| Bu tam boyutunda bir roket için, bir maket için değil. | Open Subtitles | هذه المعادلة تنطبق على صاروخ بالحجم الحقيقي، و ليس على نموذج |
| maket geminin altındaki çekmecede, vaad ettiğim 20 altını bulacaksın. | Open Subtitles | في الدرج أسفل نموذج السفينة ستجد 20 قطعة من الذهب خاصة بك |
| Bir çocuğun babası olmalı ona futbol oynamasını, maket uçak yapmasını öğretecek bir baba. | Open Subtitles | يجب على أحد ان يُعلمه كيف يلعب الكرة, ويصنع نماذج الطائرات, |
| ...patlatmak için hazırlanan maket hedeflerdi. | Open Subtitles | بأعتبار أنك لا تقوم فقط بتفجير نماذج التصوير بالأستوديو |
| Biliyorum da bu gece eksiksiz bir maket hazırlamalıyım. | Open Subtitles | أنا عارف لكن يجب أن أبني النموذج كاملا الليلة |
| Ve bu tip donanımla maket bunlarla yapılır. | Open Subtitles | وهذا النوع .. وهذا النوع من الأجهزة التي تجعل النماذج تعمل |
| Elinizde, öç almaya çalışan yapay zekâlı maket uçaklar ordusu var. | Open Subtitles | الآن لديكم جيش من الطائرات الآلية الصناعية الذكية تبحث عن الثأر. |
| Kesit, maket bıçağı gibi bir şeyle kesilmişçesine temiz, kusursuzdu. | Open Subtitles | الشقّ كان نظيفًا، دقيق كما لو أنّه تم بمشرط أوراق أو شيء من هذا القبيل |
| İşte bu nedenle maket olay yerinde değildi. | Open Subtitles | لهذا المجسم لم يكن مسرح الجريمة |
| Mesela bugün maket uçağımı kırdı. | Open Subtitles | كما جرى اليوم قام بكسر نموذج الطائرة خاصتي |
| Bu geceki akşam yemeğinin, fiberglas bir maket olduğunu anlarsa şaşarım. | Open Subtitles | أتساءل إذا ما أدرك أن عشائه الليلة ما هو إلا نموذج من ألياف الزجاج |
| "Boş versene arkadaş, Neden tüm karakterlerin seslerini kaydedip ölçekli bir maket yapmıyorum?" İzle! | Open Subtitles | لماذا لا أقوم بـ بناء نموذج مصغر و أسجّل الأصوات لجميع الشخصيات؟ راقب |
| Bu maket uçak yapmak gibi değildir. Anlarsın ya? | Open Subtitles | إنها ليست كتركيب إحدى نماذج العاب الطائرات الخاصة بك |
| Şu sevdiğin maket uçaklardan getireyim mi? | Open Subtitles | ماذا عن نماذج الطائرات التي تحب أن تصنعها ؟ |
| Ama son zamanlarda Kyle oyun oynuyor, Danny de maket uçak yapıyor. | Open Subtitles | لكن مؤخرا,كايل أعجب بألعاب الفيديو و داني يحب بناء نماذج الطائرات |
| Biliyorum da bu gece eksiksiz bir maket hazırlamalıyım. | Open Subtitles | أنا عارف لكن يجب أن أبني النموذج كاملا الليلة |
| Dedenin sana yaptığı maket hakkında ne düşündün? | Open Subtitles | ما رأيك في ذلك النموذج الذي صنعه جدّك؟ كان جميلاً |
| Ben 9 yaşımdan beri ölçekli maket yaparım. | Open Subtitles | كنت أصنع النماذج المصغرة منذ عمري 9 أعوام |
| Çünkü maket uçakta bulduğumuz verici ile kitabındaki aynı şifrelenmiş frekansa programlanmış. | Open Subtitles | لأن كتابك مبرمج على نفس التردد المشفّر الذي لدى جهاز الإرسال الذي وجدناه على الطائرة الآلية. |
| Yüzü herhalde maket bıçağıyla kesilmişti. | Open Subtitles | وجهها قطع على الأغلب بمشرط ورق/. |
| Lisa, işte Fransızların dediği gibi: "Le sahte maket. " | Open Subtitles | (ليسا) هذا ما يقولون عنه الفرنسيون "المجسم المزيف" |
| Penisini de maket bıçağı ile. | Open Subtitles | و خصيتاه بقاطع الصناديق |