Bay Churchill, gerçekten Lübnan'ı İngiliz İmparatorluğu için istiyor musunuz? | Open Subtitles | سدي تشرشل تريد حقا ان تنضم لبنان الى الامبراطورية البريطانية؟ |
Bize Fas'tan, Lübnan'dan veya herhangi bir yerden posta kartı at... | Open Subtitles | ابعث لنا رسالة تية من لبنان او المغرب او اي مكان |
Şunu hayal edebilirsiniz, İngilizce yazan O kişi, dağdan gelen çocukla aynı kişi. Lübnan Dağı'ndaki bir köyden. | TED | نستطيع أن نتخيل أنه هو نفسه الذي يبدع بالإنجليزية، هو ذاته الذي أتى من الجبل. من قرية في جبل لبنان |
Bilirsiniz, bir zamanlar Lübnan, ülke olarak, uzun ve kanlı bir iç savaşta yok edilmişti. | TED | كما تعلمون، لبنان كبلد قد تدمر من قبل بسبب حرب أهلية طويلة و دامية. |
Benden Nijerya, Fas, Lübnan ev yetiştirmelerinden alacaksın. | Open Subtitles | تَشتري منّي نايجيري، مغربي، المحلي اللبناني. |
Lübnan'da maraton düzenlemek kesinlikle New York'da maraton düzenlemek gibi değil. | TED | تنظيم ماراثون في لبنان بالطبع ليس كتنظيمه في نيويورك. |
Huzura kavuşacakları Lübnan sınırını geçeceklerdi. | TED | أرادوا عبور الحدود إلى لبنان حيث يجدون الأمان. |
İşte o gün, dünyada en çok mülteci barındıran o küçük ülkeye, Lübnan'a katıldılar. | TED | في ذلك اليوم، انضمت العائلة إلى أكبر تجمع للاجئين في العالم، في بلد صغير مثل لبنان. |
En tedirgin edicisiyse Suriyeli mülteci çocukların, yalnızca %20'si, Lübnan'da eğitim görüyor. | TED | وأكثر ما يقلق هو أن عشرين بالمئة فقط من اللاجئين السوريين الأطفال يرتادون المدارس في لبنان. |
Örneğin; Lübnan ve Ürdün orta gelirli ülkeler. | TED | على سبيل المثال، لبنان والأردن هي بلدان متوسطة الدخل. |
34 günlük savaş sırasında Lübnan'da 4 milyon PTB(Parça tesirli bomba) parçacığı etrafa saçılmıştı. | TED | تقديرات ب4 ملايين من القنابل العنقودية نثرت في أنحاء لبنان خلال الصراع الذي دام 34 يوماً. |
Bir belgesel fotoğrafçısı olarak, Olaylar bittikten birkaç ay sonra Lübnan'a dönerek PTB mağdurları ile görüşmeye karar verdim. | TED | ولكوني مصورة وثائقية، قررت العودة إلى لبنان بعد أشهر من انتهاء النزاع لأقابل الناجين من القنابل العنقودية. |
Lübnan'da yaşayan 400,000 kadar Filistinli mülteci var ve onlara yasalar aracılığıyla ayrımcılık yapılıyor. | TED | يستقبل لبنان 400000 لاجئ فلسطيني، وهم يعانون من قوانين تمييزية. |
Mülteci bir aileye doğmuş ve şimdi kendisi de Lübnan'da bir mülteci olarak yaşamakta. | TED | ولدت لأبوين لاجئين، وهي نفسها الآن لاجئة في لبنان. |
Sadece Ürdün, Lübnan, Türkiye gibi komşu ülkelere göç etmediler. | TED | وهم لم ينتقلوا فقط إلى الدول المجاورة مثل الأردن أو لبنان أو تركيا. |
Ve ben bu tarz projeleri bir süredir düzenliyorum, 2009'da Lübnan'da, bu sene ocak ayında Kenya'da. | TED | و قد قمت بمشاريع كهذه، في لبنان عام 2009، و في كينيا في يناير من هذا العام. |
İsrail'in Lübnan'daki en sağlam adamıymış. | Open Subtitles | يقول الأسرائيليَون بأنه أفضل رجل لديهم في لبنان |
Sana, Lübnan görevi için 2500 dolar verdik ve sen hepsini Yunanistan da yedin. | Open Subtitles | جربناك من قبل اعطيناك 2500دولار من قبل لتغطية احداث في لبنان |
Ağustosta adam gönderildiği yere, Lübnan'a döndü. | Open Subtitles | في أغسطس ذهب إلى لبنان حيث تم القبض عليه |
Lübnan selvisinin bir türü. | Open Subtitles | إنّه نوع من أنواع الأرز الصنوبري اللبناني |
Hey abla, Lübnan'dan, Fas'tan esrar. | Open Subtitles | يا أخت، الحشيش المغربي اللبناني. |