Çoğu insan da onlara soldakinin Hitler, sağdakinin Martin Luther King olduğunu söylediğimde kararlarını değiştiriyor. | TED | ومعظم الناس يغيّرون اختيارهم عندما أقول لهم أن الذي على اليسار هو لهتلر والذي على اليمين هو لمارتن لوثر كينغ. |
Bu Martin Sloan için yalnızca bir pazar gezmeği değil. | Open Subtitles | وهذه ليست مجرد نزهة بالسيارة لمارتن سلون |
Senden ve Martin'den eyalet başkentine kadar benimle gelmenizi istemek zorundayım. | Open Subtitles | إيثان لابد أن أصحبك أنت و مارتن في جولة إلى عاصمة الولاية |
Feribota bindiğimizde Martin arabada oturur. | Open Subtitles | يَجْلسُ مارتن في سيارتِه عندما نَذْهبُ على العبّارةِ إلى الجزيرةِ. |
1955'te Martin Luther King Jr. ile çalışmaya başladı ve onun fikirlerini paylaştı. | TED | بدأ العمل مع مارتن لوثر كينغ جونيور في العام 1955، وتبادل هذه الأفكار معه. |
Harriet, o genç adamı "benim Bay Martin'im" diye çağırman için bir sebep var mı? | Open Subtitles | "هارييت هل يوجد اي سبب لتسمي ذلك الشاب السيد مارتن"مارتن الخاص بي |
Yüzeydekiler Martin'in başının hala dertte olduğunu kesinlikle biliyorlar. | Open Subtitles | حالاً عند السطح منالواضحلكلِّشخص ، أنَّ مارتن ما يزال في مُشكلة. |
Bir kaç dakika önce, Senatör Martin, bu dramatik yalvarışı yaptı. | Open Subtitles | هذا و قد قامت السيناتور مارتين منذ لحظات بتسجيل هذا النداء |
Aston Martin'yi tehlikeli kullanmaktan içeri alınmış. | Open Subtitles | احتجزت لقيادتها لسيارتها الأستون مارتن بطريقة متعرجة |
Martin'e gönderdiğin sahte olanlar değil gerçek olanları. | Open Subtitles | ليست المزيفة التى تعطيها لمارتن بل الحقيقية |
Martin'in doğum kaydını, okul geçmişini, personel dosyasındaki servis raporlarını karşılaştırınca bazı farklılıklar buldum. | Open Subtitles | عندما أبحت في سجل الولادة لمارتن مدرسة ,تاريخ, خدمة تقارير مع ملفات الموظفين اجد اختلافات صغيرة |
Martin'in doğum kaydını, okul geçmişini, personel dosyasındaki servis raporlarını karşılaştırınca bazı farklılıklar buldum. | Open Subtitles | عندما أبحت في سجل الولادة لمارتن مدرسة ,تاريخ, خدمة تقارير مع ملفات الموظفين اجد اختلافات صغيرة |
Felix Martin Epe için çalışıyor, o da karaborsada dağıtıcı. | Open Subtitles | فيليكس يعمل لمارتن إيبي. انه عداء السوق السوداء. |
Sonra beni Bay Martin'in Kara Kule'deki bürosuna çağırdılar. | Open Subtitles | ثمّ أَنا مسمّى إلى مكتبِ السّيدِ مارتن في البرجِ الأسودِ. |
Gelirken Dr. Martin'i aradım. Bugün seni görebilir. | Open Subtitles | إتصلت بالطبيب مارتن في طريقي إلى هنا يمكنه معاينتك اليوم |
Martin'le konuşunca, seni buradan daha uzak ve daha güvenli bir yere götüreceğiz. | Open Subtitles | حالما تتحدثين مع مارتن فإننا سنبعدك إلى مكان قريب إلى مكان آمن |
Oh, o Bay Martin'di. | Open Subtitles | اوه هذا كان مارتن الخاص بي |
Martin'e yaptıkları şey buydu, bana da yapacakları şey bu olacak. | Open Subtitles | إنه ما فعلوه لـ مارتن ما كانوا سيفعلونه لي |
Bu sürede Martin, Cyd Charisse ve John McGiver'ın sahneleri çekildi. | Open Subtitles | تم تصوير هذه المشاهد بين مارتين و شيريس و جون ماكيفر |
4'e doğru bu Aston Martin, Jason'ın yerinde durdu. | Open Subtitles | حوالي الساعة الرابعة صباحا، هاذه الأستون مارتن تسحب في مكان جايسون |