Geçen gün kulüpte gördüm bana onu ve malı söyledi. | Open Subtitles | حسنا، كنت في النادي تلك الليلة ثم قال ما قال |
Ama sen daha hatalıydın. Beni o kulüpte çok kırdın. | Open Subtitles | لكن انت كنت مخطئاً اكثر مني لقد جرحتني في النادي |
Hiçbir şey bilmiyorsun, Eric. kulüpte ona küfür eden birini. | Open Subtitles | ليس لديك ادني فكره, اريك شخص ما أهانه في النادي |
kulüpte bir şey yapmam gerekiyor, şimdi fark ettim. Kusura bakma. | Open Subtitles | لأنه عليّ أن أفعل شيئ في الملهى أدركتُ هذا لتوي، آسفة |
Yirmi beş kulüp, yüzlerce oldu, sonra binlerce, ta ki ülke çapında 7 bin kulüpte yaklaşık çeyrek milyon çocuk olana dek. | TED | من 25 نادي ، أصبحنا مئات ، ثم آلاف حتى قاربنا ربع المليون طفل في 7000 نادي عبر البلاد. |
Bu akşam yemek için kulüpte bize katılmaya ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن الإنضمام إلينا هذه الليلة للعشاء فى النادى ؟ |
O gece.. kulüpte yangın çıktığı zaman da çok cesurca davrandı. | Open Subtitles | كان شجاع جداً تلك الليلة أثناء ذلك الحريق في النادي الليلي |
Bu, artık bu kulüpte olmak zorunda olmadığım anlamına mı geliyor...? | Open Subtitles | إذاً هل يعني هذا أنه ليس عليَّ البقاء في النادي ؟ |
Elbette var. Sen, ben, hemen bu kulüpte. Eğlenceli olur. | Open Subtitles | بالطبع لدي، أنا وأنت هنا في النادي سيكون ذلك ممتعاً |
Biliyorsun, burada araba satışında çalışmasının tek nedeni geceleri bir kulüpte şarkı söyleyebilmesi. | Open Subtitles | السبب الوحيد لعملها هنا كبائعة سيارات هو أنها تستطيع العمل مساءً في النادي. |
O gece kulüpte yanıma gelen polis bana tuzak kurdu! | Open Subtitles | هذا الشرطي الذي صرخ بوجهي في النادي انه هيأ لي |
Sizi kulüpte de bulamazsa | Open Subtitles | لقد قال أنه سيكتب لك من باريس إذا لم يجدك في النادي |
kulüpte öyle patlamamayı dilerdim. | Open Subtitles | أتمنى لو لم ألق تلك العبارة الساخرة في النادي الريفي |
Bizim kulüpte sadece puro içen bir kız vardı. | Open Subtitles | في النادي كانت هناك فتاة لا تدخن إلا السيجار |
Dün gece bir kulüpte tanıştık ve bir kokain partisinde kelepçelendik. | Open Subtitles | إلتقينـا في الملهى الليلة الفائتة وقيدنـا نفسننا ببعض في حفلة مخذرات. |
Ve siz benim onu tanıdığımı pek ala biliyorsunuz çünkü dün gece kulüpte onunla konuştuğumu gördünüz. | Open Subtitles | وتعرف جيداً أنني أعرفه لأنك رأيتني أتحدث معه ليلة أمس في الملهى |
Cumarteri günü Coco Bongo kulüpte yapılacak yardım balosu için 2 bilet. | Open Subtitles | هذا ما سيجعل خدودك وردية تذكرتان إلى الكرة الخيرية في نادي الكوكو بونجو .. |
Cumarteri günü Coco Bongo kulüpte yapılacak yardım balosu için 2 bilet. | Open Subtitles | تذكرتان إلى الكرة الخيرية في نادي الكوكو بونجو، السّبت. |
O gittikten Çünkü çocuk üzerinde bunun bazı o kulüpte boğularak. | Open Subtitles | بعضاً منها على الفتى الذى قام بخنقة حتى الموت فى النادى |
Evet, şurada, iki adım ötede bir kulüpte, ismi Gurugu. | Open Subtitles | أجل .. فقط هنا في مكان قريب. في ملهى إسمه جوريجو. |
Ama kulüpte duruyorsan, içinde derinden bir parça kulüpte olmanı istiyor demektir. | Open Subtitles | لكن إن كُنت بالنادي، هذا يعنّي أن بأعماقك تريدّ أن تتواجد بالنادي |
Bölgesel kulüpte profesyonel oldu 40 yaşında ve kariyerinde ikinci dönemini yaşıyor. | Open Subtitles | محترف في نادٍ محلّيّ، و في سنّ الأربعين، تأخذ مهنته فرصةً ثانية. |
Peki bu kulüpte başka şeyler de yapıyor muydunuz, yani aranızda anlarsın ya? | Open Subtitles | أكان ذلك ناد للفتيات لم تستطيعي الإنضمام إليه حقيقة فقمت بإنشاء ناد لنفسك بنفسك؟ |
O kulüpte neler yaşandı bilmiyoruz. Biz orada değildik ki. | Open Subtitles | الآن, لا نعلم ما حدث بالملهى لم نكن هناك |
Bir kulüpte dansa götürmek isteyeceğin tipte bir kız. Evet? Hep şehir kulüplerinde gördüğümüz tipteki kızlardan mı? | Open Subtitles | ذلك النوع من البنات الذى يريد ان تاخذها نادى رقص ريفى |
Ama gitmezsen ve o koca kulüpte kuvvetli bir vuruş yaparak, ve birilerini öldürebilir. | Open Subtitles | اذا لم تصل قد يبدأ الضرب مع ناديه الكبير و قد يقتل احدهم |
Dandrige Amy ile beni şehir merkezinde bir kulüpte kıstırdı. | Open Subtitles | ان داندرج قد حاصرنا انا و ايمي في الملهي الليلي |
Bunları dün gece kulüpte çektik. Tanıdın mı? | Open Subtitles | التقطتهم في الحانة ليلة أمس هل تتعرفين عليهم ؟ |
kulüpte yaptığınız entelektüel açıdan yeni kapılar açan... o konuşmayı hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى أبدا كلماتك الذكية و المحفزة... التي ألقيتها في نادينا |
Yok, Lance beni kulüpte uyuşturucu satmakla suçladığında düşündüğün şeyleri kastettim. | Open Subtitles | بل أقصد ما خطر بذهنك حين اتّهمني لانس) بترويج المخدرات في ملهاك) |