Muhtemelen Dersu'nun kaplan dediği şey orman korkusunun bir hayaliydi... | Open Subtitles | ربما ما سماه درسو ...النمر كان شبح ...خوفه من الغابة |
Babani iyi tanimiyordum lakin, en büyük korkusunun seni kaybetmek oldugunu biliyorum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف والدك حق المعرفة لكنني أعرف أن خوفه الأكبر كان خسارتك |
Babanı iyi tanımıyordum lakin, en büyük korkusunun seni kaybetmek olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف والدك حق المعرفة لكنني أعرف أن خوفه الأكبر كان خسارتك |
Ölüm korkusunun, hayatını ne kadar kısıtladığının farkında mısın, Chris? | Open Subtitles | هل تعرف كيف الخوف من الموت بيهددك يا كريس ؟ |
Kitabın dediğine göre yalnızca onun korkusunun kökünü yok edersen hastalığı sona erecek. | Open Subtitles | الكتاب يقول ذلك فق قتل قلب مخاوفها سيوقف المرض |
Biri ölecek!" korkusunun herkesin götünü tutuşturması ne tuhaf. | Open Subtitles | يرفع همة وحماسة الجميع لأوجها! |
Utanmış. korkusunun nedeni karısının ölmüş olması. | Open Subtitles | إنه يشعر بالخجل خوفه هو سبب وفاة زوجته |
korkusunun kokusunu duyabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تشتم خوفه |
Hayır. korkusunun üstesinden gelince, Marolla kalbini ve parmağını işin içine kattı. | Open Subtitles | لا بالتغلب علي خوفه , (مارولا) سيضع قلبه |
Buster, fok korkusunun üstesinden gelir. | Open Subtitles | تغلب (باستر) على خوفه من الفقمه |
Hap, her zaman onun korkusunun kokusunu aldı. | Open Subtitles | كان "هاب" يلاحظ دائماً خوفه. |
Ölüm korkusunun doğal olduğunu ancak mantıklı olmadığını savunuyordu. | TED | هو جادل أن الخوف من الموت شيء طبيعي لكنه ليس منطقي |
Belli ki bu ülkelerdeki milletvekilleri tutuklanma korkusunun insanların seks satmalarını engelleyeceğini umuyorlar. | TED | عل ما يبدو، يأمل المشرعون في هذه البلدان أن الخوف من أن الاعتقال سوف يمنع الناس من الإتجار بالجنس. |
Ama şişmanlık korkusunun neden olacağı paniğe, hakiki teröre de değiniyor. | TED | إلا أنه يعبر أيضاً عن الهلع الإرهاب بمعناه الحرفي الذي يسببه الخوف من السمنة |
Mama Jane, sağda olan, en büyük korkusunun, hiç görmediği torununu, ne yemek yaptığını göremediği için zehirleyebileceği olduğunu söyledi. | TED | ماما جاين، التي على اليمين، قالت لي أن أكبر مخاوفها هي أن تقوم بتسميم حفيدها، الذي لم تره أبداً، لأنها لم تكن تستطيع أن ترى ماذا كانت تطهو له. |
Su korkusunun büyük kısmının üstesinden geldi. | Open Subtitles | لقد تغلَّبتْ على أغلب مخاوفها من الماء |
Büyük antropolog Margaret Mead ölmeden önce en büyük korkusunun, bizler bu sıkıcı düzensiz genel dünya bakışına kaydıkça sadece insanın hayalgücünün çok daha dar görüşlü bir düşünce şekline dönüşeceğini görmekle kalmayıp günün birinde uykudan uyandığımızda başka imkanların var olduğunu da unutmamız olduğunu söylemiş. | TED | "مارجريت ميد"، عالمة الأنثروبيولوجي العظيمة، قالت قبل أن تموت أن أكبر مخاوفها هو أننا اتجهنا نحو هذه النظرة العالمية العامة لن نرى فقط النطاق الكامل للخيال البشري وقد اختزل إلى فكر ضيق ولكننا قد نستيقظ من حلم في يوم ما وقد نسينا أنه يوجد حتى إمكانيات أخرى |
Biri olecek!" korkusunun herkesin gotunu tutusturmasi ne tuhaf. | Open Subtitles | يرفع همة وحماسة الجميع لأوجها! |