kurbanlarına düşmanlarının kendileri olduklarını gördürmek için daha çok askeri işkence tekniklerini kullanıyor. | Open Subtitles | غالبا يستعمل أساليب التعذيب العسكرية ليجعل ضحاياه ينظرون إلى أعداءه على أنهم أعدائهم |
Fotoğraflar çekiyor ve kurbanlarına dair kişisel bağlantılar topluyor-- cüzdanları ve saçları. | Open Subtitles | إنه يلتقط الصور و يجمع أمورا شخصية من ضحاياه محافظهم و شعرهم |
Uyuşturucuyla daha yüksek bir bilince ulaşıp zihnini kurbanlarına karşı silah olarak kullanıyor. | Open Subtitles | وصول دافعه مخدّر الوعي الأعلى إستعمال رأيه كسلاح ضدّ ضحاياه. |
Hazır gelmişken Glory'nin kurbanlarına bakalım demiştim. | Open Subtitles | كنت أفكر بأنه ينبغي علينا أن نفحص ضحايا جلوري بينما نحن هنا |
Üç yıl önce ölüm timlerinin kurbanlarına kimlik tespiti yapmak için ordaydım. | Open Subtitles | لقد كنت هناك منذ ثلاثة أعوام أحدد هويات ضحايا فرق الموت |
kurbanlarına çektirdiği acı yetmemiş, bunu ailelerine de mi yaşatmış? | Open Subtitles | بعد قيامهما بإتصال الوداع لا يكفيه ما يسبب لضحاياه من ألم وعانات |
Size söylüyorum bu İtalya Rovigo'daki sel felaketi kurbanlarına kan, plazma ve acil yardım malzemeleri yetiştirmeye çalışan acil bir uçuştur. | Open Subtitles | أخبرتك، بان هذة رحلة طيران للرحمة تحمل بلازما و دم وأجهزة طارئة لضحايا كارثة الفيضان الإيطالية في روفيجو |
Ama çoğu acı çektiklerini görmek için kurbanlarına yakın olmak ister. | Open Subtitles | لكن معظمهم يريدون ان يكونوا قريبين من ضحاياهم ليشاهدوهم وهم يعانوا |
Ama kurbanlarına bundan hoşlandıklarını söyletmiyor muydu? | Open Subtitles | ولم يتصل إثنان بأي أحد لكن الا يحاول الجزار ان يجعل ضحاياه |
Şimdi katil vücudu parçalara ayırıyor. Ve parçaları kurbanlarına zorla yediriyor. | Open Subtitles | يقطّع القاتل جثة إلى قطع ويجبر ضحاياه على أكلها |
Anlamadın. "Güzellik dünyanın bir lanetidir." Carver kurbanlarına bunu söyler. | Open Subtitles | "جمال لعنة على العالمِ." ذلك الذي يَقُولُ النَحاتَ إلى ضحاياه. |
Bütün seksüel psikopatlarda olduğu gibi Jacob da kurbanlarına tamamen sahip olma fikrine takıntılı. | Open Subtitles | وكما حال جميع المجرمين الجنسيين عديمي المشاعر جيكوب مهووس بشكل كامل بفكرة الاستحواذ الكامل على ضحاياه |
Sis bombası kullanıp kurbanlarına kapıyı açtırıyor. O adam benim kapımı çaldı. | Open Subtitles | يستعمل القنابل الدخانية لجعل ضحاياه يفتحون الباب |
Bu onu, kurbanlarına zorla tecavüz edip onları aşağılayan ve travmaya sokan tecavüzcülerden ve saldırıları rastgele ve hunharca yapan acımasız cinsel sadistlerle, öfkeli misillemeci tecavüzcülerden ayırıyor. | Open Subtitles | وهذا يختلف عن المغتصب الفارض لسيطرته والذي يحاول ان يذل ويصدم ضحاياه ويختلف عن المغتصب الانتقامي والسادي الجنسي |
Davranışlarının daha çok savaş kurbanlarına benzediğini belirtiyorlar. | Open Subtitles | لقد قالوا ان سلوكها كان اشبه بسلوك ضحايا الحرب؟ |
O bisikletli hastalık kurbanlarına bayıldım. Vay. gerçekten mi? | Open Subtitles | لقد اعجبتني تلك النساء اللواتي كن ضحايا ويقودون الدرجات حقا؟ |
- Sizi anlıyorum, ben de bir anneyim ama kocanızın kurbanlarına karşı yükümlüyüm. | Open Subtitles | أنا أتفهم ذلك بما أّنّني أم أيضا ، ولكن أنا لديّ التزام تجاه ضحايا |
Genç bayan kurbanlarına daha çok ilgi gösteriyor... ve onlar için bıçak kullanıyor. | Open Subtitles | ؟ انه يهتم بشكل خاص لضحاياه الإناث الصغيرات بالعمر |
Dünyadaki uyuşturucu kurbanlarına para toplamak için 36 saat boyunca buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا ل36 ساعةِ لجَمْع المالِ لضحايا المخدرِ في جميع أنحاء العالم. |
kurbanlarına yapacak yeni bir şey bulamayacakları zaman gelecek mi? | Open Subtitles | اتَعتقدُ بأنّ اختراعاتهم الجديدةَ مَع ضحاياهم ستنتهي؟ |
kurbanlarına bak: 50'li ve 60'lı yaşlarda zengin erkekler. | Open Subtitles | أحتيال , سرقة , أختلاس أنظر إلى ضحاياها , أثرياء بين الخمسينات والستينات |
kurbanlarına tavsiye verebildiğine göre, cidden müstehzi birisin herhalde. | Open Subtitles | لا بد أنك ساخر بارع لتُسدي نصائح لضحاياك. |
Dr. Nolan'ın incelediği ikinci katil kurbanlarına böyle yapardı. | Open Subtitles | هذا القتل الثاني الذي وصفته في الكتاب هذا ما فعله بضحاياه |