| Demokrasimizdeki sloganların zenginliği ve dolgunluğu gerçekten Lazım olan cüretkar girişkenliğin zeminini hazırlamadı. | TED | امتلاء الحوار ودسامته في بلدنا الديمقراطية لم يوضع الأساس للنوع الذي نحتاجه من المبادرة الواضحة |
| Komik olan şu ki, bu dosyayı çözmek için bize Lazım olan tek şeyin Reid olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ذلك مضحك. ابقى افكر الشيء الوحيد الذي نحتاجه لحل هذه القضية |
| Bana Lazım olan tek şey sıcak bir banyo, fazla mesai değil. | Open Subtitles | ما أحتاجه الآن حمام ساخن.. لا مزيد من العمر خارج الدوام. |
| Zirveye yükselmesi için tek Lazım olan senin şovuna çıkması. | Open Subtitles | لكن أغنية واحدة في أحد عروضك هي كل ما أحتاجه لأخذها مباشرة للقمة. |
| Ve bir polise Lazım olan her şey. Buna İsviçre Ordu ayakkabısı dedik. | Open Subtitles | و هو كل ما يحتاجه الشرطى ندعوه حذاء الجيش السويسرى |
| - Evet. Bize Lazım olan bilgiyi edinebildiniz mi Yüzbaşı? | Open Subtitles | أنا كذلك, هل تمكنّت من تحديد المعلومات التي نحتاجها أيها النقيب؟ |
| Sorun değil. Bana canlı olarak Lazım olan tek kişi sensin. | Open Subtitles | لا بأس، أنتِ الوحيدة التي أحتاجها على قيد الحياة |
| Sana Lazım olan, biraz ara vermek. | Open Subtitles | ماتحتاجينهُ هو راحةٌ من القراءة. |
| Tek Lazım olan nasılını sadece bir Sınır Koruma ajanının bildiği şekilde bir arabayı kaybetmek: | Open Subtitles | كل ما أحتاجه هو أن تجعل سيارة ما تختفى بطريقة لا يعرفها إلا عميل الجمارك |
| Bize Lazım olan kapsüle 21. paketi koyan kişi. | Open Subtitles | الإسم الذي نحتاجه هو أيا كان من وضع الكيس رقم 21 بالكبسولة |
| Lazım olan kanı düşündüğümüzde bu çocuğun ölümü demek. | Open Subtitles | وبالمعدلّ الذي نحتاجه لسحب الدماء، سوف ينتهي بنا المطاف بقتل الصبيّ. |
| Belki de bize Lazım olan lider sensindir. | Open Subtitles | ربما انت نوع القائدة الذي نحتاجه. |
| Lazım olan kanunları koyarız. | Open Subtitles | نحن جعل القانون الذي نحتاجه. |
| Şimdi bana Lazım olan son şey genç bir sarışınla gizli bir buluşmada yakalanmak yani. | Open Subtitles | آخر ما أحتاجه الآن أن تتم رؤيتي في اجتماع غير مبرر مع شابة شقراء |
| Sana tüm Çeklere Lazım olan şey lazım: kıçınıza Rus çizmesiyle sert bir tekme. | Open Subtitles | :تحتاج إلى ما يحتاجه كل تشيكي روسي صلب يرفسك |
| Zaman var. 19 saniyeleri var. Walter'a Lazım olan da bu. | Open Subtitles | ،هناك وقت،لازالت 19 ثانية هذا كل ما يحتاجه والتر |
| dağın tepesine, farz ediyoruz ki bir parça üstüne konmakla, kendimize Lazım olan süreyi verip her gün yaşadığımız kargaşayı ve düzensiz hayatımızı toplayacağımıza ve kendimizi bulmamızı sağlayacağına inanıyoruz. Fakat o dağın tepesinde | TED | إلى قمة جبل، مفترضين أن الجلوس مع أنفسنا على قطعة أرض يلزمه أن يعطينا فترة الراحة التي نحتاجها لترتيب الفوضى والأيام الفوضوية، ونجد أنفسنا مرة أخرى. لكن على الجبل |
| Bize Lazım olan malzeme o ama... | Open Subtitles | لكنها الأمور التي نحتاجها أتعلمينماالذي... |
| Sana Lazım olan tıbbi malzemelerin listesini gönderiyorum. | Open Subtitles | سأرسل لك لائحة بالمواد التي أحتاجها من مخزن الأدوية الذي يقع قرب شقتك |
| Bu araba benim. Lazım olan tek oyuncağım. | Open Subtitles | هذه سيارتي اللعبة الوحيدة التي أحتاجها |
| Sana Lazım olan, biraz ara vermek. | Open Subtitles | ماتحتاجينهُ هو راحةٌ من القراءة. |
| Bana Lazım olan etmoitle kafiyeli olan bir kemik adı. | Open Subtitles | ما أحتاجه هو عظم يتقفّى مع العظم الغربالي. |