Bazıları şiddetli epilepsi krizlerinin sonucu bazılarını da kendi kendine yapmış. | Open Subtitles | بعضها كان بسبب نوبات الصرع العنيفة والبعض الآخر هي سببيتها لنفسها |
Yine de birçok araştırmaya göre, kalp krizlerinin sadece küçük bir yüzdesine bu en geniş tıkanıklıklar sebep oluyor. | Open Subtitles | مع ذلك و بحسب العديد من دراسات الأبحاث، فقط نسبة ضئيلة من نوبات القلب تنجم عن الترسّبات الضخمة المتراكمة. |
Fakat kalp krizlerinin genlerinizden çok fazla et içeren diyetlerle ilgisi var. | Open Subtitles | لكن مِن المحتمل أنّ نوبات القلب لها شأنٌ قليل مع الجينات وشأنٌ أكبر مع نمط الغذاء الغني باللحوم. |
Beni kalp krizlerinin cinayete teşebbüs sayıldığını inandırmaya mı çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | تريدونني أن أحول النوبات القلبية إلى جرائم قتل مدبرة الآن؟ |
Ancak daha da büyük bir kaygı, sessiz kalp krizlerinin, tüm kalp krizlerinin yaklaşık yüzde 45'ini oluşturuyor olmasıdır. | TED | لكن الأكثر إثارة للقلق، هو أن هذه النوبات القلبية الصامتة تشكل 45 بالمائة من كل النوبات القلبية. |
Neredeyse kalp krizlerinin % 10'u erkekler için 45 yaşından önce olur. | Open Subtitles | تقريباً 10% من النوبات القلبية في الرجال تحدث قبل سن الـ 45. |
Kalp krizlerinin geldiğini hissedebiliyorum. | Open Subtitles | أشعر بظهور نوبات قلبية |
Bu sinir krizlerinin bitmesi lazım. | Open Subtitles | يجب أن تتوقف نوبات الغضب |
Kalp krizlerinin şakaya gelir yanı yoktur. | Open Subtitles | النوبات القلبية ليست شيئاً للهو به |