Artık malzeme bilgisine para yatırmaya başladılar, ama bunlar malzeme bilminde yeni şeyler. | TED | بدؤوا يستثمرون في علم المواد، لكن هذه هي الأشياء الجديدة في علم المواد. |
Temelde, ne yapmam gerektiğini biliyorum ama doğru malzeme ve aletlerim yok. | Open Subtitles | ببساطة أعرف ما يلزمني صنعه.. ولكني لا أملك المواد أو المعدات المناسبة |
Asıl zor kısmı yeterli miktarda, uygun kalitede fizyonlanabilir malzeme olması. | Open Subtitles | الجزء الأول الصعب سيكون عنده مواد كافية للوصول الي الدرجة الملائمة. |
Bir hastanede, bu cihaz tıbbi malzeme taşımak için kullanılabilir. | TED | في مستشفى، هذا الجهاز يمكن أن يستخدم لنقل المعدات الطبية. |
Sizi bugün sabah radyoda dinledim ve Tanrı bana size malzeme getirmemi söyledi.'' | TED | لقد سمعتكم على الإذاعة المسيحي اليوم، والرب قال لي أن أُحضِر لكم المؤن." |
Anlamıyorum. Hiç malzeme yok. Başka bir ekipten hiçbir iz yok yok. | Open Subtitles | اني لا افهم هذا، لا يوجد معدات ولا أثر لأي فريق آخر |
Uçağınız var mı? malzeme getiren uçak var mı hiç? | Open Subtitles | هل لديك طائرة هل هناك طائرات ستهبط هنا بها مؤن |
Ucmak icin her turlu malzeme mevcut. | Open Subtitles | كل المكونات التى تجعلنى زنجى حلو كالفطيره |
malzeme arabalarının yanında yakaladık. | Open Subtitles | أمسكناه بالقرب من عربة الإمدادات يا سيدى |
Pekala, Dr. Hendrix. Elinizde yeterince malzeme olduğundan emin misiniz? | Open Subtitles | حسنا، دكتور هندريكس، هل أنت متأكد أن لديك المواد الكافية؟ |
Tatlım, üzgünüm ama seni götüremem. Aşağıda bir sürü tehlikeli malzeme var. | Open Subtitles | عزيزتي لا استطيع ان اسطحبكِ معي للاسفل هنالك العديد من المواد الخطرة |
Bazılarımız savaşmak zorunda elbette ama bazılarımızın da bizlere savaşacak malzeme hazırlaması gerekiyor. | Open Subtitles | بعض الرجال عليهم القتال، بالتأكيد لكن بعض الرجال عليهم إعطائنا المواد لنقاتل بها |
- Depoda nükleer malzeme olduğunu ve bombanın antrepoda monte edildiğini biliyoruz. | Open Subtitles | وماذا في ذلك؟ حسناً، نعرف أنّ هناك مواد نوويّة في منشأة التخزين |
Yanınızda enfeksiyonlu malzeme veya Lucas Klinik Şirketi'ne ait bir eşya taşıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تحمل اي مواد معدية معك او ممتلكات لعيادة لوكاس او مواردها؟ لا |
Tabii böyle bir verici pek standart bir malzeme değil. | Open Subtitles | وبديهي، جهاز إرسال بهذه القدرة ليس من المعدات التقليدية |
Bu tekneler deltaya malzeme taşıyorlar, Yüzbaşı. | Open Subtitles | هذه القوارب تحمل المؤن من الدلتا يا كابتن |
Fazladan birkaç malzeme de aldım. Bu sefer çok daha dikkatli olmalıyız. | Open Subtitles | .لقد جلبت معدات إضافية .أظن علينا أن نكون حذرين جداً هذه المرة |
Buraya barınmak için geliriz. Ayrıca malzeme depolarız. | Open Subtitles | نحن نأتى هنا للإختباء ، و هناك مؤن هنا أيضا |
Şimdi ise, temel kimya aletleri ve doğru malzeme ile... evlerde üretim yapılabilir. | Open Subtitles | الآن أي شخص بعدّة كيمياء و المكونات تستطيع طبخه في البيت. |
Kendi süpriz partim için malzeme almamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | تريدني أن أشتري الإمدادات لحفلتي المفاجئة ؟ |
Bir mimar olarak tahta zaten güneş enerjisiyle büyümüş olan büyük ve inşaatta kullanabileceğim tek malzeme. | TED | الخشب هو المادة الوحيدة، وهو مادة كبيرة، أستطيع كمهندس معماري البناء بها وهي مادة نمت بقوة الشمس. |
Afet bölgesine derhal malzeme göndermelerini sağla. | Open Subtitles | إجعلهُ يرسل إمدادات على الفور إلى منطقة الكارثة. |
...öyle soğuktur ki, püskürttüğü malzeme su sert kaya gibi donardı. | Open Subtitles | بارد لدرجة أن المادة التي يقذفها قد تُجمّد الماء صلدًا كالصخر |
ev yapımı bir yangın bombasında, En önemli malzeme suni köpüktür. | Open Subtitles | المكون الرئيسي لقنبلة حارقة منزلية الصنع من الناحية الأخرى، رغوة بوليستر |
Takı yapmak için malzeme almaya çıkmıştık ve bir şeyler yemeye karar verdik. | Open Subtitles | كنا خارجين نحضر بعض الأغراض لصناعة الإكسسوارات و قررنا أن نأكل شيئاً هنا |
Yemek yaparken, iyi bir yemek için iyi malzeme gerekir. | TED | تحتاج في الطهو إلى مكونات وعناصر جيدة لطهي طعاماً جيداً. |
Kıyafetimi giyindikten sonra hep yaptığım gibi malzeme masasından aldım. | Open Subtitles | أخذتُه من مُنضدة الأدوات عندما ارتديتُ زيّي، مثلما أفعل دائماً. |