| İnsanlar, görünüşü yüzünden Kristin'in, burnu havada biri olduğunu düşünürler. | Open Subtitles | يعتقد الناس كانت كريستين جميع زغب بسبب الطريقة التي بدت. |
| Kristin'le, onun sağ memesini kestiğimde, sadece ben vardım. | Open Subtitles | مع كريستين,عندما قطعت ثديها الايسر,كان فقط انا |
| 1999 yılı mezuniyet balosu güzellerimiz ve prenseslerimiz Bayan Kristin Davis Bayan Kirsten Leosis ve Bayan Gibby Zarefsky. | Open Subtitles | لعام 1999 تتويج حفلتنا :والأميرات هن الآنسة كريستن دافيس |
| Size de bir şey söyleyeyim Gibby, Kirsten, Kristin. | Open Subtitles | دعوني أخبركم بشيء ياجيبي, كيرستن, كريستن |
| Öldürülmeden önce ne zamandan beri Kristin Marley ile yatıyordun? | Open Subtitles | كم مضى على ممارستكَ علاقة مع (كريستِن مارلي) قبل مقتلها؟ |
| Bu arada... Bana Kristin diyebilirsin. | Open Subtitles | بالمناسبة، يمكنك مناداتي كرستين. |
| Beyaz süt, Kristin'in, kahverengi süt bende, ve pembe süt ise Ehren'in. | Open Subtitles | كريستين على الحليب الأبيض , انا على الحليب البني , وإهرين هو ردي على الحليب. |
| Annem Kristin Steward'ın iyi biri olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | أمي تقول بأنها تعتقد أن كريستين ستيوارت مثل العاهرات |
| Sen daha iyi oynuyor olabilirsin, Ama Kristin, bütün fotoğraf çekimlerini ve röportajları kapıyordu. | Open Subtitles | قد يكون لديك ذراع أفضل ولكن كريستين حصلت على جميع لالتقاط الصور التذكارية |
| Bahse girerim, lidokaini Kristin'e Muir enjekte etmiştir. | Open Subtitles | لا أستطيع شراء هذا موير أعطى كريستين الحقن يدوكائين. |
| Kristin taşınmadan önce, ilişkimiz oldukça kötüydü. | Open Subtitles | قبل ان تنتقل كريستين بها، حصلت علاقتنا الخام. |
| Kristin'i sadece kulüplere götürmekle kalmadı, ayrıca onu tüm bu... | Open Subtitles | وقالت إنها لا فقط حصلت كريستين في كل ناد في المدينة، و حصلت لها في هذه أشياء غريبة أيضا. |
| Daha önce başrolde olan kızın adı neydi? Kristin Chenoweth. Benim kocam bunu bir milyon sene geçse bilemezdi. | Open Subtitles | كريستن شونويز زوجى لن يكن ليعرف هذا خلال مليون سنة |
| Bunu ilk seyrettiğimde Kristin beni büyülemişti ama bu kız ondan daha iyi olabilir. | Open Subtitles | أتعلم , اول مرة شاهدت هذا كريستن افقدتنى عقلى لكن هذة الفتاة قد تكون افضل |
| Kristin teslim olduğu ilk günden beri beni tanıyor numarası yapıyordu. | Open Subtitles | كانت كريستن تتعامل معي وكأنها تعرفني من اليوم الاول |
| Kristin artık beni hiç dinlemiyor, ve Mandy'nin de yeni ailesi Kardashianlar olmuş. | Open Subtitles | كريستن لا تستمعُ إليّ و ماندي تحصّلت عل عائلة جديدة الكارداشيان |
| Kristin yaklaşık dokuz aydır stajyerlik yapıyordu. | Open Subtitles | لقد عملت (كريستِن) هنا كمتدرّبة لحوالي 9 أشهر |
| Kaybolduğu gün Kristin'in hareketlerinde sıradışı bir şey var mıydı? | Open Subtitles | {\pos(200,240)} أكان ثمّة أمر غير إعتيادي بشأن سلوك (كريستِن) يوم إختفائها؟ |
| Kristin'le olan münasebetiniz nasıldı Bay Batson? | Open Subtitles | ماذا كانت طبيعة علاقتك بـ (كريستِن) يا سيّد (باتسون)؟ |
| Kristin Donnelly'nin nişanlısı Tommy Boyd'u araştırdım. | Open Subtitles | أستخرجت كل شئ عن خطيب "كرستين", "تومي بويد". -و؟ |
| Burası sadece senin için bir otel. Her geldiğinde, Kristin... Sorun çıkartıyorsun. | Open Subtitles | تعاملين هذا المكان كفندق كل مرة تاتين إلى هنا كريستينا أنت تسببين المشاكل |
| - Kristin biraz garip davransada. | Open Subtitles | علي الرغم من ان كريستان غريبه قليلا |
| - Demek Ted ve Kristin gösteriyi beraber olmak için kullanıyor. | Open Subtitles | انهم يستخدمون الحفلة ليرجعوا تيد و كريستيان لبعضهما |
| Elbette. Ama Kristin konuşman gereken kişinin ben olduğuma emin değilim. | Open Subtitles | نعم, لكن يا كريسن , لا اعتقد اني الشخص الذي يجب ان تتحدثي اليه |