Bu yapılabilecek en nefret verici, en acımasız sinsi, korkunç şey. | Open Subtitles | وهذا هو الأمر الأكثر بغضاً قاسية متستر شيء فظيع يمكنك القيام به |
Adamım, bu şimdiye kadar yaptığım en korkunç şey. | Open Subtitles | هـذا أكثر شيء فظيع فعلتهُ من أيّ وقتٍ مضى |
İster inan ister inanma seni tehdit edebileceğim en korkunç şey kızının ölümü değil. | Open Subtitles | صدقوا أو لا تصدقوا، وفاة ابنتك ليس أكثر شيء فظيع أستطيع أن يهددون باستخدام. |
Yaptığım korkunç şey hakkında. | Open Subtitles | عن الفعلة الشنيعة التي فعلتها |
Yaptığım korkunç şey hakkında. | Open Subtitles | عن الفعلة الشنيعة التي فعلتها |
Bak bu çok korkunç şey daha yeni oldu ve arkasında kara bir bulut bıraktı. | Open Subtitles | أترين؟ هذا الشيء الفظيع حدث للتو. و قد ترك سحابة مظلمة تحوم. |
Atlattığınızı sandığınız korkunç şey. | Open Subtitles | ذلك الشيء الفظيع الذي ظننتَ أنّه قد ذَهَب إلى غيرِ رجعة ؟ |
- Bir sürü korkunç şey söylerler. | Open Subtitles | -الناس يقولون جميع أنواع الأشياء الرهيبة |
Tammy, bu şimdiye kadar yaptığımız en sorumsuz/korkunç şey olabilir. | Open Subtitles | تامي قد يكون هذا أكثر شيء فعلناه حماقة و رعبا |
Aklımdan 10.000 tane korkunç şey geçiyor. | Open Subtitles | أنا أفكر بـعشرة الاف شيء فظيع الآن |
- Bir arkadaşa yapılacak en korkunç şey bu! | Open Subtitles | -انه شيء فظيع لتفعله لصديق! |
Neymiş bu korkunç şey, Peter? | Open Subtitles | وما هو هذا الشيء الفظيع يا بيتر؟ |
Birçok korkunç şey yaptım biliyorum ama... Bu gerçekten zamanı değil... | Open Subtitles | أنا أعلم أنني فعلت الكثير من الأشياء الرهيبة, ولكن ... وهذا هو حقا ليس الوقت المناسب ل... |
Bu kadar lanet, korkunç şey hiç başıma gelmemişti. | Open Subtitles | الأكثر رعبا الشيء اللعين يحدث لي على الاطلاق. |