ويكيبيديا

    "mümkün değil" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • غير ممكن
        
    • لا يمكن
        
    • ليس ممكناً
        
    • محال
        
    • هذا مستحيل
        
    • من المستحيل
        
    • ليس ممكنا
        
    • لا يمكننا
        
    • مُحال
        
    • ذلك مستحيل
        
    • غير محتمل
        
    • لن يحدث
        
    • ليس مُمكناً
        
    • لا مجال
        
    • مستحيل أن
        
    - Bu mümkün. - Hayır mümkün değil. Bizim sınıfta kalmamız mümkün. Open Subtitles هذا ممكن لا هذا غير ممكن , الممكن هو ان افشل بصفي
    Ama sen her şey olmak istiyorsun. Bu mümkün değil. Open Subtitles و لكنكِ تريدين أن تكوني كل شئ وهذا غير ممكن
    Bu sancılı kavga olmadan, kozanın kabuğundan kurtulmak ve yeni oluşmuş bir kelebek olarak kanatlarını güçlendirmek mümkün değil. TED بدون هذا الصراع المؤلم للخروج من الشرنقة لا يمكن للفراشة التي خرجت حديثا أن تقوي أجنحتها،
    Arka iticilerle dönüşümüzü eşleştirmeye hazırlan. - mümkün değil. - Hayır... Open Subtitles ـ أستعدوا لتناظر دورتنا مع المضخات الرجعية ـ هذا ليس ممكناً
    Tekrar bir araya gelirlerse, ikisinden biriyle birlikte yaşamam mümkün değil. Open Subtitles محال أن أعيش مع أي منهما لو انهم معا مرة أخرى
    Anneni geri getirmek istemen çok doğal. Keşke getirebiIsek ama bu mümkün değil. Open Subtitles بالطبع تريدين احضار أمك مرة أخري وأتمني بأننا نستطيع , ولكن هذا مستحيل
    İçinde bulunduğumuz uluslararası durumda, böylesine bir toplantı pek mümkün değil. Open Subtitles في الحالة الدولية الراهنة ، حتى الاجتماع سيكون من المستحيل تماما.
    Bu 30'dan az olduğundan bu senaryo mümkün değil. TED وبما أن هذا الرقم أقل من 30. فإن هذا السيناريو غير ممكن.
    Bu fiziksel olarak mümkün değil. Fizik kurallarını çiğniyoruz. TED هذا غير ممكن فيزيائيًا، نحن نكسر قواعد الفيزياء
    - Onunla yalnız konuşmak istiyorum. - Korkarım bu mümkün değil. Open Subtitles اريد التحدث معه على انفراد اخشى ان هذا غير ممكن
    - Boyadan dolayı, bu mümkün değil. Daha yeni boyandı ve çok yavaş kuruyor. Open Subtitles رجاء، أريد أن اطلع على الكثيرا غير ممكن.
    Paralar sayılacak, paketlenecek, taşınacak. Fiziksel olarak mümkün değil. Open Subtitles يجب أن نعد المال ونضعه في حزم ونلفه وننقله هذا غير ممكن طبيعيا
    Bu mümkün değil. Denizci bir subayın kız arkadaşı nasıl boğulabilir? Bu imkansız! Open Subtitles هذا غير ممكن كيف لزوجة ضابط بحري أن تموت غرقاً؟
    Bu deli Fransız çingene oyuncu ortadan kayboldu, dumanlar içerisinde yok oldu ve fark ettim ki, geldiğim şekilde geri dönmem mümkün değil, mümkün değil. TED ولقد اختفى، هذا الممثل الغجري الفرنسي المجنون، في وسط الدخان، وأنا أدرك، لا يمكن العودة بالطريقة التي جئت بها.
    Gelecekteki teknolojimizin neleri başarabileceğini ve bedenlerimizle neler yapabileceğini tahmin etmek mümkün değil. TED لا يمكن لأحد أن يخبرنا ما يمكن لتكنولوجيا المستقبل أن تنجز كما لا يمكن أن نعرف ما يمكن أن نفعله بأجسامنا.
    mümkün değil. Hoş olurdu. Fakat gerçekçi olalım. TED ذلك ليس ممكناً. سيكون جميل جداً لكن لنكن واقعيين.
    - Tamam ama bu mümkün değil. Sonuçta bu Bay Sheikw'ın mitingi. Open Subtitles لا بأس بهذا، ولكن هذا محال لأنّها بعد كل ذلك مسيرة الشيخ
    mümkün değil, polisler sahtekarları tutuklarlar, bu işin kuralı bu. Open Subtitles هذا مستحيل , الشرطة تقبض على المُجرمين هذه قوانين اللعبة
    O derinliğe inmemiz mümkün değil kaptan. Basınç gemiyi paramparça eder. Open Subtitles من المستحيل التوجه لهذا العمق يا سيدى الكابتن الضغط سيسحق البدن
    her TEDTalk'u ayrı ayrı özetlemek mümkün değil. TED ليس ممكنا تلخيص كل محادثة تيد بشكل منفرد.
    Bir dinazordan yola çıkarak yeni bir dinazor yaratmak mümkün değil. TED وعليه .. لا يمكننا استنساخ ديناصور من خلايا الديناصورات
    Burnuna çektiği onca mala rağmen mi, bu mümkün değil. Open Subtitles مَعَ كَميَة المخدرات التي يَتَنَشَقُها، هذا مُحال
    Hadi ama ekşitme yüzünü! Senin yaşında bu mümkün değil. Open Subtitles توقفِ عن حمل هذا العبء ذلك مستحيل في مثل عمرك
    Efendim, istediğiniz şey mümkün değil. Ajan Bauer'a yönelik suçlamalar ciddi. Open Subtitles سيدى ما تطلبه منى غير محتمل التهم الموجهه اليه جاده تماماً
    Eğer Dünya'ya ait teknolojileri kastediyorsanız, bu mümkün değil. Open Subtitles إن كنت تسأل عن معلومات عن تقنيات الارض هذا لن يحدث
    Onu anladım da, bu mümkün değil. Open Subtitles حسناً ، لا ، أنا أتفهم ذلك الأمر لكن هذا ليس مُمكناً
    Bu gerçekten harika bir durdurucu kural, çünkü günün sonunda her şey duruyor, çalışmak mümkün değil. TED ولكن هذه قاعدة توقف عظيمة، لأنّها تعني أنّه في نهاية اليوم، كلّ شيء يتوقف، لا مجال للعمل.
    Bu güçlü etkinin mevcut olmadığı tasarruf davranışı bulmamak neredeyse mümkün değil. TED إنّه تقريبا أمر مستحيل أن لا تجد سلوكا ادّخاريّا غير متأثّر بهذا العامل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد