labirentin her noktasında alçalacaklar ve onların üstündeki diğer taşlar da. | Open Subtitles | سوف يتم تغطية كل قدم من المتاهة. والآحجار الآخرى من فوقهم. |
Eğer labirentin içinde sıkıştıysak, nasıl ip yumağını bulacağız ve labirenti kapatacağız. | Open Subtitles | إذاً كيف نَجد الخيط ونغلق عمل المتاهة إن كنا عالِقين في المتاهة؟ |
Hikayenin rotası boyunca, labirentin fiziksel bir labirent değil de bir roman olduğunu keşfeder | TED | ويكتشف خلال القصة، أن المتاهة ليست متاهة مادية وإنما هي رواية. |
Gemiyi, labirentin dışında gizli bir yere gitmesi için programladım. | Open Subtitles | لقد قمت ببرمجة المركبه لتذهب الى مكان مخفى خارج المتاهه |
Bunlardan birisi, labirentin merkezindeki kaleye gider. | Open Subtitles | واحد منهم يؤدي إلى القلعة في وسط المتاهة. |
Ve gecenin kör olduğu bu labirentin içinde Operanın hayaleti burada. | Open Subtitles | وفي هذه المتاهة ... حيث الليل الأعمى شبح الأوبرا هنا ... |
Çünkü there jillion mil bu aptal labirentin. | Open Subtitles | لأن هناك جيليون ميل من هذه المتاهة الغبية يمكن أن يكونوا في أي مكان |
labirentin her karanlık köşesinde yaşayan, korku veren ve tüyler ürperticilerden sakının. | Open Subtitles | لتفادي المخيفين والأموات ، الذين يعيشون بكلّ زاوية مظلمة في المتاهة |
İnanılmaz olan, labirentin yapımını daha bu sabah bitirmiş olmam. | Open Subtitles | المدهش هو أنّني أنهيتُ هذه المتاهة صباح اليوم فقط |
Şimdi, annesinin rehberliğinde, sualtında avlanmayı ve bu labirentin içinden geçip, buzdaki deliğine geri dönmeyi öğrenmesi gerek. | Open Subtitles | الآن، بمساعدة أمّه، عليه تعلم كيفية الصيد تحت الماء، والعثور على طريق العودة عبر المتاهة لبلوغ الثقب في الثلج. |
Geçen yıl yaptığımız labirentin etrafında küçük bir fareyi nasıl koşturduğunu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكري السنة الفائتة عندما صنعنا تلك المتاهة سويًا ودربتي الفأر الصغير على أن يمر من خلالها ؟ |
Ben sana yardım ederim, sen de labirentin yolunu açıklaması için babamı zorlarsın. | Open Subtitles | انا اساعدكِ ، وانتي تُجبرين والدي على اعطائي خريطة المتاهة. هذا ماقلتيه. |
Sadece labirentin nerede olduğunu söyle. | Open Subtitles | سأخرجك من هنا، اتّفقنا؟ أخبرني أين المتاهة فحسب |
Ardından çaylağımız, kendisini labirentin içine attı. | Open Subtitles | والآن غرّنا هذا بادر مِنْ تلقاء نفسه للدخول إلى المتاهة |
Minotor'un labirentin içine hapsedildiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أنَّ الميناتور كانَ مسجوناً داخل المتاهة. |
Minotor'u aşın, labirentin güç kaynağını çalın ve onu kapatın. | Open Subtitles | تَجنبوا الميناتور، اسرقوا مَصدر طاقةِ المتاهة وأوقِفوا عملها. |
Yeraltı dünyasına açılan geçit labirentin içinde yatıyor. | Open Subtitles | البوابه الى عالم الجريمة الذي يقع في المتاهه |
Hayır, aptallık etme. labirentin içinde nerede olduğumuzu bilmiyoruz. | Open Subtitles | لا , لاتكن غبي نحن لا نعلم موقعنا داخل المتاهه |
Çalışanlara labirentin çevresinde devriye gezmelerini söyledim. | Open Subtitles | فى أى لحظه يرغب فيها أحد المتسابقين ... أن يغادر المتاهه |
Yalnızca sikik bir labirentin peşine düşüp karımı öldürdün, soy ağacımı ciddi şekilde budayıp attın. | Open Subtitles | لقد قتلت زوجتي، جرّدت شجرة عائلتي بشكلٍ شديد وكل ذلك لمُطاردة متاهة لعينة ما. |
Bir anda artık tabanı göremediğinizi farkediyorsunuz. Aynı şekilde gökyüzünü de... Havada asılı üç boyutlu bir labirentin içindeymiş gibi, topraktan doğan ve gökyüzünde asılı bir eğreltiotu bahçesine, her türlü ufak canlının arasına giriyorsunuz. | TED | وهكذا فجأة، لا تستطيع رؤية سطح الأرض، ولا تستطيع كذلك رؤية السماء، وتكون في متاهة ثلاثية الأبعاد في الهواء مليئة بحدائق معلقة من السرخس الذي ينمو من التربة، والتي تعج بكل أنواع الكائنات الصغيرة. |
Ama belki de labirentin kendisini kullanarak size biraz zaman kazandırabilirim. | Open Subtitles | لكن... ربَّـما أستطيع استخدام المَتاهة نفسها لأوفر لكم بعض الوقت. |
Bir çeşit tersine Pac-Man ya da labirentin sonundan başına gitmek gibi oldu. | Open Subtitles | إنها نوعا ما كالمناورة العكسية أو مثل السير بمتاهة من النهاية. |