Böyle şeyler izlemek istemezsiniz yoksa siz de huysuz olacaksınız, aynı kardeşlerim ve kuzenlerim gibi. | Open Subtitles | أو ستشبان وضيعين ، تماما كأخوتي و أبناء عمي |
Küçük kuzenlerim, annem, anneannem, papaz büyükbabam. | Open Subtitles | أبناء عمي الصغار ، أمي ، جدتي جدي الأكبر |
Evet, kuzenlerim hakkında attığım mesajı aldın demek. | Open Subtitles | إذن هل إستلمت تلك الرسالة ، بخصوص أقاربي ؟ |
Ben Karaçi ve Haydarabad'da okula giderken kuzenlerim ve arkadaşlarımın bazıları yaşça büyük erkeklerle, bazıları bir çeşit takas karşılığında, hatta bazıları da kuma olarak evlendiriliyorlardı. | TED | بينما تسنى لي الذهاب الى المدرسة في كراتشي و حيدر أباد العديد من أقاربي وصديقات الطفولة كان قد تم تزويجهن البعض لرجال أكبر في السن والبعض على سبيل التبادل و البعض حتى كزوجات ضرائر. |
- Katılıyorum. - kuzenlerim hep onu soruyor. Şimdiden biletlerini aldılar. | Open Subtitles | أقربائي دائما يسألون عنه لقد اشتروا تذاكرهم مسبقا |
kuzenlerim daha ölmeden, bu yüzük bir tefecinin eline düşer. | Open Subtitles | قبل أن يُدفن إبن عمي ذلك الخاتم سينتهي في محل الرهونات |
kuzenlerim genellikle çok konukseverdir. | Open Subtitles | أبناء عمومتي مضيافين جدًّا في العادة. |
Giyinme oyunu oynamak için düğünümüze kaçamak yapıp gelen küçük kuzenlerim. | Open Subtitles | إنهم أبناء عمى الصغار والذين قد راوغوا للوصول إلى حفل زفافى لإنهم أرادو لعب لعبة لبس ملابس الزفاف |
kuzenlerim tarafından kaçırıldım ve keşfedilmemiş sularda dolaşan lanet bir gemideyim. | Open Subtitles | اختطفني ابناء عمي و اخذذوني لمكان به مياه سحرية و في قارب سخيف الشكل |
Bunlar burada yaşayan kuzenlerim. Eksik olan tek enstrüman bir fagot. | Open Subtitles | إنهم أبناء عمي الذين يعيشون هنا، الألة الوحيدة التي نفتقدها، |
Noeli kuzenlerim aptal kız arkadaşlarıyla beraber geçirir. | Open Subtitles | والميلاد, ثم أبناء عمي مع خليلاتهم الخرقاوات. |
kuzenlerim Kraliyet Hava Kuvvetleri devriyesi olarak uçuyor. | Open Subtitles | أبناء عمي يحلقون بدوريات السلاح الجوي الملكي |
Bunlar benim kuzenlerim. Tatilde beni ziyarete gelirler. | Open Subtitles | هؤلاء أبناء عمي هم يزورونني لأجل لعطلة |
- Elbette doğru. kuzenlerim şu anda Belfast sokaklarında. | Open Subtitles | أبناء عمي يعيشون فى شوارع بلفاست. |
Amcalarım, dedelerim, kuzenlerim falan hepsi Taft Şti. adına çalıştılar. | Open Subtitles | أعمامي وأجدادي و أقاربي TaftCo Enterprises جميعهم عملوا في |
Ailem aslen Hindistan'lı. Her yaz Hindistan'a kuzenlerimi ziyarete gittiğimde sıtmaya bağışıklık kazanmamış olduğum için sivrisineklerden koruyan, rahatsız edici, sıcak cibinliğin altında yatıyordum. Fakat kuzenlerim hastalığa karşı bağışıklık kazandıklarından terasta, güzel serin havada uyuyorlardı. | TED | أنا ابنة مهاجرين هنود اعتدت زيارة أقاربي في الهند خلال الصيف ونتيجةً لعجز جهاز مناعتي عن مقاومة الملاريا المحلية اضطررت للنوم في ظلّ ناموسيةٍ وأنا أقاسي الحرّ والعرق بينما تنعّم أبناء عمومي بالنوم على الشرفة والتمتّع ببرودة نسيم الليل المنعش |
Bütün ailem, babam, amcalarım, kuzenlerim bu işi yaparız. | Open Subtitles | عائلتي بأكملها، والدي أعمامي، أقربائي هذا ما نفعله |
Gidin buradan yoksa gelecek defa kapınızı çaldığımda ne ben, ne kardeşlerim, ne de kuzenlerim baklava getirmeyeceğiz. | Open Subtitles | أو في المرة القادمة التي أضرب فيها على بابك لن أحمل الحلويات سيكون معي أخوتي و أقربائي |
kuzenlerim bile burda | Open Subtitles | و لا أريد أن يعبثوا مع أقربائي لا أعرف عن هذا |
kuzenlerim orada. Rayburnleri tanır mısın? | Open Subtitles | إبن عمي من منومني هل تعرفين راي بيرنز؟ |
Bu arada, sorun ne, anlamıyorum. Bütün kuzenlerim hemencecik hamile kalmıştı. | Open Subtitles | لا أعرف ما المشكلة كل قريباتي يحملن بسهولة |
Ne kuzenlerim nede yasayan baska bir sey Burada kalmamı engelleyemez? | Open Subtitles | ولا يوجد أحد من أولاد عمي أو آخرون يعيشون هنا بالأعلى ؟ |
Bazıları doğudaki çiftliklerde çalışan kuzenlerim. | Open Subtitles | البعض أبناء عمومة من المساكن إلى الشرق |