| Ama Gepetto demek istedi sanırım. kuklacı olan oydu. | Open Subtitles | لكن أعتقد أنه كان يعني جيبيتو،والذي هو في الحقيقة محرك الدمى |
| Senin sayende İlahi kuklacı oldum. | Open Subtitles | لقد أستطعتُ أن أكون صانع الدمى الإلهية .والفضل كله يعود لك |
| İlahi kuklacı falan değilsin. | Open Subtitles | أنت لست.. صانع الدمى الإلهية على الإطلاق. |
| Yani kuklacı'nın kendi gerçek vücudunu öldürüp onun bir Sayborg'un içine girmesini mi sağladınız? | Open Subtitles | لقد جعلت سيّدة الدمية أن تغوص لداخل آلي وبعد ذلك قتلت جسدها الحقيقي؟ |
| Yani 6.Şube, kuklacı'yı zorla bir sayborg'un içine soktu. | Open Subtitles | إذًا القسم السادس أرغم سيّدة الدمية لدخول جسد آلي. |
| kuklacı, kendi iplerini kesen bir kuklaya rastladı. | Open Subtitles | هذا يزعجك اليس كذلك؟ صانع العرائس يهرع لمن لا تنصاع وبعدها تقطع خيوطه |
| Çabuk bitir, kuklacı. | Open Subtitles | انهي العرض بسرعه, يا محرك الدمي. |
| Kimse bu kış günlerinde bir kuklacı istemiyor. | Open Subtitles | لا أحد يبحث عن محرك عرائس في هذه الظروف الأقتصادية. |
| Sen, iki yıl ve üç işletme önce sana zarar verdiğimizi söyleyerek bize dava açmaya çalışan kuklacı adamsın. | Open Subtitles | أنت صاحب الدمى الذي حاول أن يقاضينا منذ سنتان وثلاثة مشاريع مضت عندما قلت أننا سببنا لك أصابة |
| Bu çok dar çerçeveye tezat olarak, bu figürlere komik ve gülünç sayılır bir özellik vermeyi istedik, sanki bir kuklacı onları alıp hat üstünde fiziksel olarak oynatıyor gibi. | TED | لذا على النقيض من هذه الشبكة المحكمة، أردنا أن نعطي هذه الأشكال صفة كوميدية جداً و تهريجية، كأن محرك الدمى قد أخذها و حركها فعلياً على المسار. |
| Ben de toparlanıyordum kuklacı. | Open Subtitles | أنا مشغولة اليوم يا رجل الدمى. |
| Onlar kukla, bende kuklacı. | Open Subtitles | أترى,انهم مثل الدمى وأنا سيد هذه الدمى |
| Pekâlâ. 3-B. Burası kuklacı adamın dairesi. | Open Subtitles | حسناً ها هي الشقة هذه شقة رجل الدمى. |
| Bir de Gino'yu yapan kuklacı aynı zamanda karımı da yaptı. | Open Subtitles | .. وال .. محرك الدمى الذي صنع "جينو حسنًا , إنه أيضًا |
| Onlar kesinlikle kuklacı'nın peşindeydi... ama belkide onu yakalamak için değil onu tekrar ele geçirmek içindi... | Open Subtitles | إنّهم بالطبع كانوا يُلاحقون سيّدة الدمية لكن ربّما لم يكُن الأمر للقبض عليها، ولكن كان لاستعادتها |
| Eğer kuklacı bunu dünyaya açıklarsa... Uluslararası ilişkilerde çok büyük olaylar patlak verir. | Open Subtitles | إذا سيّدة الدمية بدأت بالتحدّث فستكون حادثة دوليّة، |
| Bu belkide kuklacı'ya ulaşabilmek için son şansımız. Şef artık onun ne olduğunu biliyor, onu pazarlık için kullanacaktır. | Open Subtitles | حتّى وإن أرجعنا سيّدة الدمية للقسم التاسع، كل ما سيفعله الرئيس هو استخدامها كورقة مساومة. |
| Hey biliyor musun, kuklacı bugün beni sevdiğini söyledi. | Open Subtitles | أوه، تعرف ماذا؟ محرك العرائس صارحنى بحبه اليوم. |
| Doldurulmuş tavşan ve ölmeye yakın bir kuklacı bunu yapmamalıydın. | Open Subtitles | . . الأرنب و رجل العرائس الشبه ميت لم تكن مضطراً لهذا |
| Şahsen kuklacı olsan sana daha iyi giderdi. | Open Subtitles | شخصيًا، أرى أن العرائس كانت مهنة مناسبة لك. |
| O, doğum günümde gösteri yapacak olan kuklacı. | Open Subtitles | هذا محرك الدمي الخاص بحفلتي. |
| Büyük kuklacı, Ruben Rybnik. | Open Subtitles | "روبن ريبنيك", محرك الدمي الشهير. |
| O harika bir kuklacı. | Open Subtitles | إنه لاعب مسرح عرائس عظيم |