Uçuş planlarını kutudan çıkarıp yanındaki boş koltuğa yaymış olabilir. | Open Subtitles | ربما أخرج الصندوق وألقى به على مقعد مساعد الطيار الشاغر |
Bir kutudan kırmızı renkli birşey çıktığı için, hepimizin ödü mü patlıyor? | Open Subtitles | تعرضنا للخلخلة قليلاً مادة حمراء ما، خرجت من الصندوق والآن نشعر بالخوف؟ |
Dikkat çekmeden duracaklar, özellikle de kimlikleri kara kutudan silindikten sonra. | Open Subtitles | إنهم سيهتمون بالتواري عن الأنظار خاصة بعد محو هوياتهم من الصندوق |
kutudan ton balığını alıp iyice yumuşayana kadar parmaklarımın arasında eziyorum. | Open Subtitles | أُخرج التونا من العلبة و أهرسها بأصابعي حتى تصبح ناعمةً للغاية |
Bu kutudan çıkmak ve diğerlerine ulaşmak için kelimeler ve iletişimi kullanıyoruz. | TED | ونستخدم كلمات للتواصل لكي نكسر هذا الصندوق ونتواصل مع الآخرين |
Çoğunluğun sarı toplar olduğu kutudan art arda üç mavi topu [muhtemelen] çekemezsiniz. | TED | من المرجح أن لا تسحبوا بشكل عشوائي 3 كرات زرقاء على التوالي من الصندوق أغلب كراته صفراء. |
Bu durumda sadece ortadaki kutudan 9 tane alırsın. | TED | وفي هذه الحالة فإنك ستحصل على 9 أحجار كريمة من الصندوق الأوسط فقط. |
Vaktinizi bir kutudan diğerine tırmanarak geçirirseniz farklı açıdan bakmak daha kolaydır. | TED | من الأسهل التفكير خارج الصندوق إذا قضيت وقتك في القفز من صندوق إلى آخر. |
Kalp protezi küçük şişirilen kutudan gelmişti, belki ilkokulda öğrenmişsinizdir. | TED | حسنا ، دعامة القلب أتت من ذلك الصندوق الصغير المندلع الذي تعلمتم صنعه في المدرسة الإبتدائية |
Bu kutudan hoşlandığıma karar verebilmem bir saatimi aldı. | Open Subtitles | لقد استغرقتنى ساعة كاملة لأقرر أن هذا الصندوق يعجبنى |
kutudan çalarken yakaladılar. | Open Subtitles | لقد قبضوا علي عند محاولتي أخذها من داخل الصندوق. |
Bana şu küçük kutudan bahsedemez misin? | Open Subtitles | والآن, هل يُمكنكِ أن تُخبرينى عن الصندوق الصغير؟ |
Elini kutudan çek ve bak ona, genç insan. | Open Subtitles | أخرج يدك من الصندوق وانظر لها أيها البشري الصغير |
Elini kutudan çıkar ve bak genç adam. | Open Subtitles | اخرج يدك من الصندوق وانظر لها ايها البشرى الصغير |
Buraya gel de beni kutudan çıkarmaya çalış. | Open Subtitles | تعال إلى هنا و حاول أن تبعد عنى هذا الصندوق |
kutudan kaç tane kürdan yere düşmüştü? | Open Subtitles | كم عود أسنان سقط من تلك العلبة يا رايموند؟ |
Bu kutudan kaç kürdan çıktı, Ray? | Open Subtitles | كم عود أسنان سقط من تلك العلبة يا رايموند؟ |
Dört kutudan biri yanlış mühürlenmiştir, ancak hangisi olduğu bilinmiyor. | TED | واحدٌ من الصناديق الأربعة تم إغلاقه بطريقةٍ خاطئة، لكنهم فقدوا أثره. |
LaRoche kutudan haberiniz oldugunu bilmesin. | Open Subtitles | -أجل . لا تدعا (لاروش) يعرف أنّ لديكما علم عن العُلبة. |
Size bu kutudan hiç bahsetmemeliydim. | Open Subtitles | أنا مَا كان يَجِبُ أنْ أُخبرَك رجالَ حول الصندوقِ. |
Kara kutudan çıkan SD kartından bir şey bulabildin mi? | Open Subtitles | أعثرت على أيّ شيء من بطاقة الذاكرة بالصندوق الأسود؟ |
Tahıl dolu bir kutudan çıkmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | تبدو كما لو أنها خرجت من عُلبة حبوب صحيح ؟ |
Eşyalar niye kutudan çıktıkları gibi geri girmezler ki. | Open Subtitles | لا تعود الأشياء إلى صناديقها كما خرجت أول مرة |
O zaman süsleme repçi adamların ateş açtığını duyup, kriko gibi kutudan fırlayacak. | Open Subtitles | عندما مغني الراب النقش يسمع عن النار بندقية، انه أحرزنا ليرة لبنانية جحظ مثل جاك في المربع. |
Bu sefer, bebeklere üç mavi topu çoğunlukla sarı topların olduğu kutudan çekerek göstereceğiz ve bilin bakalım ne olacak? | TED | وهذه المرة، سنري الرضع 3 كرات زرقاء مأخوذة من صندوق أغلب كراته صفراء اللون، واحزروا ماذا؟ |
Saçaklardan aşağıya gelen saçaklar da, kutudan arta kalanla oluşan bir tasarım. | TED | وهذه الكوابل الممدوة تحت الإفريز عبارة عن تصميم بسيط يؤخذ من علبة البيرة. |