Göz kapaklarım kurşun gibi ama uyumak istemiyorum. | Open Subtitles | دعوة عميقة تجثم كالرصاص فوقى لكننى لا ارغب فى النوم |
kurşun gibi ağırlaşmış. | Open Subtitles | وهو ما يقبع داخل أحشائي كالرصاص |
Tony patlamayı durdurup onu bir silahtan dakikada 3000 mil hızla çıkan kurşun gibi uzaya yönlendireceğimize bahse girdi. | Open Subtitles | توني يراهن بأننا يمكننا أحتواء قوة الأنفجار وتوجيهه إلى الفضاء مثل الطلقة من البندقية بسرعة 3 الألف ميل بالدقيقة |
Kafam bir kurşun gibi... | Open Subtitles | مثل الطلقة في الرأس |
vücudumuzda 219 adet zehirli çevre kirletici vardır ve bunlara koruyucu, tarım ilacı ve civa, kurşun gibi ağır matellar de dahildir | TED | قال توجد في أجسامنا 219 من السميات الملوثة، وهي تشمل على المواد الحافظة والمبيدات ومعادن ثقيلة مثل الرصاص والزئبق. |
İkhor, Talos'un güç kaynağından erimiş kurşun gibi aktı. | TED | تدفق الإيكور خارجًا مثل الرصاص المنصهر، مستنزفًا مصدر طاقة تالوس كله. |
Onu Eros'a kurşun gibi fırlatıp hız kazandıracağız. | Open Subtitles | ثم نطلقه مثل رصاصة نحو ايروس التقاط السرعة |
Vücudunu kurşun gibi ağır hissediyorsun. | Open Subtitles | جسدك بالكامل تشعر به ثقيلاً كالرصاص. |
kurşun gibi donuk. | Open Subtitles | و باهتون كالرصاص |
Kolların ve bacakların kurşun gibi ağırlaşmıştır. | Open Subtitles | ساقيك ويداك ثقيلتان كالرصاص |
Bacaklarınız kurşun gibi ağır. | Open Subtitles | ساقاك ثقيلتان كالرصاص. |
Gözyaşları kurşun gibi düşüyordu. Evden çıkarıldığımızı söyledi. | Open Subtitles | ضربت دموعها قميصي مثل الرصاص وأخبرتني باننا قد طردنا |
Çok yorgunum. Bacaklarım kurşun gibi. | Open Subtitles | -أنا متعب جدا ً قدمى مثل الرصاص |
"Öfkeli bir kurşun gibi kaç onlardan." | Open Subtitles | انه مثل رصاصة غاضبة |