Yargıç, müvekkilimin isyanına hak veriyorum, ifadesini Savcılığa vereli ne kadar olmuş? | Open Subtitles | سيدي , أنا أشارك موكلي غضبه منذ متى والولاية تتكتم على شهادته؟ |
Ve bir hafta sonra, müvekkilimin Venezuela'daki iştirakine ödeme yapmayı reddettiniz. | Open Subtitles | وبعد أسبوع من ذلك رفضت الدفع لشركة موكلي الفرعية في فنزويلا |
Bay Claypool, müvekkilimin ifade vermemesi için susma hakkını kullanmasını tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | سيد كلايبول، أنصح موكلتي بالتمسك بحقها وفقًا للتعديل الدستوري الخامس بعدم الشهادة |
Sayın yargıç müvekkilimin kötü niyetle sözleşme yaptığını iddia ediyorlar. | Open Subtitles | سيدي القاضي، إنهم يدعّون أن موكلتي قامت بالعقد بنيّة سيئة. |
Bence böyle yapmasının bir nedeni de müvekkilimin kendi kitabını bitirdiğini ve bu kitabın sadece onun biyografisi olmadığını Morris ve Collins'in birbirine bağlı kariyerlerinin gerçek hikayesi olduğunu anlamanızı istemesiydi. | Open Subtitles | أظن أن عميلي أرادك أن تفهمي في الواقع أنه كان يكمل كتاب بنفسه و الذي سيكون ليس فقط سيرة ذاتية |
müvekkilimin bu ortamda şansı olmayacağını biliyordum. | TED | علمت أن موكّلي لن يحصل على فرصة عادلة بهذا التشكيل. |
On yıl önce, müvekkilimin mahkumiyeti tamamen ikinci derece delillere dayanmaktadır. | Open Subtitles | إتهام موكلى منذ عشر أعوام إعتمد على الواضح على أدلة عرضية |
Arkasında durduğum müvekkilimin beni güçsüz düşürmesi yenilgi değildir, bu utançlıktır. | Open Subtitles | اخذ الجانب الاعمى بعوده عقود موكلي ليست نكسه انه مجرد احراج |
Çünkü müvekkilimin birkaç bin frank için böyle iğrenç bir şekilde dolandırılmış olması midemi bulandırdı. | Open Subtitles | بعد أن خدع موكلي بقسوة لبضعة آلالاف فرنك |
Buraya gelen her tanık müvekkilimin... cinsel organını görmediğini belirtti... müvekkilimi tutuklayan memurun akrabası olan bir kişi dışında. | Open Subtitles | كل الشهود الذين جاؤوا هنا شهدوا بانهم لم يروا قضيب موكلي في الواقع ماعدا شخص واحد هذا الشخص هو الضابط |
müvekkilimin güvenine ve onun sırlarını korumaya saygı göstereceğim. | Open Subtitles | أنا سوف أحافظ على الثقة وأحافظ على حرمتة أسرار موكلي |
müvekkilimin güvenine ve onun sırlarını korumaya saygı göstereceğim. | Open Subtitles | أنا سوف تحافظ على الثقة والحفاظ على حرمتها أسرار موكلي |
müvekkilimin sözde, Bay Bundy'den çaldığı değerli eşyalar. | Open Subtitles | إن الأشياء الثمينة التي موكلي يزعم أنهم سرقوا من السيد بندي. |
müvekkilimin senin desteğine ihtiyacı var. | Open Subtitles | حسنا .. انس هذا الأمر .. موكلتي تحتاج تأييدك |
müvekkilimin eşi ve altı yaşındaki oğulları Henry'nin babası. | Open Subtitles | زوج موكلتي.. سيليستي وود ووالد ابنهما هنري في السادسة من عمره |
Eğer bunu yaparsanız göreceksiniz anlamsız ölümler azalacak müvekkilimin eşi gibi başka kurbanlar. | Open Subtitles | إذا فعلتم.. فسوف ترون حوادث قتل أقل مثل ما حدث لزوج موكلتي جاكوب وود |
Benim elimde olan da müvekkilimin yanlış bir şey yaptığını kanıtlayabilecek geçerli bir kanıt, ya da tanık olmayışı var. | Open Subtitles | وهذا ما لديّ لا يوجد شاهد ثمين أو أيّ دليل موثوق علي أن عميلي إرتكب أي شيء مخالف |
Fakat açıkça anlaşılsın diye yine söylüyorum ki yapacağımız iş birliği, müvekkilimin vereceğiniz taahhütleri uygun bulmasına bağlı. | Open Subtitles | أريد التوضيح أنّ تعاون موكّلي مقرون بتعهّد يوافق عليه |
Hem, affedilmek için müvekkilimin neden teslim olması gerekiyormuş ki? | Open Subtitles | فسوف يتم العفو عنه فى 90 يومآ لماذا على موكلى ان يعود بأية حال من الأحوال ؟ |
Bu 10 saniye içinde müvekkilimin halkın önündeki konumu daha da zarar gördü. | Open Subtitles | وفي تلك ال 10 ثواني قد انخفضت سمعة عميلتي أكثر .. |
müvekkilimin 18 aylık cezasının bitmesine ne kadar süre kalmıştı? | Open Subtitles | وكم بقي لموكلي من الحكم الصادر بحقة لمدة 18 شهر؟ |
Düşünün, müvekkilimin özel durumu nedeniyle fiziksel olarak böyle bir cinayet işleyebilmesi inanılırlılık ötesi bir durum olacaktır. | Open Subtitles | لتعتقد ان موكلتى بعاهتها و اعاقاتها الواضحة تستطيع فسيولوجياً ارتكاب هذه الجريمة فوق حدود التصديق |
müvekkilimin öfkesini mazur görün. | Open Subtitles | أنتِ ستعذرين غضب مُوكّلي. لديه كلّ الأسباب للشعور بالظلم. |
müvekkilimin polis eşliğinde eşarbı aramasına izin verir misiniz? | Open Subtitles | أيمكنك أن تسمح لموكلتي بمرافقة الشرطة للبحث عن الوشاح؟ |
Hiç, Teğmen. müvekkilimin söylemeye çalıştığı şey-- | Open Subtitles | لا شيء,لاشيء, حضرة الملازم الذي يحاول قوله موكِّلي.. |
müvekkilimin tutuklandığı gece hapishane kayıtlarını sunmak istiyorum. | Open Subtitles | أود الدخول في أدلة ورقة سجل السجن على مُوكلي ليلة سجنه |
Onu tutmak için, fikrinizden... ve müvekkilimin güzergâhından başka bir şey var mı? | Open Subtitles | عِنْدَكَ أيّ شئُ أكثر مِنْ رأيكَ ومخطّط رحلة زبوني لإحتِجازه على؟ |
müvekkilimin bahçesinden toplanmış çakıl taşı örnekleri. | Open Subtitles | هذه عينة من الارضية تم أخذها من الطريق الخاص بموكلي |
Bu E sınıfı bir suç. Bunu tartışmayacağız, ancak müvekkilimin daha önce benzeri bir suçtan kesinleşmiş cezası yok. | Open Subtitles | إننا لا ننكر هذا، لكن موكّلتي ليس لديها سجلّ سابق بتعاطي المخدّرات |