| Ve sen, kıçı kırık devriye, suç mahalli inceleme günlerin sona erdi. | Open Subtitles | وأنت يا شرطية الدوريه تحللين مسرح الجريمه لن تفعلى هذا بعد الآن |
| Bakın, söylemeye çalıştığım ortada yalnızca bir suç mahalli yok. | Open Subtitles | ما أحاول أن أقوله هو لن يكون مسرح الجريمة فحسب |
| Platform, cinayet mahalli ama cinayeti araştırmak için izne ihtiyacımız var. | Open Subtitles | المنصّة تعتبر مسرح الجريمة، ولكننا بحاجة للوصول إليها للتحقيق في الجريمة |
| Suç mahalli fotoğrafları. Anlatmaya çalıştım. | Open Subtitles | هذه نسخة من صور موقع الجريمة لقد تعبت لأحصل عليها. |
| Pekala, oğlanlar ve kızlar, anneler ve babalar, suç mahalli giderek soğuyor. | Open Subtitles | حسنا أولاد وبنات امهات واباء هذا مشهد الجريمة صار باردا ـ دونوهو؟ |
| Olay mahalli fotoğraflarına göre saldırı sonucu etrafa saçılmış çok miktarda kan varmış. | Open Subtitles | صور مسرح الجريمة تظهر كانت هناك كمبية كبية من الدماء متفرقة بسبب الإعتداء |
| Özür dilerim ama şimdi siz buranın suç mahalli olduğunu mu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | أنا آسف. هل تقول لي هذه الغرفة هو نوع من مسرح الجريمة؟ |
| Burası suç mahalli değil çünkü evin her yerinde dolaşmış. | Open Subtitles | هذا ليس مسرح جريمة لأنّه لم يمشى خلال كل ذلك |
| Burası...bir suç mahalli, yani, teknik olarak burada kimsenin olmaması gerekiyor. | Open Subtitles | هذا.. مسرح جريمة لذا، عملياً، لا ينبغي لأحدٍ أن يكون هنا |
| Suç mahalli memurlarımdan başka kimse girmesin buraya. | Open Subtitles | لا أحد يدخل هذه المنطقة ماعدا محللي مسرح الجريمة |
| Suç mahalli, üç boyutludur. Taban, duvarlar ve tavan. | Open Subtitles | مسرح الجريمه ثلاثة أبعاد أرض, حوائط وأسقف |
| Mary Anne'in yaralarının Polly Nichols'ın yaralarına... uyup uymadığını görmek için... suç mahalli fotoğraflarını ele geçirmeliyiz. | Open Subtitles | نحتاج لأن نفحص صور مسرح الجريمه لنري أذا كانت جروح ماريان تطابق تلك الموجوده في بولي نيكولاس |
| Sadece kasetin bir kopyasını ver, tek istediğim bu. Elimizde suç mahalli kasetinden fazlası var. | Open Subtitles | فقط أعطني نسخة الشريط هذا كل شيء لدينا أكثر من شريط مسرح جريمة |
| Elimizde ne kimlik, ne suç mahalli, ne de ölüm sebebi var, değil mi? | Open Subtitles | ليس لدينا هوية , ولا مسرح جريمة أولي ولا سبب وفاة |
| Rezil herif... 22 dakika önceki suç mahalli. | Open Subtitles | الجيز مسرح الجريمة كما من قبل الدقيقة 22. |
| Köprüye tekne çarpınca suç mahalli mi oluşuyor? | Open Subtitles | إذاً هذا إصطدام القارب بالجسر هل هذا مسرح الجريمة ؟ |
| İyilik yap. Dışarıda bekle. Cinayet mahalli bozulmamalı. | Open Subtitles | أسدّ لي معروفاً , وإنتظر أمام الباب يجب أن نبقي مسرح الجريمة كما هو |
| Burasını kesinlikle bir suç mahalli olarak açıklamayacağım. | Open Subtitles | بالطبع , عدم إعلان المكان كا موقع جريمة. |
| Suç mahalli fotoğraflarında zaman var. | Open Subtitles | حَسناً، مشهد الجريمةَ الصور جميعاً مشفّرة وقت. 7: |
| - Suç mahalli beklemez, duşlar bekler. | Open Subtitles | أجل، حسنا، مسارح الجريمة لا تتنظر. لكن الإستحمام بلى. |
| Dosyada suç mahalli formu ve fotoğrafları ve bundan başka bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء هنا إلاّ مسدس عيار 24 وبعض الصور من ساحة الجريمة |
| Cinayet dosyasının kopyası ve suç mahalli kasetinin bir kopyası. | Open Subtitles | نسخة من ملف الجريمة وشريط التسلل لمسرح الجريمة |
| Hiç bir şekilde olay mahalli ile bağlantısı olmaması gerekiyor. | Open Subtitles | يجب ألا تكون لها علاقة بمسرح الجريمة إطلاقًا لِم لا؟ |
| Ben duş alacağım, alt kattaki banyo artık suç mahalli! | Open Subtitles | انا سأذهب لأغتسل بما ان الحمام السفلي يبدو كمسرح .للجريمه |
| Burası henüz suç mahalli değil. | Open Subtitles | هذا ليس رسميا مسرحا للجريمة بعد هذه فكرة |
| İlk kez yeni bir suç mahalli ile karşılaşıyoruz Onun hemen gelmesini istedim | Open Subtitles | عندنا جريمة طازجة ومسرح جريمة اردته هنا حالا |
| Bunlar yeni sözler ama hiçbiri suç mahalli ile bağlantılı değil. | Open Subtitles | هُناكَ كلماتُ جديدةَ ، ولكن لا يبدو أنَ ايا منها مُرتبط معَ مسرحُ الجريمةَ |
| Hayır, bu değil. Kafanızda, cinayet mahalli tipi olduğunuzu düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | كلا, ليس كذلك, لقد أدخلتوا في عقلكم أنكم تستطيعون الدخول لمسارح الجرائم |
| Cinayet mahalli yakınında bulduğu ufak objeleri gözlerinin üzerine koyuyor şu ana dek çakıl taşı, cam parçası ve şişe kapakları. | Open Subtitles | عناصر صغيرة وُجدت بمسارح الجريمة وضعت على أعينهنّ حصوات، قطع من الزجاج وغطاء زجاجة حتى الآن. |
| Soförüm seni almaya gittiginde, oranin bir cinayet mahalli oldugunu söyledi. | Open Subtitles | سائقي قال أنه ذهب ليأخذك و المكان كان مسرحاً لجريمة |
| Kurşunun ısısı yarayı girdiği yerden dağlar bu yüzden olay mahalli filmlerde gösterilenden çok daha sakin olur. | Open Subtitles | شدّة سخونة الرصاصة تقوم بكيّ الجرح أثناء مرورها... لذا فمسرح الجريمة لا يُصبح فوضويّـاً بتلك الطريقة التي إرتسمتها داخل رأسك. |