"korkutuyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

• يخيفني
• تخيفني
• يخيف
• يخيفك
• يرعبني
• تخيف
• مخيف
• يخيفنى
• تخيفك
• يُخيفني
• بالخوف
• ترعبني
• أخافني
• يفزعني
• تخيفنى

Ve bunu yaparken benim orada seninle olamayacak olmam beni korkutuyor.
واكثر ما يخيفني اني لا اعتقد اني ساكون هناك كلما احتجتني

Bunu taşıyalım, şundan kurtulalım, şunu silelim. Bu beni korkutuyor.
لنتخلص من هذه , لتختفي هذه, أقتل هذه هذا يخيفني

Hayır, beni korkutuyor çünkü ona baktığımda birkaç yıl sonraki halimi görüyorum.
لا، هي تخيفني لاني حينما أنظر إليها، أرى نفسي بعد عدة سنوات

Bunun hakkında konuşmak istemiyorum. Çünkü annemi korkutuyor.
أنا لا أريد التحدّث عن هذا لأن يخيف مومي.

Hayır, kendinin neredeyse ciddi olduğunu düşünecektin. Bu da seni korkutuyor.
لا يا حبيبى ، أنت تظن أنك جاد و هذا يخيفك

Detlev'i düşünmek beni korkutuyor Ama sıksık onu düşünüyorum
يرعبني التفكير في ديتليف أحياناً أفكر به

Yapma, Mila, kes şunu. Uyku masalların herkesi korkutuyor.
كفي عن هذا ميلا قصصك قبل النوم تخيف الكل

Korkunç bir kostüm giymiş biri ortada dolaşıp insanları korkutuyor.
شخص ما يرتدي رداء مخيف ويقوم بأخافة الناس ماذا ستكون خطوته المقبلة

Bir sonraki hareketinizin ne olacağı hakkında gerçekten hiçbir fikrim yok, fakat bu beni korkutuyor.
أنا حرفيا لا أملك أدنى فكرة ماذا ستفعلون لاحقا، تعلمون، هذا يخيفني.

Özür dilerim. Öyle demek istemedim. Ama beni korkutuyor.
آسف لقول ذلك، لم أعنيه كل ما أحاول قوله بأنه يخيفني

Daha önceden hiç bilmediğim bu boşluğu hissediyorum ve bu beni korkutuyor.
أشعر بفراغ لم أشعر به أبداً من قبل وهذا يخيفني

Seni daha önce bu kadar savunmasız, çabuk etkilenen ya da kolay yönlendirilebilir görmedim ve bu beni korkutuyor çünkü sebebini bilmiyorum.
أنا لم أرك أبداً متخاذلةً أو متشكّكةً أو مخدوعة بسهولة بهذا الشكل, وهذا يخيفني لأني لا أعرف لماذا.

Bana böyle şeyler anlatma. Beni korkutuyor.
لا تخبرني بأشياء من هذا القبيل فهي تخيفني

New York beni korkutuyor doğrusu.
أتريد الحقيقة يا أورلاندو؟ نيويورك تخيفني

Görünüşe göre, suratım hastalarımı korkutuyor, bu yüzden bir hafta onlara sen bakacaksın.
يبدو أن وجهي يخيف المرضى الذين أعالجهم لذا ستهتم بهم لحوالي الأسبوع

O Çocuk senin yeteneklerin yüzünden ölebilirdi ve hayatta olmasının tek nedeni senin şefkatin ki bu seni korkutuyor.
هذا الفتى كان يمكن أن يموت بسبب قدرتك و السبب الوحيد انه حي هو بسبب طيبتك و هذا يخيفك

Bize olabilecek en kötü şekilde zarar vermek istiyor... bu da beni çok korkutuyor.
وأعتقد أنه يحاول إيذائنا بأبشع صورة وهذا ما يرعبني إلى حد الموت

Hem küçük çocukları hem küçük canavarları korkutuyor.
أتعلم، إنها تخيف الأطفال الصغار والوحوش الصغار

Biliyorum, bu seni korkutuyor. Ama kaygılanma.
أعرف أن هذا مخيف بالنسبة لكِ ولكن لا تقلقى

O adam aşağıda bulacağımız herhangi bir şeyden çok daha fazla korkutuyor beni.
أخبرك صراحة ان هذا الشخص يخيفنى أكثر مما سنجدة بالأسفل

Katliam seni korkutuyor. Seni rahatsız ediyor çok yakındın.
المجزرة تخيفك تشعرك بعدم الإرتياح ، لقد كنت قريبا منها

Sanırım, seni korkutan şey aynı şekilde beni de korkutuyor:
.. أظنُّ أنَّ ما يُخيفك .. هو نفس ما يُخيفني

Bu alışkanlıklar, bütün kadınları ezip korkutuyor, hayatta kalmaları için erkeklere bağımlı hâle getiriyor ve bu, erkek egemen sistemin devam etmesine sebep oluyor.
إذن كل هذه العادات مجتمعة تحطم المرأة، تملؤها بالخوف وتجعلها معتمدة بالكلية على الرجل من أجل نجاتها، وهذا ما يسمح لنظام قوة الرجل بالاستمرار.

Ben de öyle. Kalabalığın önünde şarkı söylemek... beni korkutuyor.
فكرة الغناء أمام هذا الحشد الكبير من الناس ترعبني كثيراً

Bildiğim kadarıyla bulunamadı. Sanırım böyle şeyler beni korkutuyor.
لم يتم العثور عليها حسب علمي أعتقد بأن ذلك نوعاً ما أخافني.

Ve sizi bilmiyorum ama Windows'un içinde yaşamak beni korkutuyor.
و لا أعلم بشأنكم، لكن العيش داخل نظام ويندوز يفزعني

- O kadar güzel ki korkutuyor beni. - Neden böyle diyorsunuz?
ـ إنها جميله جدا لدرجه تخيفنى ـ لماذا تقولين هذا ؟