Kerabai'nin haklı bir sorusu vardı; bu kuraklıkta, bölgede büyükbaş hayvan kampı kurmaya karar verdik. | TED | كان لدى كيراباي سؤال منطقي، لذلك قررنا في هذا الجفاف أن نبدأ في تجميع الماشية في مخيم لهذه المنطقة. |
Biliyor musunuz, Times'da çalışan Whitey Mehrholtz bir duysa yani kuraklıkta binlerce ton suyun, barajdan çekildiğini bilse... | Open Subtitles | حسناً، وايتي ميرهولتز مع الوقت سيعرف. إغراق آلاف الغالونات من الماء في منتصف موسم الجفاف يالها من أخبار. |
Genelde suya dalıp yüzeye en yakın balığı yakalarlar ancak bu kuraklıkta işleri çok daha kolay. | Open Subtitles | عادة، يغوصون ويلتقطون السمك من سطح الماء لكن في هذا الجفاف فلن يلزمهم العمل بكدّ |
Böyle sürüngenler kuraklıkta yaşayabilirler. Zor zamanlar boyunca etkili bir şekilde kış uykusuna yatarlar. | Open Subtitles | مثل تلك الزواحف يمكنها أن تنجو من مواسم الجفاف بوساطة البيات بشكلٍ فعال خلال أوقات العسرة |
Bir şeyi unutuyorsun, saray inşa edildiğinden beri hiç kimse açlıktan ölmedi hatta son kuraklıkta bile ölen olmadı. | Open Subtitles | يبدوا إنك تنسي إن مكان المقامرة لم يجعل أحد في مملكتي يموت من الجوع حتى في المجاعة الاخيرة |
Bu kuraklıkta Los Angeles için hava tahmini yapmak nasıl bir şey, biliyor musun? | Open Subtitles | هل لديك فكرة كيف تبدو التوقعات في لوس انجلوس في الجفاف |
Bu kuraklıkta her şeyden çok isteyecekleri ne var? | Open Subtitles | مالشيىء الذي يريدونه بشدة في هذا الجفاف |
Nüfusumuzun çeyreğini açlıktan kaybettiğimiz son kuraklıkta ya da beş yıl önceki selin nüfusun üçte birini götürdüğünde sen burada değildin! | Open Subtitles | لم تكن هنا في المجاعة الاخيرة عندما خسرنا ربع السكان في المجاعة أو قبل خمس سنوات عندما جرف الفيضان الثاث |