Harika, o zaman gidip Oprah'ya babanın bir hafta sonu Holiday lnn'e giderek... hayatını nasıl mahvettiğini anlatırsın! | Open Subtitles | حسن. إذن تستطيع أن تخبر أوبرا كيف دمر أبوك حياتك بقضاء عطلة نهاية الأسبوع في فندق |
Umarım bir gün hareketlerinin insanların hayatlarını nasıl mahvettiğini anlarsın. | Open Subtitles | آمل يوما ما أن تدركي كيف دمرت أفعالك حياة الآخرين |
İkinci gününde önemli bir işi mahvettiğini söylemek istemiyorum. Suçu üstüme alacağım. | Open Subtitles | لا أريد إخباره أنك أفسدت إشتراك رئيسك في ثاني يوم لك |
Bir hafta veya bir ay içince uyanıp tüm hayatını mahvettiğini anladığı zaman yanında olmalısın, çünkü başkası olmayacak. | Open Subtitles | لأنه عندما سيستيقظ، في غضون أسبوع، أو 3 أشهر من الآن، سيُدرك أنه أفسد حياته بأسرها |
Değişikliği kimin yaptığını ve kariyerini kimin mahvettiğini bulmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | بل كانت تبحث لتجد من قام بإجراء تلك التغييرات، ومن دمّر حياتها المهنيّة. |
Benim elimde olan her şeyi mahvettiğini görmüyor musun? | Open Subtitles | ألا ترين أنها خربت كل شيء لي ؟ |
Ama son derece beceriksiz olduğunu ve Ruslarla ilişkilerini mahvettiğini iddia ediyorlar. | Open Subtitles | يقولون بانك عاجزة جداً وانك افسدت العلاقات مع الروس |
Önceki evliliğimi askeri işlerin mahvettiğini biliyor. | Open Subtitles | هي تعرف أن الجيش خرّب زواجي الأخير لا يمكن أن تأخذ أيّ شئ للتعامل معه |
Öfkesi geçtiğinde hayatını mahvettiğini anladı göz açıp kapayana kadar. | Open Subtitles | غضبه تمرير وقال أنه يدرك أنه قد دمر حياته للحظة عابرة. |
Sana babamın ne kadar kötü olduğunu ve hayatımı nasıl mahvettiğini anlatmam gereken kısım bu. | Open Subtitles | كم كان والدي مريعاً و كم الأشياء الرهيبة التي فعلها لي و كم دمر حياتي |
Kadının biri gelip, aynen böyle bir şakanın evliliğini nasıl mahvettiğini anlattı. | Open Subtitles | تلك المرأة افتعلت ضجة وكيف أن مقلب كهذا قد دمر زواجها |
- Kristin' e söylediğin yalanların evliliğini mahvettiğini düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت انها الاكاذيب التي قلتها لكريستيان هي التي دمرت زواجك |
Onun hayatını mahvettiğini bildiğimiz bir aileye nasıl olur da gelin gidersin? | Open Subtitles | كيف يمكنكِ الموافقة علي الزواج من تلك العائلة، وكلانا يعرف أنها دمرت حياتها؟ |
Davayı mahvettiğini öğrenince ne yapacağını sanıyordun ki? | Open Subtitles | ماذا اعتقدت انه سيفعل عندما يعلم بأنك دمرت قضيته؟ |
Tamam, sen bilirsin. Neden Kim'le her şeyi mahvettiğini mi bilmek istiyorsun? | Open Subtitles | حسنا, أتريد أن تعرف لماذا أنت تقريبا أفسدت الأمر مع كيم؟ |
Tavanı annemin mi mahvettiğini söylemeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تقول لي بأن والدتي أفسدت مقلاتك ؟ وداعاً يا فيل |
Sonra bir de bakmışsın ki, bahçede çıplak uyanmışsın ve annen Noel'i mahvettiğini söyleyip duruyor. | Open Subtitles | ولا تكف أمك عن القول بأنك أفسدت عيد الميلاد |
Ona, minibüsten inerek bütün geceyi mahvettiğini söyler misiniz? | Open Subtitles | هلا أخبرتيه.. أنه أفسد الامر عندما نزل من الفان |
İçkinin hayatını mahvettiğini söyleyebiliriz, değil mi? | Open Subtitles | أمر يوحي بالأمن القول أن ذلك الشراب هو ما أفسد حياتك في المقام الأول، أليس كذلك؟ |
ve arkasında kaç tane kadını mahvettiğini herkes biliyor. | Open Subtitles | وجميع الناس يعلمون كم إمرأة دمّر |
Ama hayır. Her şeyi mahvettiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لكن لا، لا أعتقد انك خربت كل شيء. |
Suçlamaların adamın hayatını nasıl mahvettiğini hayal edebilirsiniz. | Open Subtitles | الان يمكنك تخيل التهمة، تقريبا افسدت حياته |
Hatırlıyor musun,Cody Goldfine noel hediyeni mahvettiğini düşünüp evini onu cezalandırmak için evini tuvalet kağıdıyla sarmıştık. | Open Subtitles | أنا أعرف هذه النظرة. أتذكرين عندما اعتقدتِ أن كودي قولدفاين خرّب هديتكِ لسانتا السري، |
Senin hayatımı mahvettiğini düşündüğüm zamanlara bir geri dönüş anı yaşadım. | Open Subtitles | أمرّ بلحظة يحق لي بواحدة في هذه المناسبة بإعتبار أنك خربتي شكلي |
Sorunların birçok insanın hayatını mahvettiğini gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت الكثير من أصحاب القدرات يدمرون حياة الأشخاص |
Psikiyatrına sekiz ilişki mahvettiğini söyleyebilirsin. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تُخبرَ كَ تَنكمشُ خرّبتَ ثمان عِلاقاتَ. |