Benim mazeretim var, Bayan Scoville Güçlü bir erkek değil. | Open Subtitles | انا, كان لدي عذر.والسيدة. سكوفل بالتاكيد ليست قوية كفاية |
durdurmak için mazeretim yok bu bir ofis emri muhakkak biliyorsun eğer NERV kaybederse tüm dünya helak olur küstah ve kibirli değiller bunlarda ne? | Open Subtitles | لماذا لا توقفهم ؟ . لا أملك عذر لإيقافهم . هذا الطلب كان رسمي العالم سينتهي |
Olanlar için sağlam bir mazeretim var. - Duymak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | إنّما لديّ عذر مناسب لما حدث حسناً, أودّ سماعه |
kedim konuşmazsa, hiç mazeretim yok. | Open Subtitles | إلا إذا كان بإمكان قطتي التكلم، فأنا ليس لدي حجة غياب. |
mazeretim yok. | Open Subtitles | لا أعذار لما فعلته |
mazeretim, benim paramın lanetli olması ve hayatımın 8 yılını ondan kurtulmaya çalışarak geçirmekti | Open Subtitles | عذري هو أن هذا المال الفاسد اللعين أستغرق مني 8 سنوات لأنـفـقـه |
Geçerli hiçbir mazeretim yok. Yeni arkadaşımla takılırken tamamen aklımdan çıkmış. | Open Subtitles | ليس لدي عذر سوى أنني كنت منشغلة في الاستمتاع مع صديق جديد ونسيت ذلك |
Onun için hiçbir mazeretim yok. Haddini fazlasıyla aştı. İyice çığırından çıktı. | Open Subtitles | أنا بغاية الأسف يا سيدي، لا عذر لديّ لما فعله لقد تجاوز الحدّ بكثير |
Derse geç kalıp sonra söyleyecek mazeretim yok ve Dean'e örnek bir öğrenci olacağıma dair söz verdim. | Open Subtitles | ليس لدي عذر لأتأخر عن الحصص كما أنني وعدت العميدة أنني سأكون طالبة مثالية |
Aptal bir şakanın kontrolden çıkması dışında başka hiçbir mazeretim yok. | Open Subtitles | فقط أعطني فرصة ليس لدي أي عذر سوى أنني قد فقدت رشدي |
Galiba artık gerçek bir mazeretim olacak. | Open Subtitles | ربما لا بد لي الآن من البحث عن عذر حقيقي |
Keşke iyi bir mazeretim olsaydı ama bu sadece gereksiz bir merak. | Open Subtitles | أتمنى لو كان لدي عذر جيد ولكن هذا بدافع الفضول |
Aslında benim buradan uzaklaşmak için bir mazeretim. Arabayı tamir ettirmeliyim. Ne var biliyor musun Bruce? | Open Subtitles | لكنه عذر لكي أذهب بعيدا يجب أن أصلح السيارة أتعرف ماذا ؟ |
Dürüst olmak gerekirse yaptığım şey için pek iyi bir mazeretim yok. | Open Subtitles | بأن يبقوا صادقين ليس لديّ عذر جيد جداً لما فعلته |
Herneyse, bunun için bir mazeretim yok, ama tekrardan, özür dilerim. | Open Subtitles | على كل حال لا عذر لذلك لكني ... مرة اخرى اسفة. |
Hafta sonu düşünüyordum ve hiçbir mazeretim yok. | Open Subtitles | كنت افكر في ذلك قليلا في هذه العطلة وليس لدي اي عذر |
mazeretim yok. Cesaret eksikliğim vardı. | Open Subtitles | أنه ليس عذر أنا ببساطة أحتاج لجرأة |
Sanırım az önce mazeretim olduğunu söyledin. | Open Subtitles | ظننت إنكِ قلتِ إنه لدي حجة غياب. |
mazeretim var. | Open Subtitles | لقد حصلت على حجة غياب |
mazeretim yok. | Open Subtitles | ليس لدي آي أعذار ، البتة |
Tek mazeretim, hayatım boyunca Empire gibi ayrıcalıklı bir kulüpte olmayı hayal etmem. | Open Subtitles | - كان محرجًا عذري الوحيد أني حلمت بالإنتماء لذاك النادي طيلة حياتي |
İşten çıkar çıkmaz döneceğim. Sana söylemiştim, bu benim mazeretim. | Open Subtitles | قريبًا بمُجرّد انتهاء العمل لقد أخبرتك، هذا هو عُذر غيابى |