Bir leoparın çenesi insan kafatasını parçalayacak güce sahip. | Open Subtitles | لدى فك النمر القُدرة على كسر جمجمة الانسان. |
leoparın kendilerini görmemiş olması için dua ediyorlar. | Open Subtitles | يُصليان لكي لا يكونا قد لوُحِظا من النمر. |
Tek başına gezen leoparın aksine vahşi köpeklerin hayatta kalabilmesi takım çalışmasına bağlı. | Open Subtitles | عكس النمر المنفرد تعتمد حياة الكلاب البرّية على عملها الجماعي |
Karımla 17 yıldır beraberiz, ve hala, leoparın kafesinde karşılaştığımız günkü kadar, olağanüstü buluyorum onu. | Open Subtitles | فأنا متزوح من لاكيمي منذ سبعة عشر سنة ـ ـ ـ ـ ـ ـ كالشعور الجميل الذي أحسست به حين التقينا عند قفص الفهد |
Tüm bu harala gürele içinde bir leoparın geldiğini hayal edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تخيّل أن يأتي الفهد مع وجود كل هذا |
Siyah bir leoparın peşine düşmüştük, hatırladın mı evlat? | Open Subtitles | كنا نتعقب النمر ألأسود أتذكر ذلك |
Bir leoparın beneklerini bile garanti çıkarır. Şimdi, benimle gel. | Open Subtitles | مضمونة لازالة البقع حتى من على النمر |
Ve sonra da şu benekli leoparın gelmesi. | Open Subtitles | وبعد ذلك في الممشى النمر الأرقط |
leoparın çevresi hariç her yerde kurşunlar uçuşuyordu. | Open Subtitles | الرصاص يطير في كل مكان ماعدا قرب النمر |
Bir leoparın kuyruğuna asla asılma! | Open Subtitles | لا تمسكِ ذيل النمر أبداً |
Binbaşı Applegate bir leoparın bağırtısını duyduğu an tanırdı. | Open Subtitles | السيد "أبليجيـت" يعرف صوت النمر إن سمعه |
Bir leoparın peşindeydim. | Open Subtitles | كنت أتتبع النمر |
Ancak leoparın kuyruğunda sadece üç halka var. | Open Subtitles | لكن الفهد يمتلك ثلاث حلقات وحسب على ذيله |
Ormanda leoparın eşini sevdiği gibi seviyorum, seni... | Open Subtitles | كما يحبّ الفهد رفيقه في الغابة |
Öyleyse sadece onlara doğruyu söyle. leoparın gittiğini. | Open Subtitles | - إذاً أخبرهم بالحقيقة، وبأن الفهد اختفى |
Bu leoparın gizemini nasıl çözüyor? | Open Subtitles | كيف حل ذلك لغز وشم الفهد ؟ |