Şu anda kadar bildiğimiz en distorsiyonsuz lensler. | TED | وهي إحدى العدسات الأكثر خلواً من الانحرافات التي نعلم بوجودها. |
Sırılsıklam terliyorum ve lensler gözlerimi acıtıyor ve hiçbirini önemsemiyorum çünkü körkütük âşık oldum. | TED | كنت أتعرق بقدر كبير وكانت العدسات اللاصقة تؤذي عَيْنَيْ، ولم يكن شيء من ذلك يهم لأني كنت غارقاً في الحب. |
İhtiyacımız olan lensler zaten var. | TED | حسناً، عظيم. العدسات التي نحتاجها موجودة. |
Odağı ayarlanabilen lensler dengeye biraz karmaşıklık katar. | TED | تضيف العدسات القابلة للضغط قليلاً من التعقيد للمعادلة. |
Saç rengi, estetik ameliyat, renkli lensler, çene ve yanak implantları, 15 yıl yaşlı görünüyorsun. | Open Subtitles | وعمليات تجميل عدسات لاصقة ملونه تغير الذقن والخد |
Mekanik olarak değiştirilen Alvarez lensler, deforme olabilen sıvı lensler ve elektronik olarak ayarlanan sıvı kristal lensler. | TED | عدسات آلفارينز المتحركة ميكانيكياً، عدسات سائلة مرنة ومبدلة إلكترونياً، بعدسات كريستال سائلة. |
lensler harika. Artık şu antika kola şişelerinin altlarını düzeltebilirim. | Open Subtitles | هذه العدسات مثالية ، الآن يمكنني قراءة ما كتب أسفل هذه القوارير القيّمة |
Sonrasında latin kökenimi gizlemek için taktığım mavi lensler aklıma geldi. | Open Subtitles | ثم تذكرت العدسات اللاصقة الزرقاء التي أضعها لإخفاء نسبي اللاتيني |
- Evet çaylak. - Ama lensler de karısının elinin altındaydı. | Open Subtitles | أجل أيّها المبتدئ، لكن الزوجة يمكنها الوصول إلى العدسات اللاصقة. |
Kontak lensler bir işe yaramıyor. Gözlükler ise baş ağrısı yapıyor. | Open Subtitles | العدسات اللاصقة لا تعمل معى والنظارات تجلب صداع |
Evet, çünkü lensler analiz edildi ve üzerinde çalışıldı ve Galileo'nun kullandıkları ile aynı özelliklerde üretildi. | Open Subtitles | نعم لأن العدسات تم تحليلها و دراستها وصناعتها بنفس خصائص منظار جاليليو |
Yani bu lensler insan unsurunu da ölçebiliyor mu? | Open Subtitles | معالج كَمّي يُمْكِنُ أَنْ يُعالجَ أيّ شئَ. لذا العدسات يُمْكِنُ أَنْ تَقِيسَ العَامِل البَشَرِيّ؟ |
Belki kontak lensler yüzündendir. | Open Subtitles | أوه ربما هذا بسبب العدسات اللاصقة ماذا ؟ |
Ertesi gün de orada duruyordu, lensler olmadan. | Open Subtitles | مازالت موجودة باليوم الثاني حتى بدون العدسات اللاصقة |
- Makyaj ve lensler olmadan dolaşıyorlar. | Open Subtitles | الغير ميتين حولنا من دون مستحضرات التجميل و العدسات اللاصقة عليهم. |
Kontak lensler, sürekli kullanım için değildir dostum. | Open Subtitles | العدسات اللاصقة ليست للاستخدام المستمر,صاحبي |
Özel lensler için bana sonra teşekkür et. | Open Subtitles | سوف تشكرينني لاحقا لإستخدامي هذه العدسات الخاصة |
Mesele şu ki, önde ayna ve lensler var. | Open Subtitles | .. خلاصة القول إنه يستخدم مجموعة من المرايات العدسات |
Mesele şu ki, önde ayna ve lensler var. | Open Subtitles | .. خلاصة القول إنه يستخدم مجموعة من المرايات العدسات |
Fötr şapka ve renkli lensler, güneş gözlüğü, her seferinde belirsizleştirdiği yer-- | Open Subtitles | لكن الآن هناك طابع قبعة حفلات و عدسات لاصقة ملونة نظارات شمسية في كل مرة يخفي هل انت جاهزة غارسيا؟ |
Özel yapım bu kameramda küçük lensler var. | Open Subtitles | الآن هذه الكاميرا المصنوعة خصيصاً ليّ مزودة بعدسات صغيرة. |