Ona korkunç şeyler yapabilirler ve bu senin sonun olur. | Open Subtitles | يمكنهم أن يفعلوا بها أشياء رهيبة. و بهذا ستكون نهايتك. |
Ama korkunç şeyler oluyor; insanlar her gün hayatlarını değiştiren, travmatik kayıplar yaşıyor. | TED | لكن الأشياء الفظيعة تحدث، يُعاني الناس من تجارب مؤلمة وخسارات صادمة يوميا. |
Dürüst polisler varoşlara gittiğinde çok korkunç şeyler olur. | Open Subtitles | عندما يذهب الشرطه الشرفاء للمنطقه تحدث أشياء فظيعه |
Sen insanlara korkunç şeyler yapan... korkunç birisin. | Open Subtitles | أنتِ امرأةٌ فظيعة تفعلين أموراً فظيعة للناس |
Bebeği sürekli kontrol edip, korkunç şeyler hayal etmek iyi değil. | Open Subtitles | أنه لسيئ أن تبالغي في الإطمئنان و تخيل حدوث أشياء مريعة |
Beni içeri götürüp sorular sordular, korkunç şeyler anlattılar. | Open Subtitles | لقد أخذوني و سألوني كثيرا وأخبروني بأشياء فظيعة |
Ama her apartmanda korkunç şeyler olur Hutch. | Open Subtitles | لكن هاتش أشياء سيئة تَحْدثُ في كُلّ شُقَّةِ بالبيت |
Sen de öyle yapmalısın çünkü burada korkunç şeyler oluyor. | Open Subtitles | وأنت يجب أن تهربي كذلك، لأن أشياءً فظيعة حصلت هنا. |
İş hayatında oldukça korkunç şeyler yaşadın değil mi ajan? | Open Subtitles | لقد فعلت بعض الأشياء السيئة اليوم أليس كذلك أيها العميل؟ |
Daha önce de korkunç şeyler yaptım, Mandy, fakat bu, lanetin şimdiye kadar bana yaptırdığı en kötü şey. | Open Subtitles | عملت اشياء فظيعه يا ماندي لكن هذا الشيء الأسوأ اللعنة أبدا جعلتني أعمل. |
Mektupta korkunç şeyler yazıyordu ve ben öyle söylemek istememiştim. | Open Subtitles | لقد كان هنالك أشياء رهيبة في تلك الرسالة ولم أقصدهم |
Bana bir sürü soru sordular. Hakkında korkunç şeyler söylediler. | Open Subtitles | لقد سألوني اسئلة عديدة وقالوا أشياء رهيبة عنك |
Ama son günlerde artan bir sıklıkta suyun altında korkunç şeyler de görmeye başladım, pek çok insanın farkında olmadığını düşündüğüm şeyler. | TED | ولكن أكثر فأكثر هذه الأيام ارى الأشياء الفظيعة تحت الماء وكذلك الأمور التي لا اعتقد ان معظم الناس يدركونها |
Arkadaşlarıma korkunç şeyler olmasını izlemekten bıktım. | Open Subtitles | لقد إكتفيت من رؤية أشياء فظيعه تحدث لأصدقائي |
İyi adamların hiç korkunç şeyler yaptığını düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تعتقدين أن الأشخاص الطيبين قد يفعلون أموراً فظيعة يوماً؟ |
Bebeği sürekli kontrol edip, korkunç şeyler hayal etmek iyi değil. | Open Subtitles | أنه لسيئ أن تبالغي في الإطمئنان و تخيل حدوث أشياء مريعة |
Genelde yılanların çıplak hatunlara korkunç şeyler yapmalarını çiziyor. | Open Subtitles | إنه فنان أوشام . غالباً ما يرسم ثعابين تقوم بأشياء فظيعة بفتيات عارية |
Ben de senin hakkında korkunç şeyler uydurup onu rahatlatmaya çalıştım. | Open Subtitles | لذا أردت أن أشعرها بتحسن باختراع أشياء سيئة عنك |
Sekiz büyünün hepsi... doğru zamanda söylenmeli yoksa korkunç şeyler olacak. | Open Subtitles | كلّ التعاويذ الثمان يجب أن تقال في الوقت المناسب وإلا ستحدث أشياءً فظيعة |
Âşık olan insanlara korkunç şeyler oluyor. Biliyorum, çünkü gördüm. | Open Subtitles | العديد من الأشياء السيئة تحدث للناس الذين يقعون في الحب إنني أعرف ذلك فلقد شاهدته من قبل |
korkunç şeyler yapabileceğine, ve içinde kötülük olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | انا عندى اسابى للاعتقاد بانك قادر على فعل اشياء فظيعه وان عندك الشر مقيم بداخلك |
Çünkü pekala ben de korkunç şeyler yapabilirim | Open Subtitles | بالرغم من أنَني أستطيع أن أفعل شيئاً فظيعاً بشكل جيَد جدَاً |
Kötü şeyler yaptım korkunç şeyler acımasız şeyler! | Open Subtitles | لقد اقترفت شروراً فظائع أعمال وحشيّة. |
Tanrı'm, korkunç şeyler yapmış. Öldürdüğü insanları doğrayıp küçük parçalara ayırmış. | Open Subtitles | يا إلهى , لقد فعل أشياء مروعة . لقد قتل الناس و قطعهم إلى قطع صغيرة |
Bana daha önce de korkunç şeyler söylendiği oldu... senin tarafından. | Open Subtitles | لقد قيل لي اشياء مريعة من قبل ومنكِ انتِ |
İşte korkunç şeyler görüyorum, açıklanamaz şeyler. | Open Subtitles | , في عملي , أرى بعض الأشياء الرهيبة أشياء لا يمكن شرحها |