Salem'ın halkını koruması için bir cadı avı çağırdığımda sizi talep etmemiştim. | Open Subtitles | عندما استدعي صائد السحرة لحماية شعب سايلم لم يكن انت من طلبي |
Muhtemelen kornea yı kuma ve çamura karşı koruması için. | Open Subtitles | من المحتمل لحماية قرنية العين من الرمل وذرّات الغُبار |
Bin yıl kadar önce, Çin'de küçük zengin bir köyde mağaradaki hazinelerini koruması için genç bir ejderha kiraladılar. | Open Subtitles | قبل ألف سنة , كان هناك قرية غنية صغيرة في ... الصين .إستأجروا تنين صغير لحراسة كنوزهم في كهف |
Ve bir gün, seni koruması için benim gibi birine ihtiyaç duyacaksın. | Open Subtitles | ويوماً ما، سوف تتمنين أن هناك رجل مثلي لحمايتك منه |
Babanın seni koruması için kiraladığı adamın biri, ajanlarımdan birini öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | أحد الرجال الذين استأجرهم والدكِ لحمايتكِ حاول للتو قتل احدى عميلاتنا |
Bak, Emma'ya onu ve özel eşyalarını koruması için bir sürü para ödedik. | Open Subtitles | انظر ، لقد ذهبنا الى ايمى دفعنا مالا جيدا لحمايته وأحتياجاته الشخصية |
Öyleyse hayalet beni koruması için gönderilmiş. | Open Subtitles | إن كان مسكوناً فالأشباح هناك مرسلة لحمايتي |
Serum, kurbanı ilk kimyasalın salgılanması sırasında koruması için dizayn edildi, bloke ediyor. | Open Subtitles | إنّ المصل يصمّم لحماية الضحيّة من ذلك الإطلاق الكيميائي الأولي. |
Hep kendilerini koruması için başkalarına dayanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتمدون على الآخرين دائماً لحماية أنفسهم |
Tanrı'ya şükürler olsun ki, bu kiliseyi koruması için birisini gönderdi. | Open Subtitles | حمد للرب لأنه أرسل أحد لحماية هذه الكنيسة. |
Evlerini koruması için birkaç muhafız görevlendirmelisin. Tamam. | Open Subtitles | يجب عليك ان تضع بعض الحرس لحماية منازلهم |
Bin yıl kadar önce, Çin'de küçük zengin bir köyde mağaradaki hazinelerini koruması için genç bir ejderha kiraladılar. | Open Subtitles | قبل ألف سنة , كان هناك قرية غنية صغيرة في ... الصين .إستأجروا تنين صغير لحراسة كنوزهم في كهف |
Çocuklarını koruması için annelerin arkada bıraktığı gözleri vardır. | Open Subtitles | انها العيون التي تتركها الأم لحراسة أطفالها |
Neden korkuyorsun yaşlı adam? Seni koruması için ona ödeme yapıyorsun. | Open Subtitles | أتخشاه أيها العجوز وأنت تدفع له لحمايتك |
Kıçını koruması için şirketini güvenlik önlemlerini almaya zorlayabiliriz. | Open Subtitles | قد تجبر شركتك على توظيف الأمن لحمايتك |
Tahminimce annen seni koruması için oldukça yetenekli birini tuttu. | Open Subtitles | أظن والدتكِ أستأجرت شخصاً ماً ماهر للغاية لحمايتكِ. |
Kendi koruması için, eğer hiçbir şey bilmezse, inkar edeceği hiçbir şeyi olmaz. | Open Subtitles | لحمايته الخاصة. اذا لم يعرف أى شىء فلن يكون لديه شىء ينكره |
Öyleyse hayalet beni koruması için gönderilmiş. | Open Subtitles | إن كان مسكوناً فالأشباح هناك مرسلة لحمايتي |
Bizi koruması için Tanrılara dua et. | Open Subtitles | لذا أنت تصلّي للرب لكي يحمينا. |
...ve onu koruması için bir ajan ayarladık. | Open Subtitles | وخصصنا عميلة كي تحميه ... |
Yatağım beni ruhlardan koruması için ahşaptan yapılmaydı. | Open Subtitles | فِراشي كان مصنوعاً من خشب الحصاد ليحميني من الأرواح. |
Onu görmeye gelirken beni koruması için. | Open Subtitles | لتحفظني حين آتي لرؤيتها |
Her yıl, nerdeyse hiç gerçekleşmeyecek olan bir tehditten bizi koruması için sürekli devriye gezen nükleer denizaltı filosuna milyarlarca dolar harcıyoruz. | TED | كل عام نُنفق مليارات الدولارات, للإبقاء على اسطول الغواصات النووية يقوم بدوريات دائمة في المحيطات, لحمايتنا من تهديدٍ بات معظمنا مقتنعاً بأنه لن يحدث أبداً. |
22 yıl önce Miriam Hayat Kan, vedalaşırken... bu nazarlığı onu koruması için bir Hintliye hediye etti. | Open Subtitles | بينما تودّعُه لكي يَحْميه ذلك الشخصِ لَمْ يَصلْ الهند لكن لإثنتان وعشرون سنةِ... |
Hepimizi koruması için. | Open Subtitles | كَي يَحمينا جَميعاً. |