Bir psikolog size bazı mürekkep lekeleri gösterir, bu lekeler şuna benzerler ve sonra sorar, "Ne görüyorsun?" | TED | طبيب نفساني يريكم بعض بقع الحبر تبدو هكذا، ويسأل، ماذا ترى؟ |
Savaş alanında birçok ceset gördüm fakat bu odadaki kan lekeleri iliklerimi donduruyor. | Open Subtitles | رغم أني خضت عبر وحول لا تنتهي من موت المعارك إلا أن بقع الدم تلك لا تلبث إلا أن يقشعر منها بدني |
Aya Sprey bu, ve hatta onun lekeleri kaybolur! | Open Subtitles | لو نثرته على القمر، فسيصبح دون بقع ايضا هيرتل بلس |
- Ne var ki, eğer mahkumun kanı aynı şekilde, aynı gruptansa, ceketindeki kan lekeleri size anlattığı gibi evinde meydana gelen kazadan da kaynaklanmış olabilir. | Open Subtitles | اذا كانت فصيلة دم السجين أو فاٍن البقع التى على السترة ربما كانت بسبب الحادث المنزلى الذى أخبرك به |
Söylemek zorundayım, efendim... küvetinizdeki lekeleri çıkaramadım. | Open Subtitles | يجب أن أقول لك يا سيدي أنني لا أستطيع ازاله البقع في الحوض |
Nasıl tavan iksir lekeleri temizleme bütün gece geçirdi gelir? | Open Subtitles | لماذا بقيت طوال الليل تنظف لطخات الجرعات من على السقف ؟ |
sekizinci masa, bardakta su lekeleri var. Lütfen, düzelt, düzelt, düzelt. | Open Subtitles | الطاولة رقم ثمانية ، بقع ماء على الكؤوس رجاءأصلحهذا،أصلحه،أصلحه. |
Gerçek bir hafta sonunda gerçek Ted yalnızca bir kot ve üzerinde çamaşır suyu lekeleri olan bir tişört giyer. | Open Subtitles | في عطل نهاية الاسبوع تيد الحقيقي يلبس زوج من الجنز و كنزه رياضية عليها بقع |
Kan lekeleri vardı, ön koltukta, yolcu kısmında. | Open Subtitles | كان هناك بقع دماء, المقعد الأمامي, من جهة الركاب |
Kan lekeleri yaklaşık her 35 cm.de bir görünüyor. | Open Subtitles | تظهر بقع الدم بعد كلّ 35 سنتيمتراً تقريباً |
ışte gömleğin evlat. Yıkadım ama kan lekeleri çıkmıyor. | Open Subtitles | إليك القميص، بني غسلته جيّدا، لكن بقع الدم لم تندثر |
Orada, üzerinde kurbanın kan lekeleri bulunan kapüşonlu bir penye ve kot buldular. | Open Subtitles | وجدوا هناك كِنْزَةَ فضفاضة وجينز عليها بقع دم الضحية |
Olay yeri inceleme uzmanlarının tüm bulduğu kurbana ait eşyalar, kan lekeleri ve parmak izleri. | Open Subtitles | كل مفتشي موقع الجريمة وجدوا ممتلكات الضحية، بقع الدمّ وبصمات الأصابع. |
Süt lekeleri için karbonat kullanıyorum. Tek kötü yanı pis kokmaları. | Open Subtitles | أنا أستخدم البيكاربوهيدرات على بقع الحليب إنهيزيلهاتماماً. |
Küvetinizdeki lekeleri çıkaramadığımı bildirmek zorundayım, Efendim. | Open Subtitles | يجب أن أقول لك يا سيدي أنني لا أستطيع ازاله البقع في الحوض |
Patrondan, lekeleri saklayana kadar canım çıkmıştı...amanın! | Open Subtitles | لقد قضيت وقتا جحمياً تلك المره و أنا أحاول إخفاء البقع عن منقاره |
Geleceğini bilsem çarşaftaki lekeleri temizlerdim. | Open Subtitles | إذا عرفت بأنك ستحضر كنت سأنظف البقع من على الاغطية |
Buna rağmen tüm kalbimizle biliriz ki... bazı lekeler kolayca silinemeyecek kadar güçlüdür... ve hiçbirşey o lekeleri temizleyemez. | Open Subtitles | مع هذا ، نعرف بداخلنا ان بعض البقع العنيده لا يمكن إزالتها |
Güneş lekeleri yalnızca etraflarındaki parlak kütleye oranla koyudur. | Open Subtitles | البقع الشمسية مظلمة فقـط نسبياً مع سطوع الشمس الهائـل حولها |
Ama dış taraftaki kan lekeleri kesinlikle annesine ait. | Open Subtitles | لكن اللطخاتَ على خارج، لطخات دمّ، بالتأكيد الأمَّ. |
Hatırlıyorum da, geçen bahardaki kan lekeleri konferansında üzerinde çalıştığın bir davadaki şüpheli kan izleriyle ilgili bir şeyden bahsetmiştin. | Open Subtitles | فتذكّرتُ أنّكَ ذكرتَ في مؤتمر اللطخات الربيع الماضي شيئاَ عن مسحة مريبة في قضيّة كنتَ تعمل عليها |
Bu yağ lekeleri de koca bir tırı, köprüden düşmekten kurtardığında olmuş. | Open Subtitles | وبقع الزيت؟ حسنا، هي من المرة التي أنقذت فيها تلك الشاحنة من السقوط عن الهاوية. |
Kanıttan kurtuluyor kan lekeleri... | Open Subtitles | يتخلّص من الأدلة... بُقع دم... آثار حمضٍ نووي. |