Hava temiz, denizler sıcak mevsimler yumuşak olur ve buzlar, kutuplarda oluşur. | Open Subtitles | الهواء صالح للتنفس، والبحار دافئة، والمناخ معتدل، والجليد جذوره ثابتة في القطبين. |
kutuplarda hayat, dinozorlar açısından, hatırı sayılır bir evrimsel başarı. | Open Subtitles | كانت الحياة في القطبين إنجازا تطوريا هائلا للديناصورات |
Kışın kutuplarda biriken buz, yazın erimedi. | Open Subtitles | لذا فإن الثلج الذي كان يتكون على القطبين شتاءا لم يكن يذوب بالشكل المطلوب خلال الصيف |
kutuplarda inanlar ve köpekler arasındaki ilişki çok önemli. | Open Subtitles | هنا في القطب الشمالي , الرابط بين الرجل والكلب مُهمَّة جدا ً. |
Kusura bakmayın bay McGraw ama kutuplarda hiçbir şey kolay değildir. | Open Subtitles | ما من شيء سهل في القطب الشمالي سيد ماغرو لهذا تدفع للأشخاص |
Belki de onca zaman kutuplarda olmamızın bir sebebi vardır. | Open Subtitles | ،كما تعلمون ربما كان هناك سبب لبقائنا في القطب الشمالي كل هذا الوقت |
Yerde, kutuplarda donmuş su ve hatta atmosferde kar bile var. | Open Subtitles | و توجد مياه متجمدة في القطبين وحتى في غلافه الجوي .. توجد ثلوج |
Tüm gözler küresel ısınmanın etkilerinin en çok gözlemlenebildiği kutuplarda. | Open Subtitles | جميع الأنظار تتجه نحو القطبين حيث الإنذار الشامل يبدو بشكل واضح |
kutuplarda yaşayabilmemizi sağlayan insan ruhunu ortaya çıkardılar. | Open Subtitles | لقد جسّدوا روح الإنسان التي أتاحت لنا الحياة في القطبين |
Tropik bölgelerden gelen sıcak su, kutuplarda yükselir. Daha yoğun hale gelir ve tuzu da bünyesine alarak derinliklere iner. | Open Subtitles | المياه الدافئة من المناطق المدارية ترتفع باتجاه القطبين |
İklim çok sıcaktı ve kutuplarda buz yoktu | Open Subtitles | كان المناخ حار جدا و كان القطبين بلا جليد. |
kutuplarda durmadan kar yağdığını düşünebilirsiniz; ama Antarktika çok kurudur; kıyı boyunca sadece 200 milimetre ve iç kısımlarda çok daha az yıllık yağış aldığı için çöl sayılabilir. | TED | لربما كنت تعتقد أن الثلج يتساقط دائما في منطقة القطبين ولكن القارة الجنوبية شديدة الجفاف فهي تعتبر صحراء ويبلغ معدل هطول الأمطار 200 ملي متر فقط على السواحل وأقل من ذلك داخل القارة. |
Özellikle Hidrojen bakımından zengin kutuplarda? | Open Subtitles | وخاصة عند القطبين الغنيين بالهيدروجين |
O kadar sıcaktı ki kutuplarda bile ormanlar vardı. | Open Subtitles | إنها حارة جداً، توجد غابات في القطبين. |
Siz kutuplarda savaş oyunlarınızı oynarken dünyada neler olup bittiğinden haberiniz var mı? | Open Subtitles | هل تعلم ماذا كان يحدث في العالم بينما تلعب العابك الحربيه .في القطب الشمالي |
kutuplarda Ruslardan kaçarken attığın deparı saymazsak tabii. | Open Subtitles | ماعدا الركض بعيدا عن الروس في القطب الشمالي |
Hepimiz kutuplarda 4 ay boyunca olan bitenden habersizdik. | Open Subtitles | لقد كنّا في الظلام لأربعة شهور في القطب الشمالي |
kutuplarda sizden bir şeyler sakladığımı biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنني أخفيت بعض الأمور عنك في القطب الشمالي |
Fakat talih, kutuplarda aniden değişebilir. | Open Subtitles | لكن قد تتغيّر الأجواء فجأة في القطب الشمالي |
Size bir parça buz getirmek için vahşi kutuplarda hayatımı riske atacağım. | Open Subtitles | اخاطر بحياتي في بريه القطب الشمالي فقط لاجلب لك بعض الثلج |