| İlk defa cesetleri yerleştirdi ve kurbanlardan birine tecavüz etti. | Open Subtitles | لأول مرة شكل الجثث و ايضا انتهك جنسيا احدى الضحايا |
| Zanlı ya bir sadist ya da kurbanlardan bir şey istiyordu. | Open Subtitles | ان كان كذلك فالجاني سادي أو كان يريد أمرا من الضحايا |
| kurbanlardan biri olan Dane Hendrix haneye tecâvüzdeki Howard Clark'ın dostuydu. | Open Subtitles | أحد الضحايا كان داين هندريكس، صديق لهاوارد كلاركس في زمن الأقتحام |
| Kadınları taciz eden erkekleri yaratan sistemle erkekleri taciz eden erkekleri yaratan sistem aynı. Eğer erkek kurbanlardan bahsetmek istiyorsak | TED | الرجال الذين يعتدون على النساء ينتج رجال يعتدون على الرجال الآخرين. وإذا أردنا التحدث عن الضحايا الذكور، |
| Varildeki kadın kurbanlardan birinde kimliği belirsiz bir erkek DNA'sı bulundu. | Open Subtitles | وُجد حمض نوويّ غير معروف على ضحايا فتيات البراميل |
| Ormanların halihazırda iklim değişiminden en eski ve en çok etkilenen kurbanlardan biri olduğu düşüncesi ile geri döndüm. | TED | من هنا استنتجت ان الغابات هي فعليا من اقرب الضحايا تأثراً بتغير المناخ. |
| kurbanlardan alınanlarla karşılaştırmam için sperm örneğini almalıyım. | Open Subtitles | أنا بحاجة الى عينة من الحيوانات المنوية لاختبار ضد واحد يؤخذ من الضحايا. |
| Biraz mezar kazmadan bunu bilemeyiz. Diğer kurbanlardan birini mezarından çıkarmak için izin aldım. | Open Subtitles | نحن لا نعرف لحد الان.سارتب لنبش احد اجسام الضحايا الاخرين |
| Bunun ne olduğunu bilmiyorum ama kurbanlardan birine aitmiş. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما هو، لكنّه عاد إلى أحد الضحايا. |
| Daha önceki kurbanlardan birinde de benzer bir iplik bulunmuştu ve laboratuarın hala kaynağını belirlemesini bekliyoruz. | Open Subtitles | أي ليف مماثل وجد في واحد الضحايا السابقين، ونحن ما زلنا ننتظر للمختبر لتقرير مصدره. |
| Albay, eldivenleri giymeden önce kurbanlardan birine dokunduğunuzu söylemiştiniz, değil mi? | Open Subtitles | كولونيل، قلت انك لمست احد الضحايا قبل ان تضع القفاز |
| Bak bakalım kurbanlardan New York bölgesinde olan var mı? | Open Subtitles | شاهدْ إذا أيّ مِنْ الضحايا في منطقةِ نيويورك. |
| kurbanlardan biri Los Angeles Karakolu'nda görevli bir hareket memuruymuş. | Open Subtitles | أحد الضحايا كان مرشد لشرطة لوس أنجلوس لدي أربع جثث فى المشرحة الاًن |
| Otobüs kazasındaki kurbanlardan biri o. | Open Subtitles | لا أعلم اسمه, إنه أحد الضحايا في حادث تحطم الحافلة |
| kurbanlardan birisi siyasetçi ve aynı zamanda Halk Güvenliği'nden emekli. | Open Subtitles | والثاني هو أن من بين الضحايا هو سياسي وكذلك مسؤول الأمن العام المتقاعدين. |
| Bayan Lotnick, 1969'daki baloda kaçırılan kurbanlardan biriydi ve bir şüpheli bulunmamıştı. | Open Subtitles | لقد كانت واحدة من الضحايا التى تم أختطافهم عام 69 بالرغم من ذلك لا يوجد أى مشتبه بهم |
| kurbanlardan birini oynamanı istiyorum hizmetçi kadın olacaksın. | Open Subtitles | ستلعبين دور أحد الضحايا وهى حارسة أمن فى الفندق |
| kurbanlardan biri zehirlendiği gün o bankaya gittiğini söylemişti. | Open Subtitles | أحد الضحايا الذين تحدثت معهم قال انه ذهب للبنك في اليوم الذي تسمم به |
| Kurbanların ikisi önemli insan ısırığı izleri taşıyor ve diş kayıtları o ısırıkların diğer kurbanlardan geldiğini doğruluyor. | Open Subtitles | اثنان من الضحايا اصيبوا بعضات من انسان و سجلات الاسنان تؤكد ان هذه العضات اتت من ضحايا اخرين |
| Tommy Barnes ve Melissa Hawthorne'da diğer kurbanlardan çok savunma yarası vardı. | Open Subtitles | تومي بيرنز و ميليسا هافرثون حصلوآ على أشد الجروح بعكس ضحاياه الأخرين |
| Ama projeyi yürütenlerin çabaları boşa gitmiyor çünkü kurbanlardan birinin kanından yeni bir savaş yöntemi doğuyor. | Open Subtitles | لكنّ جهود أولئك المنخرطين لم تذهب سدًى.. لأنّ قدرة جديدة على شنّ الحروب قد وُلدت من دماء أحد ضحاياهم. |
| Çünkü, internet hesabını Aberdeen'daki kurbanlardan birinin kredi kartı ile açtırmış. | Open Subtitles | لأن فتح الحساب بواحد بطاقات إئتمان ضحيّة أبيردين. |
| - Onu kurbanlardan birinin otel odasında bulduk. | Open Subtitles | وجدناه في غرفة الفندق . التابعة لإحدى الضحيّتين |
| Bu kadın kurbanlardan biri. | Open Subtitles | إنهاإمرأةمن "لورسيارس" |