ويكيبيديا

    "koydukları" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يضعون
        
    • يضعونه
        
    • وضعوني
        
    • وضعوه
        
    • وضعوها في
        
    • كان غاضبا عندما
        
    Ve bu tarihler de onları iğneli masaya koydukları zamanlar olmalı. Open Subtitles و لذلك كانوا يضعون المُقيمين في في السفينة في آلةِ الإبر.
    Bence morga benziyor. Masalar da cesetleri koydukları mermerler gibi. Open Subtitles تبدو كمشرحة أكثر، وتلك الطاولات كالتي يضعون عليها الجثث.
    Burada toprağın altına koydukları kişi, ... baskınların birinde,... iki ateş arasında kalmış bir komşu. Open Subtitles والرجل الذي يضعونه في الارض هناك هو كان جار في احد السرقات وقع في مرمى النيران
    Burası bir mısır tarlasıyken onu koydukları günü hatırlıyorum. Open Subtitles لقد شاهدتهم يضعونه هناك عندما كان هذا المكان مجرد حقل ذرة.
    Sadece yakalandığımda beni koydukları yere benziyor. Open Subtitles إنه فقط مثل المكان الذي وضعوني فيه عندما كنت أسيرا
    Gotik Katedrallerine koydukları en öneli şey, zamanın sonu hakkındaki sırdır. Open Subtitles أهم ما وضعوه على واجهة الكاتدرائيات كان أسراراً عن ذلك اليوم الذي ينتهي فيه كل شيء
    Burun tıkanıklığı ilaçlarına koydukları, uyuşukluğu engelleyen madde. Open Subtitles انها الاشياء التي وضعوها في احتقان لجعلهم لا يشعرو بالنوم
    koydukları ödülü görünce hiç memnun kalmamıştı. Şöyle dedi: Open Subtitles لقد كان غاضبا عندما رأى ما كانوا يعرضون انه لم يشعر بالمديح
    Burası kamerayı koydukları yer. "Çarpışma kutusu" da deniyor. Open Subtitles و هنا يضعون الكاميرا يدعونه صندوق الإصطدام
    biliyorum. orası insanlar ölünce onları koydukları yer. Open Subtitles اعلم, اليست المكان الذي يضعون فيه الناس عندما يموتوا؟
    Sanırım Romalılar kadehlerini panç kaselerine sokup yukarı koydukları için. Open Subtitles أعتقد أن الرومانيين كانوا يضعون خبز محمّص مبهّر في أوعية نبيذهم
    Bu ölüleri içine koydukları şeylerden değil mi? Open Subtitles هل هذا هو الشيء الذي يضعون بقايا الاموات فيه؟
    Lakin biz bizim tarafımızı yok eder yolu kesersek solucan deliğine koydukları her şey oraya yük yapacak. Open Subtitles لو أردنا جعل طرفنا ينهار، أن نُحكم إغلاقه... كلّ ما يضعونه في الثقب الدودي... سيسقط مع حملٍ.
    Sizde anahtarını onların koydukları yere koymuşsunuz. Open Subtitles كان المفتاح في الخارج حيث كانوا يضعونه.
    Hastaneye koydukları gibi işi biter. Open Subtitles يضعونه في المستشفى ومن ثم ينتهون
    Vitamin aşılarının içine koydukları şey. Open Subtitles -هذا ما يضعونه في حقن الفيتامين
    Beni hangi vücuda koydukları umurumda olmazdı. Open Subtitles و لن أهتم أي نوع من سفن الفضاء وضعوني بها.
    Sihirli, KYV'nin konserinde beni koydukları ilk odayı görmelisin. Open Subtitles أنه ساحر ، ينبغي أن تري الغرفة الأولي. التي وضعوني بها في الحفل
    Bir nevi, beni ıslahevinde koydukları gibi. Open Subtitles نوعاً ما مثل التي وضعوني فيها في الأحداث
    İnternete koydukları bu saçmalığı kontrol edemeyiz artık. Open Subtitles تعلم أنّا لا نستطيع أن نسيطر على هذا الهراء الذي وضعوه على الإنترنت
    Kristalin içine koydukları kurşunun ağırlığı bu biliyor musun? Open Subtitles كما ترى, إنه حجم ما وضعوه في الكريستال, كما ترى؟
    İçime koydukları şey artık ölü değil. Open Subtitles الشيء الذي وضعوه بداخلي لم يعد ميتاً
    İçkine koydukları o uyuşturucudan fazla alma bence. Open Subtitles قد تكون لا زلت تحت تأثير تلك المخدّرات التي وضعوها في مشروبك
    koydukları ödülü görünce hiç memnun kalmamıştı. Open Subtitles لقد كان غاضبا عندما رأى ما كانوا يعرضون انه لم يشعر بالمديح

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد