Sokaklardan gelen bir kadının aile üyelerimizin masasını beklemesine izin mi verdin? | Open Subtitles | أنتِ قد سمحتِ لإمرأة من الشارع أن تخدّم على طاولة لأعضاء عائلتنا؟ |
Bu sorunu çözmek için Stanford Üniversitesi'nden Dr. Brown'la birlikte sanal diseksiyon masasını geliştirdik. | TED | من أجل معالجة هذا، وضعنا مع الدكتور براون في ستانفورد: طاولة التشريح الافتراضية. |
bir pinpon masasını alıp üzerine projektör koydular, | TED | أحضروا طاولة البينج بونج ، وجهاز عرض فوقه |
Eğer onun masasını boşaltırsam kendimi daha iyi hissedeceğimi düşündüm. | Open Subtitles | وهذا سبب اعتقادي بأنني لو نظفت مكتبها فسأشعر بحالٍ أفضل |
Kız kardeşim çocukların masasını yan odada hazırlamasına rağmen, ben boğaz ağrısına yakalanırım. | Open Subtitles | اختى تضع طاولة للاطفال فى الحجرة المجاورة ولا ازال اصاب بالتهاب الحنجرة |
Yaptığım piknik masasını koyacak kadar büyük. | Open Subtitles | فقط كبيرة كفاية لتتسع طاولة النزهة التي صنعتها. |
Bilardo masasını daha büyük bir yere taşınınca alırız. | Open Subtitles | لقد ناقشنا هذا من قبل سنحصل على طاولة بلياردو عندما نحصل على منزل أفضل |
Kaplamayı bitirdik ve bilardo masasını yerine çekmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | انتهينا من البلاط، والأن نحاول تحريك طاولة البلياردوا |
Numaralarını anlayana kadar tekli 21 masasını kapat. | Open Subtitles | أقفل طاولة البلاك جاك 21 حتى نستطيع إحصائهم كلهم |
Tamam. Bunu, size dev Pai Sho masasını gösterirken de yapabiliriz. | Open Subtitles | حسناً, يمكننا التحدث عن الأمر و أنا أريكم طاولة الباي شو العملاقة |
Ama bilardo masasını istiyorsanız, erken gelmeniz gerekiyordu. (Geçmiş olsun, Rusty) | Open Subtitles | لكن يجدر الوصول إلى هناك باكراً لاستعمال طاولة البليارد |
Tabi ki, Sadece suşi masasını geçin, limbo pistinin arkasında, yirmi bir masasını önünde, sağda. | Open Subtitles | بالطبع .. انها بعد بار السوشي خلف حلبة الليمبو امام طاولة البلاك جاك |
Bu kan dolaşımı masasını terse çevireyim de beynine biraz kan gitsin! | Open Subtitles | هل يتعين عليَّ قلب طاولة دوران الدم هذه رأسًا على عقب حتَّى يتزوَّد دماغك ببعض الدم؟ |
Bu kan dolaşımı masasını terse çevireyim de beynine biraz kan gitsin! | Open Subtitles | هل يتعين عليَّ قلب طاولة دوران الدم هذه رأسًا على عقب حتَّى يتزوَّد دماغك ببعض الدم؟ |
Eskiden masasını kemirirdi. Onun kafasının işlemediğini sanıyordum. | Open Subtitles | لقد اعتادت ان تأكل الخشب الموجود على مكتبها كنت أظن انها بطيئة الفهم |
Pfizer masasını aramasını sağlar. | Open Subtitles | بمكتب شركة "فايزر" للحصول على المساعدة. |
Bir araba kazasına cinayet masasını çağırdığına göre çok ilginç bir şey olmalı. | Open Subtitles | اه, بالتأكيد أنه شيء خطير لكي تطلبي الاتصال بقسم الجرائم من أجل حادث سيارة. |
Yemeklerini getirir ve bitirdiğinde masasını toplardım. | Open Subtitles | أحضِر له الوجبات وأنظف طاولته بعدما ينتهي. |
Üniversitede bir heykeli ve komşusunun bilardo masasını patlatmış. İki yıl hapis yatmış. | Open Subtitles | لقد فجر تمثال الكلية على مائدة بلياردو أحد الجيران |
Etil Metan Sülfonat alkil oluşturan bir etmen ve güçlü bir dönüştürücüdür. O kadar öldürücü bir virüs yarattı ki denek daha ameliyat masasını terk edemeden ölmüştü. | Open Subtitles | كبريتات الميثان الأثيلى وسط قلوى متغير قوى خلق فيروسا قاتلا جدا , الحالة تموت قبلما تترك المائدة |
Otopsi masasını, morg tepsilerini ve X-ray makinelerini görebiliyorsunuz ve hatta otopsi masasındaki kullanılmış aletleri görebiliyorsunuz. | TED | ترون منضدة التشريح، طاولات المشرحة، ماكينات أشعة إكس وحتي الأدوات المستعملة التي ترونها علي منضدة التشريح. |
Bilorda masasını, tüm ıstakaları ve tebeşirleri istiyorum. | Open Subtitles | وطاولة البليارد وكلّ عصا بليارد والطباشير. |
Yemek masasını topluyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا يقومون برفع مائده العشاء |
Babasının masasını karıştırdığını söyledi. | Open Subtitles | قال بأنك كنت تتطفل على مكتب والده |