Kusura bakma, bizim ufaklık bütün gece kusup durdu. | Open Subtitles | آسفة, ولكن ابنتي الصغيرة كانت تتقيأ طوال الليل |
"Umarım Elody gene arabama kusup alkolikmiş gibi kokutmaz." | Open Subtitles | آمل ألا تتقيأ إلودي مرة أخرى وتجعل رائحتها كمدمن كحول |
Sonra da kusup, kendinden geçmiştin ve kafanı yere vurarak kaşını yarmıştın. | Open Subtitles | وبعد ذلك تقيأت وأغمي عليك و سقط رأسك على الأرضية |
Yer çekimsiz ortamda kusup da geri ağzına girdiğini de hatırla. | Open Subtitles | وكيف تقيأت بالأعلى في إنعدام للجاذبية، وأرتد القيء إلى فمك مرة أخرى. |
Sen benim bebeğimin üzerine kusup, kokainimi mahveden yüzsün piçsin. | Open Subtitles | أنت ذلك السافل الجريئ الذي تقيأ على البيانو الخاص بي |
Belki yemek ilk başta güzel gelmiştir ama sonra herkesin kusup ishal olmasına neden olmuştur. | Open Subtitles | ربما كان الطعام جيد في البداية ثم جعل الجميع يتقيأون ويصابون بإسهال |
Sonra bu pezevenk politikacılar bizler kusup öksürürken ve ölmek üzere sırtımızdan vurulmuşken şarkı söylüyorlar! | Open Subtitles | ثم يغنّي هؤلاء السياسيون الحقراء بينما نتقيأ ونسعل باعونا كي نموت |
- Sakin ol. Seni görünce folyoya kusup yiyesim geliyor. | Open Subtitles | أهدء، أنكَ تجعلني أتقيئ ما أكلته |
Kramer, Kramer, Nina'nın kusup kusmadığını öğrenmem lazım. | Open Subtitles | (كرايمر)، أحتاج أن أتأكد مما إذا كانت (نينا) تتقيأ. |
Sarhoş olmuş ve yukarıda kusup duruyormuş. | Open Subtitles | وهي الآن تتقيأ بالأعلى |
Kendi hatası. kusup boşaltıyordu. | Open Subtitles | هي المذنبة، كانت تتقيأ. |
Kitty kusup duruyor. | Open Subtitles | (كيتي) تتقيأ في الحمام |
Yeminini yazmaya çalıştın ama şu bitkiye kusup sızdın. | Open Subtitles | حاولت أن تكتب النذور، ثم تقيأت في تلك النبتة وفقدت الوعي. |
Gece boyunca kusup durdu. | Open Subtitles | تقيأت طوال الليل |
Sen benim bebeğimin üzerine kusup, kokainimi mahveden yüzsün piçsin. | Open Subtitles | أنت ذلك السافل الجريئ الذي تقيأ على البيانو الخاص بي |
Vitamin bara kusup temizledikten sonra zor anlar yaşadığını söyledi. | Open Subtitles | بعد أن تقيأ وأزال طابور الواقفين على البار قال أنك تعاني من وقت صعب |
Evet, etrafta sendeleyen sarhoş çocuklar vardı, kusup duruyorlardı, sonra üstsüz koşuşturan bazı kızlar gördüm. | Open Subtitles | نعم، كان هناك فتية يترنحون من الثمالة يتقيأون بالبالوعة و رأيت بعض الفتيات تركض عاريات |
Wade'le hafta boyunca bulaşık suyu içmişiz gibi korkuluklardan kusup duruyorduk. | Open Subtitles | و أنا و (واين) منحنيين على جانب السفينة نتقيأ و كأننا قضينا الأسبوع نأكل من فضلات الطعام |
Alüminyum folyoya kusup onu yememi mi istiyorsun? | Open Subtitles | أهدء، أنكَ تجعلني أتقيئ ما أكلته |