşet ve korku içinde, yaşama veda edeceklerdi. TED كنت خائفا لو اخبرتهم الحقيقة انهم سيموتون في رهبة في خوف متمسكين باخر لحظات في الحياة
    korku içinde yaşadım ve açıkça söylemek gerekirse bir bakım evinde yapayalnız bir şekilde ölümün sonunda gelip beni serbest bırakmasını bekliyordum. TED عشت في خوف ، سأقولها بصراحة كنت بأنتظار الموت أخيراً ليحررني، متوقعاً أن أموت وحيداً في أحدى دور الرعاية.
    Oğlum tahtın varisi olduğu için... her gün korku içinde yaşıyorum. Open Subtitles أنا أعيش في سجن من الخوف كل يوم لإن ابني هو وريث العرش
    Az sayıda ilk köpekbalıkları açık denizde korku içinde yaşıyorlardı. TED عاشت أسماك القرش الأولى بعيداً من الشاطئ في خوف.
    Yeteneklerin senin parçan. korku içinde yaşayamazsın. Open Subtitles قدراتك هي شخصيتك، لا يمكنك أن تعيش في خوف
    korku içinde yaşamak, yaşamak değildir. Open Subtitles كما ترون، العيش في خوف لا يعني عيشاً على الإطلاق
    Oh ne güzel. Yani diğer 449 aile korku içinde yaşasın öyle mi? Open Subtitles هذا رائع, الـ 449 عائلة الأخريين يعيشون في خوف إذن؟
    Yıllardır korku içinde yaşadım çünkü hapisteki bir adam kadar yalnızdım. Open Subtitles في السنوات الماضية، عشت في خوف لأني كنت لوحدي، مثل رجل في السجن.
    Tüm hayatımı korku içinde geçirebilirdim ama her nasılsa kendimi daima güvende hissettim. Open Subtitles كنت لأعيش حياتي في خوف لكن بطريقة ما دائماً ما شعرت بأمان
    Asıl korku içinde yaşayan benim. Open Subtitles وحدي من يعيش في خوف لا أستطيع الخروج من منزلي في المساء
    Düşman bizden korku içinde yaşamamızı istiyor ama asıl korkması gereken onlar. Open Subtitles العدو يريدنا أن نعيش في خوف لكنّهم هم الذين يجب أن يكونوا خائفين
    Baba, hayatımı korku içinde yaşayamam. Lütfen beni anla. Open Subtitles ابي,لا استطيع ان اعيش حياتي في خوف ارجوك اعفني
    Kendilerine güveniyor gibi görünebilirler ama Churchill sakinleri korku içinde yaşamayı reddediyor ve kutup ayılarından koruma devriyesi onları güvende hissettiriyor. Open Subtitles يبدو هذا رُبَّما شيئا ً مُختلا ً ولكنَّ المُقيمين في تشيرشل يرفضون العيش في خوف. ودورية الحِماية من الدب القطبي تجعلهميشعرونبسلام.
    Sessiz bir protesto ve korku içinde yaşarız, ...haddinden fazla zalimliğe maruz kalırız. Open Subtitles نحن نعيش في خوف وأحتجاج صامت العقوبة التي سنتحملها لا تقاس
    Artık korku içinde yaşamayacağıma söz vermiştin. Henüz babamı iyileştirmediğini unutuyorsun. Open Subtitles لقد وعدتني إنّني لن أعيش في خوف بعد الآن
    Oğlum tahtın varisi olduğu için... her gün korku içinde yaşıyorum. Open Subtitles أنا أعيش في سجن من الخوف كل يوم لإن ابني هو وريث العرش
    Bu insanların geri kalan hayatlarını korku içinde geçirmelerini mi istiyorsun? Open Subtitles هل تريدون هذا الشعب ان يعيش فى خوف باقى حياته ؟
    Oğlun tahtın varisi olduğu için... her an korku içinde yaşamak... Open Subtitles أعيش في ذعر في كل لحظة وكل يوم، لإن ابني هو وريث العرش
    Ailemin, lağımlarda sinsice dolaşan şeyleri bilerek korku içinde yaşamalarını istemiyorum. Open Subtitles لا أريد لأبويّ أن يعيشا في رعب مما يحوم في المجارير
    Artık korku içinde yaşamak istemiyorum. Open Subtitles حسناً ، لا أريد أن أعيش في الخوف بعد اليوم
    Ama ayrıca şunu da farkettiki çocuklar korku içinde yaşamamalılar. Open Subtitles لَكنَّها أيضاً أدركتْ تلك الأطفال يَجِبُ أَنْ لا يَعِيشوا في الخوفِ.
    Kutsal yarasaları kaybolalı korku içinde yaşıyorlar. Open Subtitles الآن هم يعيشون بخوف بعد ان اختفى وطواطهم المقدس
    Yalnız olduğunu düşünen bir bireyi içeriyor, dışavurumcu bir tutumla uğraştırıyor --- çılgınca şarkı söylemek, kıvrılarak dansetmek, hafif seksüel hareketler --- sadece aslında yalnız olmadıklarını, gizlice izleyen birinin olduğunu farketmek için, ki korku içinde, yaptıklarını derhal bırakmalarına neden olan şeyin farkedilişi. TED إنها تتبع فرداً، لاعتقاده بأنه وحيد، يشترك في شيء من التصرفات التعبيرية -- غناء جامح ورقص مستمر وبعض النشاط الجنسي الخفيف -- فقط لاكتشاف أنهم بالفعل ليسوا وحيدين، أنّ هناك شخصاً يشاهد ويراقب، هذا الاكتشاف الذي يدفعهم مباشرة إلى التوقف عما كانوا يفعلونه في حالة من الهلع.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد