Yirmiden fazla kıtalar arası uçuşun maliyetini dert etmiyoruz değil mi? | Open Subtitles | ولا يوجد قلق من تكلفة لـ20 رحلة خاصة أخرى عبر القارات؟ |
Tabii ki, aynı zamanda bu pompalama ekipmanını küçülttü ve sermaye maliyetini de. | TED | وهذا بطبيعة الحال يقلص من معدات الضخ .ومن تكلفة رأس المال الخاص بها كذلك |
Bu sadece park yeri maliyetini araba başına 10.000 dolara geriletir. | TED | هذا يعني 10،000 دولار لكل سيارة، تكلفة الموقف لوحده. |
Hadi. Benim yaklaşımım başlangıçta Kendimi buraya adamak, Sadece gecen sene tek başıma Bu yerin bakim maliyetini 17% azalttım. | Open Subtitles | أنا لا أقبل بالمعالجة الغير المنطقية، لقد خفضت تكاليف المكان بـ 17 بالمئة في السنة الماضية لوحدها |
Yüksek faiz oranları ise ekonomi hareketliliğini yavaşlatarak üreticilerin ve tüketicilerin maliyetini artırır. | TED | في الأثناء، فإن أسعارًا مرتفعة للفائدة تزيد التكلفة على المنتجين والمستهلكين، وتتسبب في تباطؤ النشاط الاقتصادي. |
Bir gün birileri o özel yanılsamanın maliyetini hesaplayacak. | Open Subtitles | ...يوماً ما سيحاول أن يخبرك شخص ما عن تكلفه هذا الوهم... |
Birileri daha öncesinden... güvenliği feda etmenin maliyetini hesaplamıştı. | Open Subtitles | شخصٌ ما دبّر ذلك مسبقاً ماالذي سيكلفه أن يضحي بعنصر الأمان؟ |
Bu, nesneleri yukarıya göndermenin maliyetini iki sıfır atacak kadar düşürdü ve birdenbire deney yapmaya, biraz risk almaya ve birçok yeniliği gerçekleştirmeye gücümüz yetiyordu. | TED | وهذا يخفض من تكلفة وضع الأشياء في الفضاء بـ 100 مرة أقل، وفجأة استطعنا تحمل هذه التجربة، لتأخذ القليل من الخطر، ولتحقيق الكثير من الابتكار. |
Ve sağladığımızda da tedavinin maliyetini düşürüyoruz. | TED | و عندما نجعلها تحصل، نخفض تكلفة الرعاية |
Onlar bağlantı maliyetini düşürmeye hedeflenmişlerdi. | TED | لديهم هدف لخفض تكلفة الاتصال بالانترنت. |
Ayrıca işlem maliyetini arttırıyor. | TED | وتصبح المعاملات المالية ذات تكلفة عالية. |
Ortalama bir deney için gerekli malzemelerin maliyetini bin dolarlar seviyesinden yüz dolarlara indiriyor ve zamandan da kazandırır. | TED | لأنه سيخفض تكلفة متوسط الأدوات اللازمة لتجربة ما من آلاف الدولارات إلى المئات فقط، كما أنه يختصر الوقت كثيراً أيضاً. |
Mektubun daha etkili olması ise bir oy maliyetini 70 dolardan yaklaşık 40 dolara düşürdü. | TED | وقد قَلّل جعل الرسائل فعالة من تكلفة عناء جلب أصوات إضافية من 70 دولار إلى حوالي 40 دولار. |
Bu süre içinde, faiz oranları bireysel müşteriler ve firmalar için borç alma maliyetini yansıtır. | TED | في الأثناء، فإن أسعار الفائدة، تعكس تكلفة الاستدانة للأشخاص والشركات. |
Ve beş faktörün de maliyetini topladığınızda yıllık tahmini 2,2 trilyon dolar. | TED | وعندما تجمع تكلفة العوامل الخمسة، تُقدّر التكلفة بـ2,2 تريليون دولار سنوياً. |
Tahmin ediyorum, sezon dışı riskler ve kamu giderlerinin de kişi başı maliyetini hesaplatmışsındır. | Open Subtitles | أعتقد أنك حسبت تكاليف حالات الطوارئ الموسمية والضرائب والرخصة |
Peki, yani, hastalığa direncini arttırabiliriz; hasat miktarını çiftçilik tekniğinde radikal çözümlere başvurmadan, ve maliyetini değiştirmeden artırabiliriz. | TED | يمكننا التركيز على تحسين مقاومتها للأمراض يمكننا ان نصل لمستويات انتاج عالية وبدون الحاجة الى تقنيات زراعية متقدمة او تكاليف اضافية |
Bana tüm malzemelerin maliyetini istemekten başka çare bırakmadın. 10$. | Open Subtitles | إذاً ليس لدي خيار سوى جعلك تدفع التكلفة الكاملة للمواد, عشر دولارات |
Bir gün birileri o özel yanılsamanın maliyetini hesaplayacak. | Open Subtitles | ...يوماً ما سيحاول أن يخبرك شخص ما عن تكلفه هذا الوهم... |
- O zaman bana törenin maliyetini öde. | Open Subtitles | إذا أعطني ما سيكلفه الحفل |
Bu hayati altyapıyı setlerle korumanın şaşırtıcı koruma maliyetini düşünün. | TED | تخيل التكاليف المرتفعة لحماية هذا البناء الأساسي بإنشاء السدود حوله. |