Ölmüş anne kozunu oynamamı isteyen sendin, ben sadece sana uydum. | Open Subtitles | انت من لعب ببطاقة الام الميته، انا فقط اتممت الموضوع |
"Akıl sağlığı yerinde değildir" kozunu oynarız sonra hatta "suçludur ama delidir" deriz. | Open Subtitles | ونلعب ببطاقة "مذنب بسبب الجنون" أو إن اضطررنا، "مذنب لكنه مجنون" |
Onu severim ama kanser kozunu çok kötü kullanıyor. | Open Subtitles | أنا أحبها, لكنها تلعب كثيراً بورقة السرطانّ الفظيعة. |
Seni ne zaman görsem ırk kozunu oynuyorsun Frank. | Open Subtitles | فى كل مره اراك تلعب بورقه العنصريه |
Royal benim için hazırladığın ufak kozunu etkisiz hale getirme inceliğini gösterdi. | Open Subtitles | رويال كان عوناً بما يكفي ليقوم بإبطال ورقتك الرابحة الصغيرة من اجلي |
Son kozunu oynasan iyi edersin. | Open Subtitles | ولا يُهم من تكون أنت، فدعينا نحصُل عليها |
Ne olursa olsun İsveçlilerin kozunu göstertmelerine izin verme. | Open Subtitles | مهما يحدث، لا تدع السويديين يجرون فحص الورقة الرابحة مجدداً |
Beni yanında istediğin için deniz kozunu kullandın. | Open Subtitles | كنت تهرب إلى البحر، وكل ما أردت أن تأخني معك. |
Şimdi, dikkatli olun, eğer bir iş imkânı veya terfi için bir kadını desteklerseniz şununla karşılaşabilirsiniz, "Kadın kozunu kullanıyorsun." veya beyaz olmayan bir kadını desteklerseniz "Irk kozunu kullanıyorsun." | TED | والآن، كونوا حذرين: إذا كنتم تدافعون عن امرأة من أجل منصب أو ترقية، فقد تواجهون "أنكم تلعبون ببطاقة النساء" أو "بطاقة العرقية" إذا كنتم تدافعون عن ذوات البشرة الداكنة. |
Andy terapiye Salı günleri gidiyor ve bu kozunu yanlış oynamana inanamıyorum. | Open Subtitles | علاج ( آندي ) الكيماوي يوم الثلاثاء ولا أصدق بأنك تتظاهر ببطاقة السرطان بشكل خاطىء |
Bakın, "Ben Alan Thicke'im" kozunu kullanmak istemem ama yetişmem gereken bir akşam yemeği var. | Open Subtitles | لا أريد أن ألعب ببطاقة "أنا (آلن ثك)" ولكن لديّ حفل عشاء ينبغي أن ألحق به ، لذا.. |
Ordu kozunu kullandılar falan... | Open Subtitles | لقد لعبوا ببطاقة الجيش |
Daha kaç kere Adriana kozunu oynayacaksın? | Open Subtitles | كم مرّة ستلعب ببطاقة (أدريانا)؟ |
Çünkü anne kozunu oynadın. | Open Subtitles | لأنكِ لعبتِ بورقة الأم |
Aile kozunu daha önce de oynamıştın. | Open Subtitles | تلعب مرة أخرى بورقة العائلة |
Seni ne zaman görsem ırk kozunu oynuyorsun, Frank. | Open Subtitles | فى كل مره اراك تلعب بورقه العنصريه |
kozunu oyna. | Open Subtitles | إلعبي ورقتك الرابحة. |
Son kozunu oynasan iyi edersin. | Open Subtitles | ولا يُهم من تكون أنت، فدعينا نحصُل عليها |
Ya da Darrell Yellen kozunu oynamamayı seçti... çünkü bu küçük kızı verdiği kimse o, onun için şartlı tahliye ihtimalinden daha önemliydi. | Open Subtitles | أو أنه أراد ألا يستخدم تلك الورقة الرابحة ، لأن الشخص الذي أهداها إليه ، أيا كان هذا الشخص أكثر أهمية إليه من الإحتمال الضعيف للإفراج المشروط |
Beni yanında istediğin için deniz kozunu kullandın. | Open Subtitles | كنت تهرب إلى البحر، وكل ما أردت أن تأخني معك. |