Sen git rahat yaşantına dön. Benim öyle bir lüksüm yok. | Open Subtitles | عد إلى حياتك الرغدة، فليست لدي تلك الرفاهية |
Keşke öyle bir lüksüm olsaydı. | Open Subtitles | اجل , انني حقاً اتمنى لو كان لدي ذلك النوع من الرفاهية |
Bu sayede sadece tutkuyla istediğim davaları alma lüksüm var. | Open Subtitles | ولكن أيضا يحّملنى ترف اختيار القضايا التى أحس بحميمية نحوها |
Çünkü şu anda doğru olduğunu varsayma lüksüm yok. | Open Subtitles | لأني لا أملك ترف استغلال أقوالك لصالحك الآن |
Maalesef artık lüksüm yok. Bunu araştıracağım. | Open Subtitles | لسوء الحظ أنا لم اعد املك هذا الترف سوف اعالج الأمر |
Böyle bir lüksüm yok ama sonra her gün tekrardan kendi insanlarımızın öldügünü görüyorum. | Open Subtitles | أنا عن نفسى ليس عندى ذلك الترف ولكن من الناحية الآخرى أنا أرى شعبنا يموت كل يوم |
Bu oyunu bütün gece oynayabiliriz Bay Hunter, ...ama senin varsayımlarını dikkate alma lüksüm yok. | Open Subtitles | يمكننا لعب تلك اللعبة طوال الليل و لكن ليس لدي وقت رفاهية لسماع إفتراضاتك |
Oh hayır. Hayır, eski arkadaşımın peşinden o lüksüm yok. | Open Subtitles | لا، ليس لديّ هذه الرفاهية من بعد زوجي السابق. |
Benim öyle bir lüksüm yok. | Open Subtitles | حسنا، انا لا املك تلك الرفاهية |
Öyle bir seçim lüksüm yok. | Open Subtitles | لذا ليس لدي الرفاهية لذلك الاختيار |
Benim böyle bir lüksüm yok. | Open Subtitles | ليس لدى تلك الرفاهية |
Ama benim öyle bir lüksüm yok. | Open Subtitles | -لكن أنا ليست لدي تلك الرفاهية. |
Hoşlanmasamda, emirlere itaat etmeme lüksüm yok. | Open Subtitles | حسنًا، على عكسك، ليس لدي ترف أن أتجاهل الأوامر |
O saçma sapan zayıflama haplarını satmama gibi lüksüm de yok. | Open Subtitles | لا أملك حتى ترف عدم بيع أقراص الحمية السخيفة تلك. |
Bir heves yüzünden işi bırakma gibi bir lüksüm yok. | Open Subtitles | لا أملك ترف القفز على سفينة لمجرد نزوة. |
Çünkü erkek işi yapan bir kadınım ve eşek olmak gibi lüksüm yok. | Open Subtitles | لأنني امرأة في وظيفة رجل وأنا لا أملك الترف لأكون متعجرفة |
Kariyerimin son deminde de kendimi önemsiz birinin ellerine teslim etme lüksüm yok. | Open Subtitles | و في هذة المرحلة الأخيرة من مهنتي لا أملك الترف لأضع نفسي تحت يدي نكرة |
Keşke bu lüksüm olsaydı. | Open Subtitles | اتمنى لو كان لدى هذا الترف |
Yapacaklarımı duygularımın belirlemesine izin verme lüksüm yok. | Open Subtitles | ليس لدي رفاهية أن أترك مشاعري هي من تملي عليّ أفعالي. |
Maalesef, düşmanlarımızın yaşamasına müsaade edecek lüksüm yok. | Open Subtitles | انا اعتذر لك ليس لدي رفاهية بالسماح لاعدائي بأن يبقوا احياء |
Ben Kurtarıcı'yım. Benim anı yaşamak gibi bir lüksüm yok. Benim hayatım o şekilde olamaz. | Open Subtitles | أنا المخلّصة و لا أمتلك رفاهية الحصول على لحظات، تلك ليست حياتي |